Mest

4.2K 197 99
                                    

Leon'un ağzından

Şarkı bitmişti ama biz hala o büyünün etkisinden çıkamamıştık. Sağa sola düzenli bir şekilde sallanıyorduk. Bu seferki şarkımız kalplerimizin atışlarıydı. Hiç içmeden sarhoş olur mu bir insan? Şu an ikimiz de birbirimizin kokusuyla sarhoş olmuştuk. Dünyadan, insanlardan kopmuş sadece birbirimizin kokusuyla nefes alıyor birbirimizle yaşıyorduk. Mest olmuştum. Hilal'in kulağına doğru nefesimi üfledim önce. Hilal'in titremesinden bile heyecanlandığına emindim. Onun bu halleriyle ayrı bir mest oluyordum.

"Hilal, acaba anlaşmamızı bozmanın sırası gelmedi mi?"

Hilal hemen geri çekildi ve sağlam olan omzuma hafifçe vurdu. Sinirlendiği halde bana kıyamaması bu yüzden canım acımasın diye hafifçe vurması çok hoşuma gidiyordu. Bana böyle ters ters baktığında kardeşiyle oyuncak kavgasına girmiş ve kaybetmiş küçük bir kız çocuğuna benziyordu. Böyle olunca yanaklarını sıkmamak için kendimle büyük bir savaş veriyordum. Hilal kızgın tutmaya çalıştığı ama bu haline ayrı bir sevimlilik katan sesiyle konuşmaya başladı.

"Fırsatçılık yapma! 6 ay dediysem 6 ay Leon!"

"Ne yani? Sen de 6 ay boyunca dayanabilecek misin?" Hilal sorum üzerine afalladı. Gözlerini kısıp bir şeyler düşündü ama ben aklından geçenleri okuyamadım.

"Neden katlanamayacakmışım? Benim için hiçbir sorun yok." Bunun yalan olduğunu gözlerinden okuyabiliyordum işte. Zaten bu yüzden üstüne gidiyordum. İmalı bir ses tonuyla konuşmaya çalıştım.

"Emin misin buna? Dikkat et anlaşmayı bozan taraf sen olma. Çünkü oyunbozanlık yaparsan sana zevkle eşlik edecek bir kocan var." Hilal biraz kızarmaya başlamıştı. Ama buna rağmen dik duruşunu ve otoriter bakışlarını bozmuyordu. Bu haline karşı koymak çok zordu.

"Öyle bir şey asla olmayacak Leon!" Ona bir adım yaklaştım. Aramızda çok mesafe olmadığı için dibindeydim şimdi. Boyum uzun olduğu için ona üstten bakıyordum. O ise gözlerime bakabilmek için boynunu iyice dikleştirip, kafasını yukarı kaldırıyordu. Onun denizlerine yukarıdan bakıp atlamamak çok zordu. Şimdiye kadar hep bücür dediğim kızın beni bir bakışıyla bile bu derece heyecanlandırabilmesi sevdaya dahil değil mi? Sonunda bulabildiğim sesimle ağzımdan kelimeler dökülebilmişti.

"En son asla dediğinden sonra dün geceyi hatırlatmak isterim."

Hilal'in mavi gözleri kocaman açılmış teni ise ona zıtlık oluşturacak şekilde kıpkırmızıydı. Dudaklarını sinirle birbirine bastırdı.

"Öyle bir şey olmayacak Leon! Son kararım!"

"Diyorsun?"

"Diyorum."

Lafını bitirir bitirmez hızla merdivenlerden çıkmaya başladı. Her zaman yaptığı gibi utandığında kaçıyordu. Her zaman yaptığı gibi... Hilal'in bir huyunu farkında olmadan öğrenmek istemsizce hoşuma gitmişti. Hem Hilal'in bu hali hem de bu durum onun arkasından dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasına sebep oldu. Ama şimdi başka şeyler düşünmek zorundaydım. Bu anlaşma Hilal tarafından bozulacaktı. Hem de en fazla 10 gün içinde. Buna kararlıydım.

Ağır adımlarla merdivenleri tırmandım. Odaya daha doğrusu odamıza geldiğimde Hilal içeride yoktu. O gelene kadar pijamalarımı geçirdim üstüme. Tam işim bittiğinde kapının açılma sesi kulağıma ve sonra Hilal'i gördüm. O da pijamalarını giymişti. Başka bir yerde miydi giyinmişti yani? Bunun nedenini ona soracakken elinde pansuman malzemelerinin olduğu çantayı fark ettim. Sonra ise Hilal'in pürüzsüz ve yumuşak sesi doldurdu odayı.

"2 gündür pansumanını yenilemedik. Yaranın ne durumda olduğuna bakıp ilaç sürmem lazım." Yarayı açma sebebi kendisi olduğu için yüzüme bakamayarak söylemişti bunu. O gün bilerek çekilmemiştim. Çünkü evlendiğimiz ilk gün onu yaralayıp yaralamamasını umursamadan ona vazo fırlatmıştım. Belki o da yaralanabilirdi ama neyse ki yaralanmamıştı. Bundan dolayı ben kendi kendime bedel ödetmek için çekilmezken Hilal kendini suçlayıp üzülüyordu. O sırada her insan benim çekileceğimi düşünürdü. Onun hatası değildi.

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin