76. Bölüm: Tozpembe Kabus

75 19 27
                                    

Celestia'nın öngörüsü Sirius'un ürperti ve tedirginlikle dolu bakışları tarafından onaylanmış, Anthony ise sıkı dostunun gözlerindeki saf korkudan olağandışı bir süreçte olduklarını algılayarak Celestia ve Raphael'in de içinde bulundukları bir ruh çağırma seansını gerçekleştirmek zorunda kalabileceğini sezmişti. Gün içinde de vurguladığı gibi, bilinmeyene doğru bir adım atıp zihinlerine zamk gibi yapışan tüm duygu ve olasılıklardan kurtulmak istese de durumun en az Batı Orman'a ziyaret kadar tehlikeli ve riskli olması onu kardeşinin öngörüsünü kanıtlamak adına kapıya yönlendirmişti. Ophelia ise Anthony'nin ikilemde kalmasından zihnindeki düşüncelerin sıcağı sıcağına kadar farkındaydı ve sessizce onu izlemeyi sürdürüyor, onun kardeşlerinin güvenliğini ön planda tutarak karar verme arzusunu gurur dolu bakışlarla takip ediyordu. Anthony on saniye süren yoğun düşüncenin sonunda konuşarak kapıya yaklaştı:

"Ouija Tahtası konusunda size katılsam da, katılmadığım tek durum onun bizi bir seansa zorla..."

Anthony kapının kolunu hafifçe yükselen adrenalinde tuttuğunda, bedeni kaskatı kesilerek duraksadı; nefesini çevirmeyi sonlandırması onu bir heykelden farksız kılıyordu. 

"Anthony! İyi misin?" diye yanına doğru atıldı Celestia kaşlarını kaldırarak, "Lütfen her şeyin yolunda olduğunu söyle."

"Neden kapıyı açmıyorsun dostum?" diye ekledi Sirius kalp atışlarının boğazında atışını yansıtarak. Fakat Anthony, kardeşi ve dostunun sözlerini yanıtlamak şöyle dursun, sesleri dahi işitmiyor olmalıydı. 

"Ouija onu lanetlemiş olabilir..." diye fısıldadı Raphael ağlamaklı çıkışıyla. 

"Bu bir şaka mı?" diye kükredi Celestia Anthony'i dürtmek için elini havaya kaldırarak, "Anthony!" Celestia onu sertçe dürtmeye başladı, fakat ağabeyinden bir tepki alamamıştı.

Korku, evin etrafını sarıp sarmalarken, kontrolün bir anda kaybedilmesiyle Ophelia devreye girerek yerinden doğruldu ve Anthony'e doğru ilerledi. Celestia'nın aksine sakin hareket ederek omzuna hafifçe dokunup kulağına fısıldadı, "Her şey yolunda, ışığını hisset. Seni seviyorum..."

Anthony, Ophelia'nın fısıltısıyla karabasan etkisinden kurtularak kapının kolunu bırakıp geriye doğru sıçradı. Kesik kesik nefes alıp vererek kendini adeta dünyaya uyumlamaya çalışıyordu. Gözlerindeki anlık korku, yanında onu pür dikkat seyreden Ophelia'yı gördüğünde ortadan kaybolmuştu. Kovalamacanın galibi olduğunu hissettirerek söze girdi:

"Kapının kolunu tuttuğumda zaman durmuş gibiydi çocuklar!" Başını kapıya yeniden çevirdi ve Ouija Tahtası'na doğru döndü, "Bir saniye içinde zihnim resmen boşaldı ve ne bu evde olduğum ne de kapıyı açma amacım aklımda kaldı; önce kapının arkasını, hemen ardından metrelerce ilerideki Batı Orman'ı imgeledim. Hayatımda hiçbir şeye bu kadar yoğun odaklanmamıştım; tüm gerçekliğim gözlerimin önünde beliren imgelerden ibaretti. Bunu rüya görüldüğünde, uyku öncesi halin unutulmasıyla bir tutabilirim. 

Kendimi Batı Orman'da imgelerken Sirius'un açıkladığı defterde geçen betimlemeler gözümden geçiyordu, boşlukta kayboluyor gibiydim. Bu his geldiğinde geri dönmek istedim... bunu gerçekten istedim, fakat kontrolden çıkmıştım. Halen burada olduğumu ve dolayısıyla Batı Orman'a geçmek için kapı kolunu tuttuğumu hatırlamıyordum. Bu karanlık süreç ise bana Ouija Tahtası'nın gözümün önünde canlanmasıyla beni bir karadelik gibi içine, hiçliğe çekmeye çalıştı. Tam o sırada..." 

Anthony keskin bir tavırla susup heyecan içinde Ophelia ile göz göze geldi. 

"O sırada?" diye sordu Celestia şaşkınlığını arka plana atıp sırıtarak. Herkes durumun farkındaydı ve Anthony, sessiz kalmaya ant içercesine dudaklarını kapamıştı. Sirius, Celestia ve Raphael'in aklında Ophelia'nın fısıldayarak ne söylediği ve Anthony'nin o an hissettikleri yer alırken, ikisi arasındaki yakınlığın olağan dışı bir durumla ilk kez ortaya çıkışı Ophelia'yı utandırmıştı. Fakat Anthony halen neler olup bittiğinden bihaberdi ve kendini hazır hissederek yeniden söze girdi:

"O sırada Celestia, gözümün önünde parlak, altın sarısı bir ışık belirdi ve kendime geldim."

Anthony, her şeyin yolunda olduğu izlenimini vererek sözlerini tamamlasa da gerçekte neler yaşadığını Ophelia ile paylaşmayı arzuluyordu. Sirius, Celestia ve Raphael ışık hakkında görüşlerini bildirirken spot ışıkları, Anthony ve Ophelia'nın üzerine sabitlenmiş; tamamen kendi boyutlarında, birbirlerine gözlerini kırpmadan bakakalan ruh eşlerinden Anthony, yaşananları sessizliğin sesiyle bir olarak aktarmaya başlamıştı:

O an Ophelia, karanlığın en zifirisinde kalbimizin birer yıldız olduğunu keşfettim. Kalbim, hücrelerimin umutsuzluğunu ve yok oluşunu algıladığında, doğduğum an altın sarısı ışık demetiyle karşımda beliren gözlerin benimle bütünleşti; yıldızımsa kozmosun sonsuz uçlarına değecek kadar genişledi, ısındı... yaşadıklarım bir süpernovadan farksızdı; olabildiğine muhteşem ve koşulsuz...

"Hatırladınız mı?" diye sesini yükseltti Raphael ansızın heyecanlanarak, ruh eşleri arasındaki saf etkileşimi istem dışı keserek, "Büyükbabalar şatodaki ruh çağırma seansının sonunda Ouija Tahtası'nı kaybetmişti. Bu ne anlama geliyor?"

Raphael'in, ablasını imrendirecek kadar dikkatli çıkışı gizemli deftere yepyeni bir sayfa aralamış, Anthony ve Ophelia ise bir anda gelişen ve yaşam boyu unutamayacakları özel ana ara vererek kendilerini bu gelişmeye vermek zorunda kalmışlardı. Anthony'nin şapşal bakışları ve Ophelia'nın kızaran yanaklarının dikkatlerini çekmemesi ikisini de içten içe rahatlatmıştı.

"Evet, çok haklısın Raphael." diye karşıladı Sirius sağ eliyle kendi alına hafifçe vurarak, "Bu, Batı Orman'a yeniden girdikleri anlamına geliyor olmalı." 

"O geceki olaylara rağmen mi? Cesaret konusunda büyükbabama benzediğim aşikar." diye yanıtladı Celestia tebessüm ederek. 

"Benim tanıdığım Celestia bu sözü kahkahalarıyla sürdürürdü." dedi Raphael şaşırarak, "Az önce yaşananların ne kadar gergin hissettirdiğini daha iyi anlıyorum."

"Ruh çağırıyoruz."

Anthony, kendinden uzun süredir hiç olmadığı kadar emin çıkışını ansızın gerçekleştirerek, onun bu kararını bekleyen Ophelia hariç herkeste güçlü bir duygu değişimi yaşatmıştı.

"Emin misin dostum?" diye sordu Sirius. Anthony onu başıyla onaylayarak Ouija Tahtası'na doğru ilerledi ve onu eline alıp fikrini detaylandırmaya başladı:

"Celestia haklı olmalı. Yaşanacaklar bizim kaderimiz, ama... ama ne olursa olsun Celestia ve Raphael'in güvenliğini sağlamalıyız. Bunu nasıl başaracağımı inanın bilmiyorum; tek bildiğim, bu evden tek parça çıkmamız gerektiği."

Anthony'nin sözlerine Ophelia ve Sirius aynı kararlılıkta destek verdi. Netleşen konu ise üç dakika içinde Anthony ile Sirius'un masayı odanın ortasına çekmesiyle, Celestia'nın sandalyeleri yerleştirmesiyle ve Ophelia'nın mutfağa geçip Sirius'un yerini gösterdiği mumları hazırlamasıyla yerini kaçınılmaz ruh çağırma seansına bıraktı. Raphael ise tedirgindi; az önceki nispeten rahat tavrı, tehlikeli deneyime birkaç nefes kala gitgide ürpertiye dönüşüyordu. Ophelia, onun elini tutarak üzerine çökmeye çalışan kara bulutları kovmayı başardı. 

Kafadarlar mistik defterden gelen bilgileri ilk kez deneyimlemeye hazırdı.

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now