52. Bölüm: Akşam Yemeği

3.5K 129 23
                                    

Celestia, gözyaşlarının dökülmesini engelleyen güçlü duvarın saniyeler içinde yıkılmasıyla kendini içinde bulunduğu derin şaşkınlıkla birlikte ağlamaya teslim etti. Kabullenmekte en zorlandığı, ruhuna hapsettiği ve seneler geçtikçe umutsuzluk girdabına bıraktığı hayali tüm canlılığıyla tezahür ediyordu. Her birinin aynı kentte, aynı sürprizleri kaderin tesadüf kelimesini sözlükten kaldıracak kadar net kusursuz planı sayesinde yaşamaları ve özellikle kendini hayatın koşulsuzca akan nehrine bırakmasıyla kısmetini yaratması, gözyaşlarını yanaklarından pervasızca süzdürüyordu. 

Adımları birbiriyle yarışırcasına süratle senelerin hasretini gidermek için Anthony'nin önünden koştu. Tıpkı ağabeyi gibi hazırlıksız yakalanmanın büyüsü altında görünüyordu, fakat bu kavuşma sahnesini zihninde defalarca kez kurgulamış; kaçamak duygularla dolu diğer buluşmaların sahteliğini zihninden silip attığı bu ana kendini tamamen mıhlamıştı. 

Ophelia işaret parmaklarının tırnağıyla baş parmaklarını hafifçe çimdikleyerek hem Anthony'nin ardından girdiği ikinci şoku bir nebze olsun atlatmış hem de uykuda olmadığına kendini emin kılmıştı. Yüreğinden dolup taşan sevgi, özlem ve şaşkınlık dürtüleri adeta özüne işlerken, bu kente taşınmanın yaşam yapbozunun en nadide parçasını yerine oturtmasıyla aynı anlamı taşıdığını gösteriyordu. Aralarında birkaç adım kala soğukkanlı yapısını büyük bir iştahla kaybederek gözyaşlarını tıpkı Celestia gibi anın büyüsüne teslim etti.

Kavuşmanın doğurduğu sevgi enerjisi tüm restoranı çepeçevre sardı. Sıkıca sarılmalarındaki sıkılık, zihinlerinden gelen korkulardan çıkıyordu: "Ya birbirimizi yeniden kaybedersek? Ya bu buluşmanın hayatımızda bir hükmü yoksa?" Ancak hisler zihinlerinin ustaca sorgulama ve kaygılanma yeteneğinden bihaberdi; zamansızlığın müjdelerle dolu dokunuşları gözyaşlarının özünü toz pembeye çevirmişti bile. 

"Ophelia! Rüyada olmadığımıza eminsin, değil mi?" 

"Henüz böylesine anlamlı bir rüyayla karşılaşmadım tatlım, bu bambaşka bir his!"

Gözyaşları eşliğinde gülüşürlerken kavuşma boyunca kapadığı gözlerini aralayarak Raphael ile göz göze geldi Celestia. Kolları gevşedi; Ophelia ise onun Raphael'e odaklandığını fark ederek Anthony'e doğru tebessüm etti ve kendini nazikçe geri çekerek ikisini baş başa bıraktı.

Celestia ve Raphael, tıpkı Anthony ve Ophelia'nın karşılaşmalarındaki gibi sessizliğe bürünmüşlerdi. Raphael, değişen yaşamında geçmişe çok güçlü bir şekilde sünger çekip zihnini 2020'nin teknolojisine odaklamışken öz benliğindeki saflığını yitirmemiş, Ophelia ile harika birer abla kardeş ikilisi olmayı sürdürmüşlerdi. Fakat Celestia ile olan bağının neredeyse kopması, hazırlıksız yakalandığı bu buluşmada bilinçaltını tamamen su yüzeyine çıkarmıştı, tıpkı Anthony ve Ophelia'da olduğu gibi... Raphael yalnız değildi; gözyaşları kuruyan Celestia'nın donuk bakışlarının ardında müthiş anılar yatıyordu: Onu kolundan tutup maceradan maceraya sürüklediği Sarabande hatıraları, birbirlerini tamamlayarak geçen fantastik seneleri... hepsi gözünün önünden neredeyse ilk günkü duygularla geçiyordu. Celestia'nın yüreğinde sakladığı ve kabullendiğini düşündüğü eksikliklerin en büyük parçası ise bu kavuşmanın ardından tamamlanmıştı. Sevgiyle harmanlanan bu restoranda ne geçen çeyrek asrın hüznü kalmıştı artık, ne de zihnin karamsarlığı. 

"Celestia..."

"Raphael..."

Celestia yeniden dolup taşan gözyaşlarıyla Raphael'e sarıldı. Raphael ise onun değişmeyen kokusunu, koşulsuzca verdiği değeri hücrelerinin derinliklerinden gelen hatırlayışla hissetmeye başlamıştı. Nihayetinde onunla göz göze geldiği ilk an yaşadığı tarifsiz heyecan çeyrek asrı yirmi beş saniyeye indirse de kendi kendine kurduğu derin katmanların birer birer kırılması Celestia'nın şefkatiyle gerçekleşmişti. Raphael tüm çekingenliğine rağmen ona sarıldı, gözlerini kapadı ve kendini cesurca geçmiş hatıralarının olduğu yelkenliye atarak saniyeler içinde upuzun bir yolculuk gerçekleştirdi.   

"Nasıl bir anda koptuysak..." diye fısıldadı Celestia.

