82. Bölüm: Acının En Belirsiz Tonu

71 19 55
                                    

Sarabande

4 Ekim 1995 - 06.30

"HAYIR, HAYIR... STEPHEN AMCA!"

Anthony, üzerindeki yorganı ıstırap dolu çığlıklarıyla üstünden atarak gözlerini gün ışığı vuran odasına açtı. Algıları tamamen tıkanmıştı; kalp atışlarını boğazında hissediyordu. Derhal doğrularak kapalı kapısını hiddetle açtı. Bu, bambaşka bir tesadüfü beraberinde getirdi; Celestia da odasından aynı duygularla çıkmıştı. İkisi de birbirine aynı anda haykırdı:

"CELESTIA!"

"ANTHONY!"

Birbirlerine kenetlenen bakışları her şeyi özetliyordu: bilinmezlik, korku, umut... gördükleri bir rüyadan mı ibaretti? O sırada Michelle ve Richard merdivenden endişeyle çıktı:

"Çocuklar, neler oluyor? Bizi çok korkuttunuz!" dedi Michelle annelik içgüdüsüyle çocuklarına bir panter edasıyla yetişerek. Richard ekledi: "Anthony, Celestia? İyi misiniz?"

Her şeyin yolunda olduğu hissini veren bakışlarıyla karşılaşan çocuklar etkilendikleri durumdan henüz çıkamamışlardı; kavuşmanın verdiği sonsuz mutluluğun meyvelerini ikisini birden kucaklayarak aldılar. Fakat bu, kısa sürdü; duygu karmaşası yaşayarak tıkanan algıları harekete geçerken Anthony önce davranıp çene kasları kasılırcasına gerilerek kükredi:

"Size ilk ve son kez soruyorum, lütfen her şeyi olduğu şekliyle açıklayın. Bu gece bu evde ne yaşandı?"

Michelle ve Richard soruyu ve az önceki sımsıkı sarılma anını garipsemişti; Richard onu yanıtlamaya hazırlanırken Celestia aynı hislerle araya girdi:

"Uykumuzdan uyandık mı? Ya da bizi kontrol ettiniz mi?"

"Uykunuzdan bir an olsun uyanmadınız kızım." dedi Richard içlerini ısıtmak adına gülümseyerek, "Her gece olduğu gibi uykunuzu bölmeyecek kadar hafifçe kapınızı tıklatıp içeri girdik. Çok derin uyuyordunuz."

Bu yanıt karşısında ikisinin de adeta nutku tutuldu. Babaları Michelle'ye yönelip onun devam etmesini arzuladı:

"Hem de öyle deliksizdi ki uykunuz, ter su içinde kalmıştınız ve ikinizin de pijamalarını değiştirmek zorunda kaldık. Uykunuzu bölmeden." 

Annelerinin gülüşmeyle karışık verdiği yanıtı ikisinin de gözlerini yuvalarından oynattı. O anki karmaşık duygularla pijamalarının değiştiğini dahi fark edememişlerdi.

"Bakın, kardeşimle aynı kabusu gördüğümüz aşikar. Bizden gizlediğiniz bir şey varsa lütfen söyleyin!

Anthony'nin cümlesi, Celestia'nın ona yönelmesine sebep oldu. Ona yaşadıklarını teker teker sormak ve aynı anda aynı yerde bulunup bulunmadıklarını öğrenmek istiyordu. 

"Evet şaşkın kardeşler, kahvaltı sizleri bekliyor!" dedi Richard ikisinin arasına girip kollarını omuzlarına dostları gibi atarak, "Bugün anneniz ile gün doğumunu karşıladık ve kahvaltıyı erkenden hazırladık." Neşesi paha biçilmezdi; iç ısıtan enerjisi, yaşananların bir rüyadan farksız olmasını dileyen kardeşlerin tek arzusunu destekliyordu. Zihinlerindeki tek düşünce, dün gece neler olduğu hakkında önce Ophelia ve Raphael, ardından Sirius ve Stephen ile görüşmeleri gerektiğiydi. Kahvaltının olması gerekenden daha erken hazırlanması ise Courante'ye varmadan önce akıllarındaki bilinmezliğe yanıt aramak için biçilmiş kaftandı. Babalarını tebessümle onaylayarak hep birlikte merdiven basamaklarından aşağı indiler.

Kahvaltı boyunca Anthony ve Celestia, Michelle ve Richard'ın yaşanan durumları sakladığı hakkında ipuçları almak için dedektifliğe bürünmüş, fakat ikisinin her zamanki Sarabande ruhunu barındıran neşeli ruh hali bu çabaları engellemişti. Son günlerde ağır ağır yaptıkları kahvaltılarını bu kez tıpkı 30 Eylül sabahında olduğu gibi ışık hızında yapmışlar, soluğu Opheliaların evinin önünde almışlardı. Henüz kapıyı tıklatmak adına kapılarının önünde onları bekleyen paspasın üzerine çıkmaya hazırlanırlarken kapı açılmış, Ophelia ile Raphael tıpkı onlar gibi donuk ve anlamsız bir bakışla evlerinden ayrılmışlardı.

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now