7. Bölüm: Batı Orman

20K 672 71
                                    

Yağmur çiselemeyi bırakıp şiddetlenmeye başladı. Anthony'nin seçtiği masayı korurcasına saran; yağışın etkisiyle yaşamı adeta kucaklayarak iri yapraklarını ahenkle dans ettiren ağaçlar hızla gençlerin ve ruhu daima genç kalan Stephen'in üzerine gelen damlaların düşmesini engellese de, ilk fırsatta yaprakların arasından sıyrılan tek tük damlalar yüzlerine düşüyor, fakat kimse bu durumdan şikayetçi görünmüyordu. Ayrıca caddede yağışın da başlamasıyla kimsecikler kalmamıştı. Saat epey ilerlemişti ve ailelerinin Anthony ile Ophelia yanlarında olmalarına rağmen telaşlanmaya başladıklarını tahmin ediyorlardı. Bu düşünce tam olarak Stephen Amcalarına odaklanmalarına engel oluyordu. Durumu Celestia ve Raphael'in ona yönelen endişeli bakışları sayesinde fark eden Sirius sandalyesini düzelterek doğruldu.

"Sanırım ailenizi aramanız gerekecek. Restoranın telefonundan haber verebiliriz." 

"Çok sevinirim. Hemen geliyorum." dedi Anthony hızla yerinden kalkarak ve Sirius'un peşinden ilerledi. Ophelia ise Stephen'dan müsaade istercesine başını sallayarak Anthony'i takip etti. Stephen onların enerjilerinden ve çevrelerine karşı düşünceli davranışlarından son derece memnundu. 

"Biliyor musunuz çocuklar?" dedi Stephen yeni ve kısa bir konu açmaya niyetlenerek, "Cep telefonları yaygınlaşmaya başladı ve her zaman evlerimizde ya da Allemande'de olamayız. Kent merkezine yakında gidip cep telefonlarını araştırmayı düşünüyorum." Stephen Amcalarının paylaştığı heyecan verici müjde Celestia'nın sevinmesine, Raphael'in ise yerinden sıçramasına yol açtı: Raphael tam bir oyun canavarıydı ve evindeki portatif el konsolunu hatırlayarak "Oyun da var mı Stephen Amca, lütfen duydum de!" diye üstelemeye başladı. Stephen derinden kahkahasıyla onu yanıtlamaya hazırlandı.

"Maalesef duymadım, ama gelirse Tetris'ini yüz üstü bırakmayacaksın değil mi Raphael, lütfen bırakmayacağım de." Stephen esprili ses tonunun derinliklerinde ona önemli mesajlar vermişti. Raphael onu anlayabilecek kadar zeki ve hiçbir oyunu elinden bırakmayacak kadar oyunlara sadıktı. Aslında o, sevdiği herkese ve her şeye sadıktı ve Stephen bunun bilincinde olduğu için ses tonuna ondan şüphesinin olmadığı duygusunu da katmıştı. 

Bir dakikanın ardından Anthony, Ophelia ve Sirius her şeyin yolunda olduğu izlenimini verircesine rahat yürüyüşleriyle masaya yaklaştılar ve yerlerine sessizce oturdular. 
"Eee ağabey?" dedi Celestia merak dürtülerine yeniden yenik düşerek, "Ne dediler? Geç kaldığımız için kızmadılar, değil mi?" 
"Nerede olduğumuzu öğrendiklerinde annemin sesi yumuşadı." dedi Anthony ve Stephen ile Sirius'a doğru yönelerek "İkinize de selam söylüyorlar." diye ekledi. Ophelia da ailesinden benzer yanıtlar almıştı ve bunu içtenlikle paylaştı.

"Siz de söylemeyi unutmayın, olur mu?" dedi Stephen gülümseyerek, "evet, artık başlayabiliriz. İlk önce sizin de bildiğiniz konuları harmanlayalım ki zincirimiz kırılmasın." Herkes ona dikkat kesildi ve ne masadan ne de çevreden çıt dahi çıkmadan konuşmaya devam etti.

"Gördüğünüz ışıklı yıldız tetrahedron heykelini merkez kabul ettiğimizde, merkezi çepeçevre çevreleyen kocaman bir kasaba ve onları da çevreleyen bir orman olduğunu görüyoruz. Ama bu ormanı iki isimle adlandırıyoruz: Doğu Orman ve Batı Orman. Peki neden? Bu soruyu da bildiğinizi düşünüyorum." 

"Evet, biliyorum," dedi Ophelia kendinden emin tavrının dikkat yeteneğiyle birleşmesi sonucu ortaya çıkan gururlu bakışlarıyla, "çünkü kent merkezine ancak Doğu Orman üzerinden gidilebilir. Belki de sadece bu sebepten dolayı ormana giriş serbest ve bu serbestlik, Doğu Orman'ın Sarabande'nin muhteşemliğinden ilham almasını sağladı. Harika piknik alanları ve birçok ağacın dallarına asılı loş ışıklar hem gündüzleri hem de akşamları bizleri oraya çekiyor. Ayrıca, kasabanın sağ üst kısmındaki tarihi devasa Courante Okulu'nun arkasında Doğu Orman'ın olması, öğrencilerin etkinliklerini rahatlıkla orada yapabilmesini sağlıyor. Eh, bu kadar detay da kasabayı çevreleyen tek ormanı ikiye bölüyor. Ancak bize söylenen, çocukların ormanın batısına gitmelerini engellemek ve Batı Orman'ın kilometrelerce ötesinden gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için yıllar önce kasabanın alt ve üst kısımlarındaki belirli noktalardan çevreyi sararak Sarabande'nin kuzeyinden kuzey batısına kadar yüksek duvarlar ile; kuzey batı, batı ve güney batı kısımlarına sıralı evlerden oluşan upuzun setler çektikleri. Ama bu mantıksız." Ophelia'nın konuyu irdelerken geleceği nokta Stephen'i de meraklandırmıştı. 
"Peki, neden mantıksız?" Stephen'in sorusunu Anthony Ophelia'dan müsaade isteyerek yanıtlamaya başladı.

"Çünkü kasabayı çevreleyen ormanı bölmek için orta kısma davranmak gerek. Bu setleri çekenler ya kasabanın dairesel bir şekle sahip olduğunu unuttu ya da bilinçli bir şekilde batıya yakın kısımdan ayrım yaptı. Hem Doğu Orman yola açılıyorsa, çocukların tehlike altında kalması daha doğal değil mi? Batı Orman'ın epey uzağında bizimki gibi sade ve şirin başka bir kasaba olduğunu duymuştuk. Batı Orman daha güvenli olmalıyken neden herkes Doğu Orman'da?" Anthony'nin sözleri ile Ophelia'nın gözlerinin içi gülüyordu; eğer o araya girmeseydi tam olarak aynı durumları sıralayacaktı. 

"Biz de sizin gibi Batı Orman'a çok yakınız Stephen Amca. Benim odamın penceresi oraya bakıyor ve gerçekten kapkaranlık." Raphael bu konunun açılmasından pek hoşnut olmamış görünüyordu; korktuğu sesinin hafifçe titreyişinden ve alçak kavisli kaşlarının kalkışından rahatlıkla anlaşılabilirdi. Ablası onu gözlerinin içinde tezahür eden güven verici sevgiyle beslerken, Celestia garip bir şekilde sessizliğini korudu.
Celestia Raphael'i Batı Orman'a gitmeleri için güçlükle ikna ettiği akşam ona duvar ile evin tam bitişmediğini ve bu ayrık kapatılmadıysa ormana geçişin mümkün olabileceğini söylemiş; yalnızca birkaç metre ilerleyip geri kalan kısma yaklaşmadan geri döneceklerini ve reddederse kendisinin ilk fırsatta oraya gideceğini eklemişti. Celestia gerçekten çok cesur bir kızdı ve içindeki cesaret ateşini merakı körüklüyordu. Bu sohbette araya birkaç kez girmesi beklenirken hiç konuşmaması ise başta Raphael'in dikkatini çekmişti. 

"Korkulacak hiçbir şey yok çocuklar. Düşüncelerinizi tamamen paylaştığınızı varsayıyorum." dedi Stephen Anthony ve Ophelia'nın onu sükunet içinde kalarak yanıtladığını fark ederek, "beni onayladığınıza göre sorularınızı yanıtlayacağım.
Öncelikle, sizden hiçbir şey kaçmıyor ve bununla gurur duyduğumu itiraf etmeliyim. Batı Orman çocuklar için korunaklı olsa da bir yetişkin bile oraya çok zor girer. Batıdaki ve bize yakın taraftaki set gibi dizili evler kasabaya sonradan inşa edilen evler değil; aksine fark edeceğiniz gibi çok eski evler. Sizin bildiğiniz detaylar pek yanlış değil, yani çocukları korumak için böyle bir ayrımı yapmak mecburiydi. Aslında bakarsanız, kasabanın buraya kurulması netleştikten ve temeller atılarak birçok ev hazır hale geldikten sonra bazı gariplikler yaşandı. Emin olun çocuklar, en başından itibaren karşılarına çıkan bu gariplikleri bilselerdi bu riske girmezlerdi. Mecbur kaldıklarında da duvar ve evlerle birlikte ormanla bağlantıyı engellemeye çalıştılar. Kasabanın üst ve alt kısımlarından başlayıp her yeri çevrelerlerken başlangıç kısımlarından gerisin geri giderek ulaşımı iyice zorlaştırdılar. Ellerinden gelenin fazlasını yaptılar, işe de yaradı. Bakın çocuklar, hiçbir şeyi bilmek zorunda değilsiniz. Raphael, sen de asla korkma, tamam mı? Bu zamana kadar hiçbir şey olmadı, olmayacak da." Stephen konuşurken ister istemez merak uyandırdığını fark etse de konuşmayı kesmek zorunda kaldığının bilincindeydi. Alnından burnuna doğru akan iri yağmur damlasını eliyle gidererek konuşmasını bitirmeye hazırlandı.

"Hadi bakalım, saat geç oldu; hepimiz evlerimize geçiyoruz. Sabah erken kalktığımızı biliyorsunuz. Hepimiz güzel bir uykuyu hak ettik."

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now