30. Bölüm: Mistik Okyanusun Derinliklerine

13.6K 368 67
                                    

"Arkadaşının ilk önerisi ellerindeki Ouija Tahtası ile doğru adımları uygulayarak orman ile ilişkili bir varlığın ruhunu çağırmak ve akıllarındaki tüm soruları sorarak Sarabande'ye çökmeye başlayan kara bulutun nasıl dağılacağı hakkında fikir edinmekmiş. Ayrıca ruh çağırma seansına dek küreyi çözmeyi başaramazlarsa, bu konuda da yardım almaya çalışmayı planlamış. Onun genel kapsamlı önerisi ise Sarabande'nin çevresini araştırmak ve ellerine geçecek her detayı not almakmış. 

O gecenin sonuyla ilgili defterde yazan şey çocuklar..." Sirius cümleyi tam hatırladığını fark ederek kelimesi kelimesine kullanmak için hafızasını zorladı, "metafiziki kavramlar hakkında şüphelerinin ortadan büyük ölçüde kalktığı... bunun nedeni maalesef yazılmamış. Ama yinelemeliyim ki, defter bana onun tehlikeli biri olmadığı hissini verdi. Bilmiyorum, belki de her doğaüstü olay karanlık değildir."

Anthony Sirius'un kafasının karışmış olduğunu fark ederken bunun sebebinin defterdeki boşluklardan ve son cümlesine kendisinin şüpheyle bakmasından kaynaklı olabileceğini tahmin etti. 

"Bu olaylar o zamanlar daha sık yaşanıyor olmalı. Hem o zamanın bilimi günümüz bilimine yakın görünse de pratikte çok farklılık olmalı; şu an mantıklı açıklamalar yapabileceğimiz durumlara büyükbabamın döneminde doğaüstü gözüyle bakılmış olabilir. Kabuslara ve komşunuzun yaşadığı olaya açıklık getiremesem de şüpheci yanım ağır basıyor." dedi Anthony ve dişlerini hafifçe sıkarak kükredi: "Ben sadece gerçeği öğrenmek istiyorum!"

"Haklısın, ve farkındaysan çok hızlı gidiyoruz." diyerek rahatlatıcı ses tonu ve destekleyici çıkışıyla Anthony'nin yeniden sakinleşmesine yardımcı oldu Ophelia.

"Sirius, son açıklamana göre doğaüstü olayların yalnızca karanlık, yani insanlara zarar verici olaylar olduklarını mı düşünüyorsun?" Celestia Anthony'nin farkındalığını dile getirdi. 

"Hayır, yani evet; ben bu konular açıldığında sürekli ürpertici hikayeler ya da anılar duydum. Ama defter aklımı karıştırıyor. Doğamı yeniden tanımladığımı hissettim bir an." Sirius'un sorgulaması Celestia ve Raphael'i de derinden etkilemişti. Düşünceler içinde sessizliğini koruyan Raphael söze girdi:

"Batı Orman maceralarının devamını henüz bilmesem de aklıma bir şey takıldı." başını kaşıyıp çevresindekileri kısaca gözlemleyerek devam etti, "Ya ormanda ve kasabada yaşananlar insan kaynaklıysa?" Raphael'in hayal gücü hem yüksekti hem de ailesinin ya da arkadaşlarının izlediği korku filmlerinde denk geldiği bazı konular insanlardan kaynaklanan durumların olabileceğini gösteriyordu. Ayrıca doğruluk ihtimali çevresindekileri ister istemez germişti.

"Bu kasabanın çevresinde bir büyücü mü var?" diye kükredi Celestia şoke olan yüz ifadesi ve heyecanlanan ses tonuyla. O da izlediği filmler ve okuduğu kitaplarda büyücülük kavramına rastlamıştı; fakat karşılaştığı içerikler fantastik temalı olduğundan ister istemez allak bullak olmuştu. 

"Bunun yanıtını maalesef bilmiyorum." diye yanıtladı Sirius üzülerek, "Şimdi açıklayacağım konu ise Batı Orman ve Doğu Orman ayrımı ile ilgili:

Sabahleyin ilk fırsatta arkadaşının önerilerini uygulamaya koyulmuşlar ve dağılarak ormanın doğusundan başlayıp pusulaları ve gerekli gördükleri birkaç küçük eşyaları ile kasabanın orta hizasına kadar ilerlemişler. Sarabande'ye ilk kez doğu taraftan geldiklerinden ormanın birçok bölgesini biliyorlarmış ve bilgileri onların rehberleri olmuş. Ve çocuklar... Doğu Orman'ı kitap gibi bilerek geri dönmüşler."

"Garip yerler keşfetmişler mi?" diye sordu Celestia meraklanarak. 

"Hayır," Sirius tekrar bu gerçeği yaşarcasına heyecanlıydı, "gece söz ettiği sessizlik ormanın doğu tarafında yokmuş; her şey olabildiğine canlı ve huzur vericiymiş. Nihayetinde ormanın doğusunun kasaba halkının yararlanabileceği bir yer olması ve batısının duvarlarla ve evlerle örtülerek kapatılması fikrinin kıvılcımları o gün ortaya çıkmış. Ormanın doğusunun da batısı kadar korkunç olması, Sarabande hayallerini altüst edebilirmiş. Düşünüyorum da, tüm ormana erişimin kapatıldığı bir kasabada ben de dahil hiç kimse yaşamazdı." Sirius açıklamalarında bir eksiklik sezdi ve başını sağ alt çapraza doğru eğip defter satırlarını zihin süzgecinden geçirdi, "Ah, nasıl unuturum!"

Sirius vakit kaybetmeden sözlerini toparladı:

"Kasabanın merkez hizasına vardıklarında, ormanın belirli bir bölgesi capcanlı görünürken, yani envaiçeşit çiçek ve hayvanlarla doluyken, görünmez bir sınırın ötesinde hiçbirinin yer almadığını fark etmişler. Çok tuhaf... bu bana öyle imkansız görünmüş ki, az kalsın size açıklamayı unutuyordum."

"İki denizin birbirine karışmamasını hayal ettim bir an." dedi Celestia şaşkınlığını gizlemeksizin hayallere dalarak.

"Bu nasıl mümkün olabilir?" Anthony tepkisini etrafını ilk kez incelercesine dikkatlice izleyerek verdi. Diğerleri onu ister istemez garipsedi.

"Ve böylece ormanı Batı Orman ve Doğu Orman diye ikiye bölmüşler." dedi Ophelia, "Ama ya orman bir bütün değilse? Yani toprak türleri dahil olmak üzere etkilendikleri kaynaklar farklıysa?" 

"Yaklaşımın çok güzel Ophelia," dedi Anthony bir süredir aklına takıldığı düşünceyi söylemeye hazırlanırken, "soruma bir yanıt bulduğumuzda senin düşüncene de ışık yakabiliriz." 

"Nedir?" diye sordu Sirius.

"Kasabanın kuruluşu." Anthony'nin kısa açıklaması zihinlerinde farklı yollar açmıştı; hangi yoldan ilerleyeceklerini bilmediklerinden onun devam etmesi için sessizleştiler, "Sarabande'nin kurulmadan önce ormanla bütün olup olmadığını soruyorum. 

Büyükbabamlar kasabayı nasıl ve neden kurdu? Buraya ilk kez geldiklerinde bölge ağaçlardan bağımsızsa bunun asıl sebebi neydi? Ormanla bütün bir bölgeyse evimizin olduğu kısım geçmişte Batı Orman'ın bir parçası mıydı? Yani kısacası, Sarabande neden burada kuruldu?"

Anthony'nin soruları olabildiğine geçmişe, başlangıç noktasına kadar derinleşmişti. Mistik okyanusun derinlerine inildikçe soruların çeşitlenmesi de kısa sürede konuya hakim olmalarına olanak tanımıştı ve Sirius'un keşfettiği defter gözlerinde bir anahtardan farksızdı. 

"Annem!" Celestia bir an heyecana kapılıp yerinden sıçradı ve dizlerinin üstüne çıkıp masayı tutarak öne doğru eğildi, "Hatırla Anthony, annem sorumu cevapladığında yanımdaydın!"

Celestia'nın hatırlatması ile Anthony yakın geçmişe, tembel ve umursamaz günlerine dönüp zihninde beliren olayları hızla izlemeye başladı. Herkes Anthony'nin konstantrasyon içindeki arayışını hayretle izlerken on beş saniye içinde Anthony başını hızla kardeşine çevirdi:

"Evet, hatırladım. Ama, ama bu çok saçma. Mümkün değil."

"Neden olmasın? Ben annemin masal anlattığına inanmıyorum Anthony." 

İkisi de heyecanlarının doruk noktasında kendilerini kaybetmişken tartışmayı sonlandırdılar. Celestia sabırsız ve heyecanlı tavrını bir an olsun kaybetmese de ağabeyinin yaşananları tam olarak hatırlayıp hatırlamadığını merak etmişti. Böylelikle konuşması için hızlıca yerine oturdu.

"Celestia beş altı yaşlarındaydı. Annem onunla ilgilenirken Celestia onu soru yağmuruna tutmaktan bir an olsun vazgeçmiyordu. Ben de çizgi roman okuduğumu ve artan gürültüden sertçe kitabı kapadığımı hatırlıyorum. Fakat çok uyuşuktum, kanepenin rahatlığından uzanmaya devam ediyordum. O sırada bir süredir konuştukları kasaba konusuyla ilgili bir soru sordu: "Anne, kasaba nasıl doğdu?" Soruyu duyduğumda sohbete odaklandım çünkü sorusu komikti. Şimdi anlıyorum ki, çok zekiceydi. Her neyse, sorunun yanıtını annem bir anda vermedi ve ağır bir kahkaha atarak Celestia'nın saçını okşadı. Sonrasında dudaklarından çıkan söz tam olarak şuydu: 'Büyükbabanın rüyası tatlım.'" 

Celestia Anthony'nin her şeyi hatırladığını tüyleri diken diken olmuş bir şekilde onayladı. Tuhaf hislere kapılan yalnızca o değildi; anısını tıpkı Sirius gibi o ana geri dönerek anlatan Anthony'nin donuk yüz ifadesi, titreyen ses tonunu maskeleyememişti. Ophelia, Raphael ve Sirius ise yanıtı dinledikleri an Michelle'nin cevabını Celestia'nın sorusu gibi mecaz anlamlı kabul etmişse de ağabey kardeşin ciddiyeti bu olasılığı sıfırladı.

"Böyle bir kasabayı kurmanın hayali içinde olup olmadığını sorarak araya girdim. Annem ise başını iki yana sallayarak beni derin tebessümüyle yanıtladı: 'Burayı gerçekten rüyasında gördü.'"

MER | Paranormal Romanحيث تعيش القصص. اكتشف الآن