78. Bölüm: Herhangi Bir Adım

62 19 20
                                    

Batı Orman'ın karanlık ruhu, seansın gerçekleştiği salona acıma belirtisi göstermeksizin, tüm sessizliğiyle hükmediyor; bunu ekibin ışığını yitirmesiyle, en küçük bir ışıltıya dahi takılmaksızın başarıyordu. Bu gece yaşanan her durum, senelerin mağlubiyetini domino taşı etkisiyle ortadan kaldıran karanlığın kaosun sessizliğinden gelen şeytani kahkahalarıyla sonuçlanmış; geriye yalnızca yüzleşme cesaretine bürünen kafadarların korkuları kalmıştı. Kalplerinin sesi ürperti, pişmanlık ve belirsizlik kilitleriyle mühürlenmiş, seansın başındaki gibi birbirlerinin ellerine kenetlenmelerine rağmen ölüm soğukluğunu iliklerine dek hissetmişlerdi. Ve Ophelia'nın çaresizce mırıldanması yaşadıkları bozgunu özetlerken, madalyonun arka yüzünden gelen küçük bir parıltıyı açığa çıkarmıştı: herhangi bir adım. 

"Siz iyi misiniz?" dedi Sirius endişesini titreyen çenesine yansıtarak. 

 "Pişmanım, çok... pişman..." diye karşılık verdi Anthony ıstırapla dolu senfoniyi hücrelerinde işitirken.

"Hayır, Anthony!" dedi Celestia ağlamaklı ses tonuyla, "Pişman olan benim. Sesimi hiç çıkarmamalı, uyarılarınızı dikkate alıp oluşturduğumuz zinciri bozmalıydım. Hepsi benim hatam!"

"Celestia, tatlım..." diye araya girdi Ophelia ilk cümlesindeki donukluğunu çaresizlikle harmanlanan hüzne dönüştürerek, "Sizden tek isteğim, az önce yaşananlar hakkında sorumluluğu kendinize yüklememeniz. Lütfen..." Ardından, bir saniye olsun bırakmadığı Raphael'in elini sıkıca kavradı. 

Karanlıkta geçen kısa diyalog, atılan ilk adımla birlikte üstlerindeki donukluğu ortadan kaldırsa da ruhlarını yerlerinden söken korku halen içlerinde tezahür ediyordu. Yaşadıkları şok etkisinden kurtulmaya başladıklarında ise salonun kapkaranlık olması, onları bambaşka bir ürpertiyle sarsarken çalışmaya başlayan zihinleri her an her şeyin yaşanabileceğini varsayarak nefeslerini toparlayamamalarına sebepti. Düğmeyen en yakın olan Sirius, kilitlendiği sandalyeden nihayet kalkarak ışığı açtı.

Gördükleri ilk manzara, her birinin yüzünün bembeyaz kesildiği ve her defasında yüzlerinde beliren tebessümün hiç kimsede belirmediğiydi. O an Celestia'nın dudaklarından durumu netleştirecek açıklama döküldü:

"Bu geceye dek hiç korkmadığımı fark ettim."

Celestia'nın hem sözlerindeki zıpırlığın yerini ışıltının kaybolduğu cümlelere teslim etmesi hem de cesaretini ilk kez sorgulayarak saf korkuyla yüzleşmesi, hepsini hiç olmadığı kadar derinden etkilemiş; bu cümlede kendilerini bulmalarına sebep olmuştu. Gözlerindeki pişmanlıktan sessizce arınan Anthony sandalyesinden usulce kalktı ve içindeki saf eksikliğin etkisiyle, düz bir sesle konuşmaya başladı:

"Stephen Amca erken gelebilir. Ortalığı toparlamalı ve ona hiçbir açık vermeden Ouija Tahtası'nı yerine koymalıyız."

"Haklısın," diye destekledi Sirius etrafı kontrol ederek, "umarım bu kez bir şeyler kurcaladığımızı anlamaz."

Bu yanıt Celestia ve Ophelia'yı harekete geçirmemişti; ikisinin de gözü Raphael'deydi. Anthony ve Sirius telaşlanarak ağlamamak adına savaş veren Raphael'e doğru ilerledi.

"Geçti tatlım, her şey geçti." dedi Ophelia Raphael'e sarılıp onu saçlarından öperek, "Hepimiz iyiyiz, her ne olursa olsun daima iyi olacağız."

"Evet benim cesur dostum." dedi Sirius yüzüne takındığı sırıtmayla, "Bu, hayatımızda bir anı olarak kalacak." Raphael tek kelime etmeksizin kesik hıçkırıklarla nefes alıp vermeyi sürdürüyor, korkuyla kalkan kaşlarını indirmiyordu. 

"Batı Orman'a uğramayacağız bile." dedi Celestia, "O şey amacına ulaşmışsa bu bizi ilgilendirmez, değil mi?"

"Ayrıca elinde böylesine güçlü bir koz varken bize zarar verebilirdi, ama vermedi. Belki de veremedi." dedi Anthony konuyu ciddiyetle yorumlayarak. Bu, Raphael'in öfkeyle çözünmesine aracı oldu:

MER | Paranormal RomanWo Geschichten leben. Entdecke jetzt