"Bir anda bir araya geldik." diye tamamladı Raphael. Ancak koptukları anlar aklına geldiğinde yüzünü buruşturdu ve sabahki kabusun da etkisiyle karanlığın yok edici rüzgarının ortasında kalmak üzere olduğunu sezdi. Celestia'nın kalbi Raphael ile tamamen bağlantılı olmalıydı; içinde bulunduğu altın sarısı saf ışıktan yapılan evin kapısından çıkarak elini uzattı ve onu an'ın mucizevi gücüne çekti. Raphael yeniden gülümsedi ve gevşemenin de etkisiyle huzurunu beş saniye içinde kat be kat artırdı.  

Kavuşmanın uzun soluklu seremonisi bitmek üzereydi. Herkes ağızları kulaklarına varırcasına mutluyken bilinçli olarak arka planda kalan Anthony uzun süredir görmediği ve iletişime geçemediği Raphael'e gözlerinin içi parıldayarak bakıyordu. Onu Sarabande döneminde erkek kardeşi olarak görmüş ve daima desteklemişti; onun derinlerden gelen cesareti kendisine büyük bir dersti. Raphael ise çok kısa süre öncesine göre yaşam çizgisini değiştirebilecek kadar güçlü Celestia sürprizinin şokunu atlatmıştı. Anthony'i fark ederek ona karşı ne kadar güçlü bir özlem duyduğunun farkındalığı ile sımsıkı sarıldı. 

"Anthony!"

"Raphael..." 

"Sabah Passacaglia'ya gelmeyerek büyük bir hata yaptım, böyle bir güne uyanacağımı asla tahmin edemezdim."

"Ah, hiç sorun değil Raphael." diye yanıtladı Anthony hafifçe başını çevirip Ophelia'ya manidar bir tebessümle bakarak, "Yaşamdaki her adım olması gerektiği için gerçekleşiyor, bunu bazen güçlü bir şekilde inkar etsek de."

Raphael Anthony'i onaylasa da sözlerin farkındalığını yaşayacak odağa sahip değildi. Hatta kulak çınlamasını dahi unutmuştu; şanslıydı, kimse konuşmadığında bile hafifçe esen rüzgarın ağaçları hışırdatması ve çatal - bıçak sesleri çınlamayı bastırıyordu. 

Yavaş yavaş davetli oldukları masaya geçerlerken hepsinin aklında tek bir düşünce canlandı: Hazırlıksız yakalanmanın yarattığı şok etkisi. Dördü de aynı düşünceleri paylaşıyorlar, bunun sebebini sorguluyorlardı. Nitekim hepsi başını yastığa koyduğunda, yüzlerinde belirecek şapşalca gülüşle yanıtı kendileri verecekti; her buluşma neredeyse kalıcı vedalarla sonuçlandığından, zamanın soğuk etkisine teslim olmayı tek çare olarak gördüklerini. 

Hep birlikte ağaç yapraklarının ve loş ışığın huzurla yıkadığı kare masaya oturdular; Anthony ve Ophelia; Celestia ve Raphael karşılıklı konuşlandılar. Hemen ardından, iç ve dış bölümleri ayıran kapının önündeki uzun boylu, sinekkaydı tıraşlı garsonlardan sarışın olan iç ısıtıcı gülümsemesiyle yanlarına elindeki menü ile geldi:

"İyi akşamlar. Siparişlerinizi alabilirim."

Kısa bir beyin fırtınasının ardından Celestia ve Raphael çocukluklarından itibaren en sevdikleri yemeklerden biri olan hamburgeri tercih etti; şanslılardı ki restoranın en meşhur menüsü hamburgerdi ve yağı az olmasına rağmen yiyenin damağında harika ötesi bir lezzet bırakıyordu. Ophelia ve Anthony ise biftek ve sebze karışımı sade bir seçimde bulundu. İçecek seçimine geldiklerinde Ophelia'nın kendinden emin duruşunun yoğunlaştığını hisseden Anthony şarap seçimini ona bıraktı. Ophelia iki saniye süren düşüncesini cümlelere dökerek keskin bir kararlılıkla "Pinot Noir"i tercih etti ve Anthony favori içkisini yaşam pınarından duyduğu için tuhaf ve şanslı hissetti. Gözleri aynı seçimi yaptıklarını onaylar nitelikteydi ve Ophelia bu farkındalığı gözlerini asil bir gülümsemeyle kapatarak belirtti. Bitirim ikili Celestia ve Raphael ise garsonun önerisiyle meşhur hamburger ile İskandinav birasının harika uyumlanacağını ifade ettiğinden, seçimi bu yönde yapmışlardı.

Siparişlerin sonlanmasıyla Anthony konuşmayı başlattı:

"Bu özel gecenin büyüsünü tarif edebilecek kadar güçlü cümleler kurabileceğimi zannetmiyorum. Güne başlarken kendimi çok garip hissetmiştim ve Passacaglia'ya vardığımda, sebepsizce zihnimi kaybettim. Henüz neler olup bittiğini anlamamışken ise Ophelia çıktı karşıma," Sessizleşti ve ses tellerinde nükseden duygusal titreyişi ortadan kaldırarak devam etti, "o an ben ben değildim artık. Kimliğim yerle birdi sanki; kırk iki senemin tamamı birbirine karışmış gibi allak bullaktı."

"Ve ben de kaybettim zihnimi hiçlikte." diyerek kısa bir duraksamaya giren Anthony'i destekledi Ophelia. Anthony onun devam etmesini dolu gözleriyle, sessizliğini sürdürerek arzularken Celestia ise dikkat ustası Ophelia'nın Anthony ile aynı anda girdiği değişime hayret edercesine kaşlarını kaldırmış, Raphael'e bakıyordu. 

MER | Paranormal RomanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin