32. Bölüm: Zihnin Teslimiyeti

11.7K 195 77
                                    

Sirius'un defter konusunun en başındayken vurguladığı ruh çağırma seansı ve seans konusunun defterde detaylıca aktarılması kimsenin hafızasından silinmemişti; hepsi zihinlerinin alt katmanlarında bunun heyecanıyla Sirius'u dinliyordu ve nihayet zamanı gelmişti. Kafalarında bu konuyla ilgili birçok soru olsa da tek ortak soru vardı: Ruh çağırma seansı neleri değiştirebilirdi?

"Gecenin karanlığında nereye gittiler acaba?" diye mırıldandı Celestia, "Bir an için Sirius'un Batı Orman'da, girmedikleri büyük evde olduğunu söyleyeceğini düşündüm." Celestia kıkırdarken Anthony ona yöneldi:

"O kadar çıldırdıklarını düşüneceğini sanmıyordum, beni ürkütüyorsun canım." Gülüşürlerken Celestia karşılık verdi: "Batı Orman'daki yapıda kaçmadan devam eden insanlar onlar, her an her şeyi yapabilecek kadar deliler."

"Doğru, haklısın canım." dedi Anthony kardeşini iğnelemeye hazırlanırcasına manalı bir ses tonuyla, "O yüzden Raphael'i de ikna edip Batı Orman'a girmeye çalıştın, olası her ihtimali onaylayarak." 

Celestia Anthony'e sırıtarak ona hak verdiğini ima etti: "Belki de doğru şartlar yaratıldığında senin de bizden farkın olmaz sevgili ağabeyim, kim bilir?" 

"Kim bilir, umarım o şartlar yaratılmaz." Anthony'nin yanıtı anlamlıydı, fakat esprili bir dille ifade etmişti. Ophelia onun esprisinin altında yapması gerekeni yapabilecek cesareti barındırabileceğini gördü ve çenesi ile alt dudağını büzerek şaşırdığını dışa vurdu.

"Celestia haklı çocuklar." diye çıkışarak herkesin şaşkınlığa bürünmesine sebep oldu Sirius, "Okuduğumda ben de şaşırdım." 

"Nasıl yani? Gerçekten bu konuyu konuştular ve seansı Batı Orman'da mı gerçekleştirdiler?" diye sordu Ophelia cesaretlerine şapka çıkardığını belli ederek. Sirius onu başıyla onayladı ve devam etti:

"Evet, fakat teklifi ruh çağırma uzmanı arkadaşları yapmış. Bahsettikleri büyük evin içinde yaparak şartları en iyi hale getirmeyi önermiş. Bunun sebebini sorduklarında ise doğaüstü durumların olma olasılığı yüksek yerlerde seansların daha başarılı sonuçlar verdiğini belirtmiş."

"Peki bu olasılığın yüksek olduğunu nasıl anlıyorlarmış?" diye sordu Raphael, "Ya da olasılığın düşük olduğu yerlerde yaptıkları seanslar işe yaramıyor muymuş? Sadece merak ettim." Raphael'in sorusu Sirius'un takdirini aldı ve onu yanıtlamaya başladı:

"Bu sorunun defterde yanıtlanmış olması hoşuma gitti." Sirius tebessümünü koruyarak devam etti, "Doğaüstü olayların hiç yaşanmadığı yerlerde dahi ruh çağırma seansları ya da benzeri seanslar yaşanmış, fakat büyükbabaların anlattıklarına göre arkadaşının çıkarımı Batı Orman'ın potansiyelinin çoktan kinetiğe dönüşmesiymiş  ve orada olabilecek bir seans çok daha verimli olabilirmiş. Bunu tecrübelerine dayanarak söylüyormuş. Eh, tabii ki olayları henüz yaşayan büyükbabalar bu teklife başta sıcak bakmamış. Ruhlarının çekildiğinin hissini ve görünmeyen yoğunlukları iliklerine dek yaşamaları düne geri dönmelerine sebep olmuş. Yine de sizin de söylediğiniz gibi cesaretleri baskın çıkmış ve yola koyulmuşlar. 

Pusuladan ve keskin hafızalarından faydalanarak ilk gecekine göre daha hızlı hareket etmişler. Adımları yapılara yaklaştığında ve akan suyun sesini işittiklerinde ise büyükbabalar ruhlarının çekildiği hissini yeniden yaşamaya başlamış, fakat tepki vermeden önce arkadaşları öne atılarak çok güçlü bir etkinin kendisini ele geçirecek kadar belirgin olduğunu söylemiş. Bu onları şaşırtmasa da bu konuda uzman olan arkadaşlarının hafif de olsa ürperdiğini görmeleri gerilmelerine sebep olmuş. Adamcağız hızla kendini toparlamış ve ilerlemeye devam etmişler." 

Sirius uzunca bir nefesle kendini yeni maceraya hazırlarken Anthony söze girdi:

"Onları Batı Orman'da kendilerine olan güvenleri tutmuş; büyükbabam ve Stephen Amca'nın babası ipleri tamamen arkadaşına verecek insanlar olsaydı bir önceki gece Ouija Tahtası'na erişemeden koşarak Sarabande'ye giderlerdi." 

"Katılıyorum," diye devam etti Ophelia, "yine de sıcağı sıcağına böyle bir deneyimimiz olmadığından ne kadar yoğun hislere kapıldıklarını bilemeyiz." Bu konudaki düşüncelerinin Sirius'un anlattıkları ile iyice netleştiğini düşünüyordu; yaşananları onların gözünden ne kadar yoğun görürlerse görsünler asla deneyimleyen kadar derinlemesine bir etkiye bürünemeyeceklerinin bilincindeydi. 

"Canım büyükbabam." diye çıkıştı Celestia hislerini gizlemeyip kendinden emin ses tonu ile keskinleşen yüz hatlarına bürünerek, "Keşke senin zamanında hayatta olsaydım ve Batı Orman'da sana eşlik etseydim." Cümlesini tamamladığında hem ortamın gergin havasını değiştirmek adına hem de derinliklerindeki hisleri açığa çıkarmak için ayağa kalkıp oturduğu yerin üstüne çıktı: "Beni duyuyor musun büyükbaba? Seninle gurur duyuyorum, iyi ki torununum!" Herkes şok içinde dizginlerini koparan Celestia'nın ne yapmaya çalıştığını çözmeye çalışıyordu; uzun süredir yerinde oturup sohbete katılan Celestia'dan eser yoktu ve Anthony endişeli gözlerle onun çok merak ettiği Batı Orman'a tek başına çıkmaya karar vermesinden korkmuş görünüyordu. O sırada Celestia sözlerini sürdürdü:

"Umarım dualarım kabul olur!"

"Celestia! Seninle geçen gece ne konuştuğumuzu unuttun mu yoksa?" Anthony kükreyerek iki elini masanın üzerine koyarak öne doğru yöneldi, "Batı Orman'a gitmek yok! Kimse peşinden gelip canını tehlikeye atmak zorunda değil!" 

"Tek başıma gideceğimi kim söyledi?" Celestia herkesin tahmin ettiği üzere ağabeyine ışık hızında karşılık verdi, "Hep birlikte gideceğiz; bir delilik yapmayacağıma emin olabilirsiniz." İçgüdüsü ve zihninin çatışması ile bir anlık boşlukta ellerindeki ipi kaçırarak kendisini sözleri ve hareketleriyle serbest bırakmıştı ve defter konusu açıldığından itibaren kendisine uyguladığı baskı yerini müthiş bir rahatlığa bırakmıştı, "Herkes gibi benim de dualarım var ve kabul olmasını istedim, hepsi bu." 

"Tatlım, bu konuyu henüz konuşmamalıyız." Ophelia'nın sesi şefkat doluydu ve onun tepkisini olgunca karşılayarak yaşadığı rahatlığı korumasına yardımcı oldu, "Seni çok iyi anlıyorum ve verdiğin sözü tuttuğunu biliyorum. Lütfen sabretmeye devam et." Celestia'ya anlamlı ve destekleyici bir tavırla göz kırparak tebessüm ettikten hemen sonra kaşlarını hafifçe çatarak Anthony'e yöneldi:

"Celestia sözlerinin bilincinde olacak kadar olgun bir kız; endişeni anlıyorum, ama varsayımda bulunarak onu yıpratabileceğinin farkında mısın? Kendine gel." Ophelia'nın sözleri Anthony'nin hücrelerini ilmek ilmek dokumuştu; zihninde beliren tüm endişeler uçup giderken kızgın yüz ifadesi sabitlemiş, kızgın bakan gözleri yerini hafifçe dolan gözlere bırakmıştı. Kimseyle arasında bir mesafe olmadığından utandığını hissetmiyordu. Boşluğa düşmesinin sebebi, Ophelia'nın her kelimesinde haklı oluşuydu; Canından çok sevdiği Celestia'yı ister istemez üzdüğünü onaylamıştı. 

"Özür dilerim Celestia, sana güvenmediğimi ima ettiğim için çok üzgünüm." Anthony cümlelerine devam ederken Celestia ile birbirlerine şefkatle bakıyorlardı, "Evet, sen doğru ile yanlışı ayırt edip sözlerinin bilincinde olan çok zeki bir kızsın, kendinle gurur duymalısın. Ve Ophelia..." Ophelia'ya sakince yöneldi, "Teşekkür ederim, iyi ki varsın."

Anthony Ophelia'ya tıpkı bebekliğinde ilk göz göze geldikleri andaki gibi içtenlikle güldü. Ophelia kendisine seslendiğinde sesinin yumuşamasından pozitif bir cümle kuracağının bilincindeydi, fakat bu gülüşü hesaplamamıştı; ustaca kullandığı zihninin beklemediği ve zamanın ötesinden gelen o duygu tıpkı Anthony'nin Scherzo'da yaşadığı gibi darmaduman olmasına yol açmıştı. Zihni varoluşun doğası gereği bu derinliğe asla inemezdi. Ve nihayet dudaklarından kelimeler döküldü:

"İyi ki varsın..."

Anthony'nin kontrolsüz heyecanı fark edilesi bir enerji yükselişine sebep oldu ve şaşkınlık içinde onları izleyen herkesin odağı Anthony'e sabitlendi. Kontrolsüz heyecanı ile konuyu değiştirmeye odaklanan Anthony bir anda yaşamın cilvesine maruz kaldı ve Celestia'nın az önce ayaklanarak kullandığı kelime hafızasının derinliklerindeki dikkat çekici bir anıyı ortaya çıkardı. Beklemeden konuya girdi:

"Celestia, keşke büyükbabamızın zamanında hayatta olsaydım demiştin ya... belki de olmuşsundur, ne dersin?" Duygusal atmosfer yerini Anthony'nin ilginç çıkışından doğan donukluğa bıraktı, "Büyükbabamızın tekrar doğuşa inandığını hatırladım."  

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now