26. Bölüm: Sarabande'nin Tozlu Sayfaları

13.6K 369 105
                                    

Sürprizler yaşamın her zerresinde kendini haykırıyordu. Herkes eski günleri yad edercesine birbirlerine hikayeler anlatmayı düşünürken Raphael'in anısı rüzgarı tersi yöne çevirmiş, Sirius'un açtığı gizemli defter meselesi ise rüzgarı gitgide şiddetlenen bir fırtınaya dönüştürmüştü. Sürprizin gelişi tesadüf olmamalıydı; eş zamanlılığın mevcudiyeti sadece canlı olarak ele alınan varlıkların değil, olayların dahi yaşam dolu ve bilinçli bir enerji barındırdığını kafadarlara öğretiyordu. Sirius kısa duraklamalarına devam ederken bir sonraki cümlesini titizlikle seçmeye çalışıyordu; hafızasının yanıltıcılığından arınmak zordu ve yaşananları tam anlamıyla dürüstçe aktarma arzusu onur vericiydi. 

"O defterle ilgili sana sormak istediğim o kadar çok soru var ki..." dedi Celestia pes etmeye bir adım yakın olduğunu hissederek, "lütfen devam et yoksa defterin halen sende olup olmadığından başlayarak başının etini yiyebilirim!" Sesine yansıyan acelecilik ve yüzündeki sabırsızlık herkesin yeniden gülüşmesine yol açtı. 

"Sevgili yaramaz kardeşim haklı," diyerek gülüşünü neşeli ruh haliyle harmanladı Anthony Celestia'ya göz kırparak, "ve tek duam o defterin şu an tek parça olması." 

"Ah, dostum." Sirius son iki gündür dostlarının meraklı ve heyecanlı yapıları ile bütünleşmesine rağmen onları senelerdir ilk kez bu denli istekli görüyordu. 

"Defterdeki ruh çağırma kısmı detaylıydı ve büyükbabam geldiği an son cümleyi okuyabilmiştim. Yaşananlar Sarabande'nin kuruluşuna dayanıyor." 

"Oh, bunu tahmin etmiştim." dedi Ophelia öne atılarak, "Dün gece Stephen Amca'nın Batı Orman hakkında söyledikleri kulağımda yankılanıyor:

"Aslında bakarsanız, kasabanın buraya kurulması netleştikten ve temeller atılarak birçok ev hazır hale geldikten sonra bazı gariplikler yaşandı. Emin olun çocuklar, en başından itibaren karşılarına çıkan bu gariplikleri bilselerdi bu riske girmezlerdi."

Hepsi bu cümleleri hatırlamış, Ophelia'nın bu sözleri harfi harfine hatırlaması ile hafızasına hayran kalmışlardı. Sirius devam etti:

"Evet Ophelia, konu tam da bununla ilgili." Derin bir nefes alıp elindeki yiyeceğin kalan küçük kısmını hızlıca bitirdi, "Defter sayfalarında geriye giderken gözümün gördüğü her cümleyi hızla tarıyordum. Nihayet kaynağına indiğimi düşündüğüm sayfaya geldim. Kasaba sakinlerinden bazıları evlerindeki eşyaların sebepsizce düştüklerini ve uykularının anlamsızca bozulduğunu Anthony ve Celestia'nın büyükbabasına anlatmış. Akıllarına gelen ilk olasılıklar Sarabande'nin inşa edildiği zemin ile ilgiliymiş. Öyle ki küçük depremler ya da evlerin zemine farklı sebeplerden dolayı uyumlanmaması kafalarını kurcalamış; ama geçen günler içinde yaşanan yepyeni gariplikler, olanların doğaüstü diye tanımlamalarına sebepmiş. Satırları okudukça gerildim ve odanın içinde duvarların üstüme üstüme geldiğini hissettim. 'Kendine gel Sirius!' diyerek telkinlerde bulundum ve büyükbabamın her an gelme ihtimaline karşın okumaya devam ettim. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi ruh çağırma durumu hemen gelişmedi, fakat yaşanan her bir olay farklı bir hikaye gibi. Merakınızı daha da artırmamak için kısaca olanlara değineceğim." 

Çıt çıkmayan ortamda her birinin zihninden geçen düşünceler adeta görünür gibiydi; hem Sirius hem de diğerleri birbirlerinin düşüncelerini yüzlerinden okuyordu. Sirius yaşanan gariplikleri anlatmaya hazırlanırken olayların ciddiyetini ilk gördüğünde yüzünde beliren dehşetin gölgesini farkında olmadan canlandırarak sözlerine devam etti:

"Bu, Batı Orman'dan söz ettiği ilk kısım. Bize yakın bazı evlerde yaşayan ve bizim de gördüğümüz, bazılarının ölümüne yetişemediğimiz büyüklerimiz inanılması güç olaylar yaşadıklarını aktarmış. Bunlardan ilki, bir gece büyükbabamın yan komşusunun, uykusundan aniden sıçrayarak uyandıktan sonra su içmeye kalktığında pencereden kocasının Batı Orman'a ilerlediğini görmesiyle başlamış." derin bir soluk alarak sözlerini düzenlemeye çalışır bir yüz ifadesine büründü, "Detaylandırmak gerekirse, onu yanında göremediğinde lavaboya gittiğini düşünmüş ve su içmeye kalktığında ay ışığının etkisiyle pijamaları ve ağır adımlarıyla ormana yaklaşan birini görüp kısa sürede onun kocası olduğunu anlamış. Derhal telaş içinde pencereyi aralayıp ona seslenmiş, fakat hiçbir geri dönüş alamamış. Evden çıkıp onun peşine gitmek için arkasını hızla döndüğünde ise yüzlerce metre yükseklikten denize yüz üstü düşercesine sert bir şok yaşamış; eşi neye uğradığını şaşırıp bembeyaz kesilmiş bir halde ona bakıyormuş. O anki çığlıkları ister istemez adamcağızı kendisine getirse bile geçen her saniye ruhlarının -özellikle karısının- daha güçlü bir ivmeyle çekilmesine yol açmış; kadın mantığının altüst olduğu bu kabusun içindeyken hem çaresizce uyanmaya çalışmış hem de gerçek eşinin hangisi olduğunu bilmediğinden hemen önündeki kocasından korkmuş. Onu kendisinin gerçek olduğuna ikna etmesi epey zor olmuş ve şokun etkisinden kurtulup üstünü giyerek Batı Orman'a doğru yola çıkmaya ve ne olup bittiğini anlamaya çalışmış, fakat eşi buna tüm varlığını ortaya koyarak izin vermemiş." bu kısmı sonlandırdığını belli ederek nefesini yeniledi, "Eh, bu kadar sarsıcı bir olayı dinlediklerinde işi ciddiye almaları kaçınılmaz olmalı." 

Sirius'un sözlerine kısa süreliğine ara vermesi, seneler öncesine geri dönen ekibi ajanın saldırısından son anda kurtularak telefon kulübesine yetişen Trinity ile aynı ruh haline getirdi. Celestia iki elini masaya koyup hafifçe doğrularak korku, heyecan ve merakın bir arada olduğu sesiyle söze girdi:

"Ve ben sabah oraya çok yakındım, öyle mi?" Sirius ve Raphael cesaretiyle herkesi kendine hayran bırakan Celestia'nın ürperdiğini sanıyordu, ancak Celestia kısa bir cümleyle devam etti: "Çok şanslıyım!" 

"Sesin titriyordu Celestia. Korktuğunun farkında değil misin?" Raphael Celestia'nın cesaretine senelerdir şahitti, yine de farkındalığın bir sınırı yoktu ve yaşam, bu farkındalığın derinleşmesini herkese armağan ediyordu.

"Evet, farkındayım tabii ki." dedi Celestia zihninin bir köşesi Sirius'un anlattığı olaya odaklanmaya devam ederken, "Belki de korkmak ve korkumun üstüne gitmek hoşuma gidiyordur, ne dersin?" 

Ophelia Celestia'nın bu cümlesine hayran kalmıştı, "Hepimize örnek oluyorsunuz, buna emin olabilirsiniz çocuklar." Celestia ve Raphael'i gözlerinin içi gülerek kutlarken Celestia Raphael'e yeniden yöneldi:

"Ayrıca anlattığın anıyı unuttum sanma, bir devekuşu gibi başını kuma, yani yatağına gömebilirdin." Raphael utangaç bir ruh haline bürünerek onu sessiz bir tebessümle karşıladı.

"Peki Sirius..." diye konuya kısa bir sessizliğin ardından dahil oldu Anthony, "Bu yazıları okuduktan sonra orada nasıl yaşayabiliyorsun? Yoksa anlatacaklarının devamında sorunlar tamamen çözüldü mü? Çözülmüşse, Raphael'in anısını nasıl doğal karşılayabiliriz? Merak katsayımın arttığını hissediyorum." Anthony ciddi, fakat derinlerden ses tellerini ziyaret eden rahatlatıcı bir kıkırdama tınısı sorularına naiflik katmış, ortamın daha da gerilmesini engelleyen Ophelia'ya yardımcı olmuştu. Ayrıca Ophelia'nın bu zamana dek gözünden kaçmayan detaylardan biri  Anthony'nin en az Celestia kadar meraklı olması, fakat bunu sözlerine yansıtmamaya çalışırken kimi zaman başarısız olmasıydı. Aslında Anthony'nin bu hisleri, tembelliği yenmeye başlamasıyla birlikte epey güçlenmiş, bu yaşına dek pas geçtiği her şeyle tekrar tanışmıştı. Ophelia bu keşifle herkesin içinde bambaşka potansiyellerin olduğu dersini daha derin bir noktadan çıkarmıştı.

"Büyükbabamın babası onların sessiz kalması adına çok çaba sarf etmiş. Öyle ki, son yaşananlar ciddiyeti artırsa da doğaüstü durumların planlarını etkilemelerini manasız bulan dostları varmış ve onlar Sarabande'nin kuruluşunda etkin rol oynayanlardanmış. Anthony'nin büyükbabası ile o konuya çok farklı bakıyorlarmış, bunun sebebini okuyacak zamanım maalesef ki olmadı, ama ruhani konuları Newton Fiziği kadar gerçek gördüklerini cümlelerinden anlıyorum." 

"Siz ikiniz," diye çıkıştı Ophelia Sirius'un yeniden duraksadığını fark edip Anthony ve Celestia'yı işaret ederek, "Sizin gizemli konulara kafa yormanızın sebebi genetik olmalı; kim bilir nelerle karşılaşacağız." Kıkırdamaya başladı ve hemen ardından diğerleri de onu takip etti.

"Haklısın, dün geceden itibaren kendimle yeniden tanışıyorum sanki." dedi Anthony kaşlarını kaldırarak, "Ama büyükbabamın bizlerle yaptığı esrarengiz konuşmalara bakıyorum da, Sirius'un defterde okuduğu durumlarla asla çelişmiyor. Bu konuların yıldız tetrahedrona da çıkacağına eminim."

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now