20. Bölüm: Gün Başlasın!

13.8K 491 33
                                    

Ophelia'nın ciddiyetinin gitgide artarak zirveye tırmanmasıyla dudaklarından dökülen itiraf özellikle Anthony ve Sirius'un ruh hallerinde büyük bir değişimi beraberinde getirdi; çocuklar ise yalnızca durumu anlamaya çalışırcasına ablalarına bakıyordu. 

"Sizin neyiniz var beyler?" dedi Ophelia yaşanan anlık değişimin farkına vararak, "Anthony, istersen sen başlayabilirsin." Tüm bakışlar ona yöneldi. Ophelia, onun baskı altında kalmaktan haz etmediğini ellerini yumruk yaparak cebine koymasından anlamıştı. Anthony'nin kurguladığı senaryo Bayan Dikkat'in önce davranmasıyla değiştiğinden üzerindeki sersemliğin henüz geçmesiyle cümlelerini kafasında oluşturmaya başladı. Ophelia ise ses tonundaki ciddiyet ve netliğin onu daha çok gerdiğini düşünerek yaptığı hatanın farkına vardı ve bir sabun köpüğü gibi hafifleştiğini imgeleyerek ekledi: "Ne zaman istersen seni dinleriz, bunu biliyorsun canım." Sesindeki yumuşaklık kesinlikle bir önceki cümlesini, hatta heykelin önünde yaptığı konuşmayı unutturur cinstendi; eğitim almaksızın ses tonunu hayal ettiği gibi değiştirebilmesi kendi kendine yaptığı oyunculuk provalarına denk gelen Raphael'i şaşırtmamıştı. 

Yaptığı hatayı telafi edişi, Anthony'nin nefes ritminin düzelerek kendine ördüğü buz kalıplarını eritmesini ve Sirius'un yaşadığı benzer gerginliğin de geçmesini sağladı. Anthony nihayet söze girdi: "Dün geceden itibaren hep birlikte toplanıp az önce Ophelia'nın söylediği durumu açıklamayı planlıyordum. Aslında devamında, ışığı sizin de görüp görmediğinizi soracaktım. Her neyse, şimdi gayet iyiyim." Sirius ve Ophelia'yı hızla süzerek sıkmayı bıraktığı ellerini cebinden çıkarıp devam etti, "O güçlü yeşilimsi ışığın yatay bir açıyla odamı vurduğunu gördüm. O şey her neyse evler ve duvarların ardındaki Batı Orman'dan buraya nasıl etki etti, inanın bilmiyorum. Bu konular açılana dek bir şey hissetmezken, Stephen Amca'ya bakmaya giden Celestia da oraya bakıp ürperdiğini söyledi." Anthony topu kısa süreliğine kardeşine atarak onun da hislerini paylaşmasını istemişti. 

"Sana da söylediğim gibi..." bir anda duraksadı ve o anı tekrar zihninde belirterek bir detay olup olmadığını hatırlamaya çalıştı; hiçbir farklılık olmamasına rağmen hissettiği ürpertinin yoğunluğu onu yeniden gerdi, "sadece... sadece konuştuğumuz konuların etkisi." 

"Tatlım," Ophelia ona doğru yürüyerek elini omzuna koydu, "sen gerçekten çok cesursun; cesaretini yitirmekten korkma lütfen." Celestia'nın hislerinde olabildiğince derinlere inmesini sağlıyor, bunu yaparken onu baskılamamaya çalışıyordu. 

"Ben cesur bir kızım! Evet. Ama... çözemediğim garip bir his var Ophelia."

"Odaklanmaya devam et," dedi Raphael, "ablam beni hep böyle telkin eder." Ophelia onu gülümseyerek onayladı. Celestia beklemeyecekleri kadar kısa sürede hislerini tanımlamış olmalıydı; bir anda gözlerini hafifçe sıçrayarak açtı.

"Size az önce söylediğim sözlerin kendimi bile inandırmadığını fark ettim. Resmen Batı Orman'ın benimle iletişim kurduğu hissine kapıldım o an ve bu itirafı kendime yaptığımda üstümdeki baskı azaldı. Şu an çok tuhaf hissediyorum; Batı Orman benimle gerçekten konuşmaya çalışmış olabilir mi?" Celestia iki zıt duyguyu art arda yaşadı; önce tıpkı ağabeyi gibi rahatladı, hemen ardından gelen Batı Orman dürtüsüyle gözlerini pörtleterek derin bir boşluğa düştüğünü sezdi. Diğerlerinin Celestia'dan pek bir farkı yoktu; hep birlikte el ele tutuşup boşluğu deneyimliyor gibilerdi. Yalnızca Sirius'un tepkisi en başında olduğu gibi diğerlerinden biraz farklıydı ve onun bu tavrını algılayan yalnızca Ophelia değildi. Ondan hemen önce Anthony öne atıldı.

"Celestia'ya yardımcı olduğun için çok mutluyum Ophelia, ama hepimizi geren Batı Orman itirafıyla sıranın Sirius'a geldiğini düşünüyorum. Biraz içini dökmek ister misin dostum?" Sirius'a soracağı ve o an aklında dahi olmayan o kadar soru vardı ki... 

"Önce dün geceki ışık hakkında konuşabilirsin," dedi Ophelia, "ben ve Anthony gibi sen de bunu yaşadın mı?" Sirius'un ışık konusundaki tavrının Anthony ile benzer olması şüpheleri artırmıştı. Başını öne doğru ağır ağır sallayarak söze girdi: "Dün gece kendime bir bardak su doldururken mutfağım aydınlandı. Mutfağın orman tarafını direkt gördüğünü biliyorsunuz. Ayrıca bu durumu ilk kez yaşamadım." Sirius meraklandırmaya devam ediyordu. Herkes çıt çıkarmadan "Ee?" dercesine bakarken devam etti.

"Bakın, sizin de şahit olduğunuz gibi büyükbabam bu konuları konuşmaktan kaçınır. Ama bazen öyle anlar gelir ki, konu kendiliğinden açılır. Hatırladığımdan çok kez Batı Orman konusu açılsa da ışığı üç kez gördüm ve üçü de bu sohbetlerin üstüne denk geldi." Cümlesini bitirmesiyle Celestia, Ophelia ve Anthony aynı anda soru sormaya başladı ve yaşanan gürültünün farkına varıp sessizleştiler. 

"Peki Stephen Amca da bu ışığı gördü mü?" diye sordu Ophelia. Sirius başını iki yana doğru sallarken "Denk gelmedim, sorduğumda da gülerek konuyu değiştirdi. Dün gecekinde ise uyuyordu zaten." diye mırıldandı. Anthony sorusunun -Stephen Amcasının dün geceki ışığı görüp görmediği- yanıtını aldığından  sessizdi, Celestia ise devam etti: "Ya sen? Batı Orman'a hiç gittin mi?" Sirius soruyu düşünmeden "Hayır," diyerek yanıtladı, "benim Batı Orman'a girmemin tek yolu büyükbabamın o an orada olduğunu bilmem. Bunun dışındaki tüm seçenekler kapalı. Kendiniz gördünüz, kurtulamadığı bir travmanın içinde. Ah, ıstırabının sonlanması için her şeyi yapardım." Sirius'u hüzünle dinlemişlerdi; Stephen Amcalarının yaşadığı korku ise empati kurmalarını kolaylaştırmıştı. 

"İşte bu yüzden Stephen Amca'ya hiçbir şey çaktırmak istemedik." dedi Anthony. 

"Onu öz büyükbabanız gibi gördüğünüzü gözlerinizden anlıyorum zaten ve bu beni gerçekten duygulandırıyor. İyi ki varsınız dostlarım." Sirius karakterist yapısını her ne olursa korurken dostlarına yardımcı olmaya çalışıyordu. Duygusal ortamı dağıtmak için Celestia devreye girdi.

"Konuşacak çoook konumuz var anlaşılan. Durmaktan sıkıldım, hadi ama! Gerçekten Doğu Orman tarafına mı gidiyoruz?" Allemande'deyken konuyu Ophelia açtığından gözleri ona kilitlenmişti. Onu sözleriyle destekleyen Anthony de kulak kesildi. 

"Kesinlikle. Orada plansızca anlaşmamız beni heyecanlandırdı çocuklar. Batı Orman'a gitmek gibi çılgınca bir fikrimiz de olmadığından Doğu Orman tarafı gayet ideal geldi." Raphael ise "Evet, atıştırmalık bir şeyler alıp oradaki kamelyalarda oturabiliriz hem." diyerek ablasını destekledi; nadiren söze girdiğinden herkesin ona anında odaklanmasını başarmıştı. Celestia yarım saat öncesine göre harika hissediyordu. Raphael'in kolunu aniden tutup tüm yaramazlığıyla koşmaya hazırlandı.  

"O zaman gün başlasın!"  

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now