Dağ Evi

4K 174 222
                                    

Hilal'in ağzından

Dün Yeliz'e haddini bildirdikten sonra çok rahatlamıştım. Aslında gerçekten şiddete karşıyımdır ama bu yolma işlemi umarım onu kendine getirmiştir. Açıkçası çok da dert etmedim. Leon da sesini çıkarmadı.

Bugün ise şu an dağ evi yolundaydık. Leon biz gelmeden önce orayı hazır hale getirmesi için birilerini ayarlamıştı. Biz gelene kadar çoktan ayrılmış olacaklardı. Kafamızı dinleyeceğimiz birkaç güne gerçekten çok ihtiyacım vardı. Ama içim de buruktu çünkü bizimkilere İzmir'e gidiyoruz diye yalan söylemiştik. Leon ise gayet mutluydu. Sonunda dağ evine varabilmiştik. Yol beklediğimden de uzun sürmüştü. Sanırım şehirden bayağı uzaktaydık.

Eve eşyalarımızı yerleştirdikten sonra önce bir orman havası alalım diye düşünüp yürüyüşe çıktık. Şehirin kirli, tozlu havasından sonra burada gerçekten nefes aldığını hissediyor insan. Yaşadığını hissediyor her nefeste. Ağaçların yaprakları dökülmüştü ve tüm yolu kaplamıştı. Her attığımız adımda ezdiğimiz yaprakların çıtırdama sesi kulaklarımıza geldikçe huzur da geliyordu.

Elimi Leon'un beline dolamıştım. O da omuzlarıma dolamıştı. O boşta olan eliyle belinde olan elimi tutarken ben de boşta olan elimle omuzlarımda olan elini tutuyordum. Sessizlikle ilerliyorduk. Yaprakların sesi yetiyordu bize. Bir iki saat yürüdükten sonra Leon bebeğinin daha fazla yorulmasını istemediği için eve geri döndük. Hava kararmıştı zaten. Şöminemiz de yanıyordu.

Önce Leon'la yemeğimizi yedik. Sonra ise şöminenin karşısındaki pufa kurulduk. Aslında iki tane vardı ama Leon beni yanına çekti. Sırtımı göğsüne yaslamıştım. Başım omzundaydı. Tam da uyumak için harika bir ortamdı ama o kadar harikaydı ki uyumak da istemiyordum. Şöminedeki ateşin dinlendiren sesi kadar ılık bir sesle konuşmaya başladı Leon.

"Sen bana aile kavramını öğrettin Hilal. Tamam annemle ve babamla da güzel bir aile yapımız vardı ama bu duygu başka. Sizlerin... Senin ve senden olan parçamın kanatlarımın altında olması... Hilal anlatılamaz bir şey bu."

"Biz birbirimizi tamamlayan bir bütün olduk Leon. Eksik parçamız da karnımda. Bizi tamamlamaya geliyor." İkimiz de kıkırdadık.

"Kız ya da erkek olması önemli değil. Ama sana benzemesini çok isterim. Hem güzelliği hem de huyunun güzelliği."

"Babası gibi de muzip olmasını çok isterim ben de." Saçlarıma bir öpücük kondurdu. Bir süre sessiz kaldık ve şöminedeki ateşi izledik.

"Leon."

"Efendim?"

"Hayatta en çok neyi yapmayı isterdin? Veya neleri? Şöyle ölmeden önce içimde kalmasın diyeceğin şeyler var mı?"

"Hmm. Sanırım var."

"Ne?"

"Çocuğumuza kardeş yapmak." Arkamı bile dönmeden hafifçe eline vurdum. Ben eline vurunca o da kollarıyla beni iyice kendine bastırdı ve saçımı, yanaklarımı öpücüklere boğdu.

"Aşk bedenlerin değil ruhların birbirine değmesidir Leon!"

"İkisi aynı anda olmuyor mu?" Eline vurdum yine.

"Neyse. Tamam ben sustum. Ölmeden önce yapmak istediklerimden biri çok yüksek bir yerden paraşütle atlamak."

"Ayy! Leon ben hayatta öyle bir yerden atlayamam! Sen de atlama ya! Kıyamam ben sana!" Leon kahkaha atmaya başladı.

"Bebeğimizi bağlayacağım önüme. Beraber atlayacağız."

"Eğer öyle bir şey yaparsan seni o tepeden paraşütsüz atarım Leon!" Leon iyice kahkaha atmaya başladı.

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin