23. Bölüm: Mistik Manzara

13.6K 374 113
                                    

Kimberly'nin dudaklarından dökülen melodiler kreşendoyu yakalamıştı, fakat kısa bir ara verip Scherzo'nun kapısına doğru ritmik adımlarla Flamenko dansını uygularcasına dinç ve keyifli bir yüz ifadesiyle ilerlerken iki kolunu sırtına doğru esneterek tüm yaşamı ahenkle solumayı sürdürdü. Onun ışıktan farksız sözleriyle tamamen uyumlanmışlardı; her biri Kimberly teyzelerini peşi sıra takip ederek dışarı çıktılar. 

"Gökyüzü..." dedi Kimberly sağ işaret parmağını yukarı kaldırıp gözlerini kapalı tutarken, "bugün tüm duyguları art arda yaşıyor, farkında mısınız?" 

"Evet," diye yanıtladı Ophelia onu gitgide daha iyi anladığını fark edercesine özgüvenli bir ses tonuyla başını gökyüzüne kaldırırken, "kara bulutların bir kısmının ardından mavinin en canlı tonunu görüyorum ve hava buraya girdiğimizden çok daha dingin." 

"Tıpkı bizim gibi..." Anthony üç adım öne çıkıp Ophelia'nın yanında durdu, "bugün masallar dünyasında gibiyiz; gökyüzü bizi dinliyor olmalı." Kimberly Anthony ile Ophelia'nın gidişatına hayranlık duyduğunu onların yanına doğru ilerleyip ikisinin gözlerinin içine şefkatle bakarak belli etti ve konuşmaya devam etti:

"Ah, çocuklar. Hepiniz, ama hepiniz ruhumu besliyorsunuz! Düşünceleriniz tam anlamıyla doğru ve bu, Scherzo'dan ayrılmadan hemen önce bahsetmek üzere olduğum durumla tamamen ilişkili. Anthony, tatlım..." Kimberly Anthony'e baktıktan sonra arkasını dönüp kaplumbağa kadar ağır adımlarla Courante'nin ve Doğu Orman'ın olduğu bölgeye doğru yürümeye başladı, "bu bir tesadüf değil, gökyüzü bizi gerçekten dinliyor. Çünkü içimiz dışınızı adeta ayna gibi yansıtıyor. Bunu asla unutmayın, olur mu? Hayatınızda yaşadığınız ve yaşayacağınız her şey içinizden dışarı yansıyan durumlardan ibaret." 

"Peki, açıklayacağın konu ile ilişkisi nedir?" diye sordu Raphael. Celestia ise "Ya da o konu nedir?" diyerek Raphael'i destekledi. 

"Sevgi." Kimberly Courante görünmeye elli metre kala kendini olduğu yere sabitledi ve yalnızca onları seyretmeye başladı. Sessizlik derinleştikçe, kullandığı tek kelimenin anlamı hepsinin kalbinde yıldızlara erişecek kadar güçlü bir ivmeyle ısındı. 

"Geçen bir dakika içinde ne düşündünüz?" diye sordu Kimberly. Kimseden çıt çıkmamışken Sirius kendini toparlayarak "Hiçbir şey." dedi. 

"Ya siz?" Kimberly cevabını bildiği yanıtı tebessümle işitirken herkesin görüşünü belirtmesini diliyordu. Herkes birkaç saniye içinde Sirius'u onayladı. 

"Sevgi nedir?" Kimberly tam olarak bu soruyu bekliyor olmalıydı ki sessizliği Ophelia'yı işaret ederken "Bingo!" diye sonlandırarak kreşendoyu yakaladı:

"Sevgi, az önce içinde bulunduğunuz boşluk halidir. Tahmin edebileceğiniz üzere söz ettiğim boşluk kavramı, 'hiçbir şeyi kapsamayan' anlamına gelmiyor. Aksine o, hepimizin derinliğinde var olan gerçek, öz sevgidir. Ve evet Raphael... o, her şeyle ilişkilidir çünkü herkesin ve her şeyin derinliğinde onu bulabilirsin. Ayrıca sevgi, hepimizin çevresinde olan ve ışıktan oluşan yıldız tetrahedronun da özüdür." Kimberly orkestrasını sonlandırırcasına naif davranarak sözlerini tamamlamak için hazırlandı:

"Kahramanlığınız gözlerinizden adeta parıldıyor! Ne olursa olsun korkmayın çocuklar; daima sevgiyle kalın."

"Bu duygusal ve anlamlı sohbet için sana öyle çok teşekkür ederim ki Kimberly Teyze..." dedi Ophelia ona sımsıkı sarılarak. Kimberly ona aynı şekilde karşılık verdikten sonra ayakları Scherzo'ya yöneldi. 

"Ben de size sonsuz teşekkür ederim çocuklar. Bana ulaşmak istediğiniz her an buradayım, kendinize çok iyi bakın. Görüşmek üzere."

Doğu Orman'ın girişine doğru ilerleyen kafadarlar teyzelerine el salladıktan sonra adımlarını hızlandırmak istese de zihinleri bunu engelliyordu. Kimberly teyzeleri ile ilk kez bu kadar derin konulara inmeyi beklemiyorlardı. 

"Sanki soru sormamızı bekliyormuş gibiydi." dedi Celestia şaşkınlık içinde. Ophelia onu "Evet tatlım, çok haklısın." diye destekledikten sonra asıl şaşkınlığını paylaşarak kendine bir nebze daha gelmek istedi: 

"Çok garip. Hayatımız iki günde bambaşka bir yola girmiş gibi ve asıl hayret ettiğim durum, sorularımızın yanıtının burnumuzun dibinde olması. Sarabande çok acayip bir kasaba. Gerçekten."

"Kesinlikle Ophelia." dedi Sirius Doğu Orman'a yönelecekleri yönün ucunda beklerken Ophelia'yı destekleyerek. Fakat cümlesindeki netlik sesine yansımamıştı; dalgın olduğu ve bir yere odaklandığı ona bakmayan herkes tarafından anlaşılabilirdi. Sirius devam etti.

"Courante de Sarabande'nin hakkını sonuna dek veriyor olmalı. Şu manzaraya bakın!" 

Vedalaşmadan önce fark ettikleri dingin hava Courante'nin tepesinde sükunetini korusa da Nimbostratus türü bulutlar okullarının ve Doğu Orman'ın senelerdir şahit olmadıkları kadar muhteşem manzarasını tamamlıyordu. Tarihi Courante'nin beş katlı merkezindeki tepesi kömür, yüzeyi vanilya tonunu barındıran devasa çatıya dokunmaya hazır koyu gri bulutlar yağmur damlalarını bambaşka kasabalara dökmeye hazırlanırken birinci ve ikinci katının yalnızca iki kişinin sığabileceği kadar dar balkonlarını parça parça çevreleyen sarmaşıklar görsel zevklerinin sonsuzluğa koşmasını sağlıyordu. Sarmaşıkların ve katların sona erdiği üçüncü katın hemen üzerinde, her bir pencereyi çevreleyen ve Courante'yi örten çatının arasına konuşlanan on iki adet üçgen çatı görünümlü, pencereli bölme ise okulun kasabaya yakışan mimarisini taçlandırıyor, yine bu fantastik görünümlü okulun beşinci katında, koyu odunsu tondaki devasa saat ve bu kısmın iç tarafında yer alan çan ise bölgeye mistik bir görünüm kazandırıyordu. 

Herkes hayranlıkla duygularını ifade etmeyi arzularken içinde bulundukları sessizliği -özellikle Kimberly'nin sohbetinin sonunda söz ettiği sessizlik kavramı- bozmamaya çalışıyorlar ve anın tadını zamanın ötesinde bulundukları ruh hallerindeyken çıkarmaya devam ediyorlardı. Anthony, Ophelia'nın Scherzo'daki eşsiz gülümsemesiyle harika ötesi hatırlamaları deneyimlerken ona olan sevgisi, Kimberly teyzesinin ışıkla dolu sözleri ve tarihi Courante'nin Doğu Orman'a açıldığı muhteşemliğin etkisiyle sessizliği ilk kez bu kadar uzun süreli ve derinden yaşamasına yardımcı olmuştu. Bu, onun utangaçlığını ister istemez artırmış, doğal davranışlarını ne kadar sürdürmeye çalışsa dahi yaşadığı değişimi saklamaya çalışırken kasılmasına sebep olmuştu. En nihayetinde Ophelia Sarabande'nin, belki de tüm ülkenin en dikkatli yaşam formuyken bu baskı onu daha da zorluyordu. Bardağı dolu tarafından gördüğünde ise derinliklerinden gelen saflık, tıpkı altı yaşındaki gibi her şeyi yoğun duygularla algılamasına yol açmıştı. 

Doğu Orman'ın girişindeki kamelyalara yüz metre kadar yakınlarken kolunu omzuna attığı Sirius'un da hızlanmasına yol açarak ilerleyen Anthony, Ophelia'nın radarına en başından itibaren takılmıştı. Poker yüzlü olmayı başarmıştı ve donuk yüz ifadesiyle olan biteni gözlemlemeyi tercih ediyordu. Celestia ise her zamanki gibi hızlanmaya ve yanındaki Raphael'i kolundan tutarak kamelyalara ilerlemeye başladı. Raphel'in çaresiz yüz ifadesi herkesini fark eden Anthony, Ophelia ve Sirius kahkaha atarak onları hızlanan adımlarıyla takip ettiler.

Kamelyalar onları güzel bir sürprizle karşılamıştı; her bir kamelyanın tepesindeki henüz sararmamış iri yapraklı devasa ağaçlar fırtınayı büyük ölçüde engellemiş ve üzerindeki açıklıklardan oturacakları yerlere mucizevi bir şekilde bir damla su dahi dokunmamıştı. Herkes Celestia ve Raphael'in kamelyanın ortasındaki masanın üzerine bıraktıkları poşetleri açtı ve paketlere dokunmadan oturdular. U şeklindeki dizilişi tamamlamışlardı; bir uçta Anthony, diğer uçta Ophelia vardı ve karşılıklı oturuyorlardı. Sirius Anthony'nin solunda, Celestia ise Ophelia'nın sağındaydı; Raphael ise tam ortada konuşlanmıştı. 

"Farkında mısınız çocuklar, senelerdir ne zaman buraya gelsek hep aynı kamelyaya oturduk." dedi Ophelia dört sene önce masanın üzerine kazıdığı dolunay simgesini incelerken, "Üstümüzü örten ağaçlar bile büyüyor, farkında bile olmadan." Sirius Ophelia'ya hak verircesine başını sallarken söze girdi:

"Bugün kasabayı yeniden keşfediyor gibiyiz; senelerdir aşina olduğumuz her şeyle tekrar tekrar tanışıyorum." diyerek Anthony'e yöneldi. Anthony beklenmedik bir adım atarak devam etti:

"Evet çocuklar, bugün bambaşka gerçekten. Ama buraya geldiğimde aklıma gelen ilk his bambaşka." başını Doğu Orman'ın ucu bucağı görünmeyen yoluna doğru çevirdi, "Birbirimize burada anlattığımız korku hikayeleri aklıma geliyor. Hatırlıyorsunuz, değil mi?"

MER | Paranormal RomanTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang