35. Bölüm: Bir Rüyada mıyız?

11.7K 193 58
                                    

Kimsenin beklemediği bir anda Sirius'un strese bürünüp hiddetlenmesi kamelyanın sükunet içindeki bütünlüğünü bozmuş; karabasan tabirini kullanması ise herkesin korku ile merak dürtülerini had safhalarda yaşamasını sağlamıştı. Yaptığı kısacık çıkışın içinde mesajlar bulan Ophelia Sirius'un konuşmaya devam edip etmeyeceğini bir süre bekledi ve yeniden duraksadığını fark ettiğinde sorgulamaya devam eden düşünceleri altındaki güçlü sesiyle söze girdi:

"Aynı yerde... Orada bir şey olmalı! Evet, Batı Orman'ın tamamında o yoğunluğu hissediyorlar, ama... tam o noktada çok daha güçlü hissediyorlar." Ophelia bu durumun neden olabileceği hakkında net bir yanıt bulmayı halen düşünürken dudaklarından birtakım kelimeler döküldü:

"Son oda..." Bir anda yerinden doğruldu ve oturmaya devam ederken konuşmasını sürdürdü, "Ouija Tahtası'nı koruyan güçler var gibi görünüyor, fakat öyle olmadığı aşikar. Çünkü önceki gece hücrelerindeki enerjiyi bile yerinden sökecek o etkiye rağmen nesneyi almayı başardılar, ancak Sirius'un çıkışına göre çok daha güçlü bir etkiyle karşı karşıyalar." Ardından Sirius'a yönelerek konuşmalarını tamamlamayı planladı: "Fikirlerimi olayı anlattıktan sonra paylaşmak isterdim, ama sessizleşince içgüdülerimi dinledim. Eğer seni böldüysem özür dilerim." Nezaket gösterisinde bulunmuştu; Sirius'un tepkileri hakkında yaptığı analizden adı gibi emindi.

"Hiç sorun değil," diye karşıladı Sirius az önceki karamsarlığını kısa süreliğine bırakarak, "zaten sizin tepkinizi merak etmiştim. Ama bir anda sessizleşmemin asıl sebebi tabii ki kendimi de farkında olmadan germem. Çünkü devamında işler epey garipleşiyor." Sirius'un yanıtı ekibi daha da meraklandırmıştı. Celestia'nın söze girmeden sadece bakışlarıyla sabırsızlığını dile getirmesi ise ruhlarında bağırma potansiyelinden dahi şiddetli hissedildi. 

"Çocuklar, Ophelia'nın da belirttiği üzere aynı noktada hissettikleri karabasan etkisi kapının yine kapanmasıyla eş zamanlı gerçekleşmiş. Defterde yaşadıkları hissin detayları şöyle yazıyor:

Dizlerimizin bağı bir anda çözüldü ve aynı anda tüm organlarımız işlevsiz kaldı; felç olmuştuk. Göğsümüzde müthiş bir baskı hissederken kulağımızda sağır edercesine güçlü bir çınlama olmuştu. Bir de yetmezmiş gibi tüm bu kaosu yaşarken ruhumuzun çekildiği hissini eskisinden de güçlü bir şekilde deneyimliyorduk ve çevremizdeki yoğun hareketlenmeler çok daha yoğunlaşarak karaltıya bürünmüştü. Sanki uyanıkken bir anda uyuyakalmış ve kabusu yaşıyor gibiydik, fakat şahit olduklarımız yenilip yutulacak cinsten değildi. Gözyaşlarımız paramparça olmuş tahta zemine damlıyordu ve felç kalan yüzümüz bunu hissetmemişti bile. Birkaç saniye içinde ise elimizden düşen Ouija Tahtası son odaya doğru çekilmeye başladı; ait olduğu yere dönüyor gibiydi ve artık korku duygusu da içimizden uçup gitmişti; yaşayan ölü olmaktan tamamen ölü olmaya ramak kalmıştı. Fakat o sırada bir şey oldu; arkadaşımız kendini kurtarmayı başardı. İlk hamlesi emekleyerek Ouija Tahtası'nı çekip görünmeyen güce karşı koymak oldu. Dudakları sertçe oynuyordu, ama çınlamanın etkisiyle hiçbir şey duyamamıştık. Beş saniye geçmeden tahtayı geri alabildi ve kısa vakitte önce çınlamamız kesildi, ardından karaltılar ortadan kayboldu ve tüm bedenimiz çözüldü. 

Sirius yazılanları aktarmayı tamamladığında epey ürpermiş ve endişeli görünüyordu; ekip ise yaşanan zifiri korkuyu sindirememiş, hiçbir söze inanmak istememişti. 

"Harfi harfine aktaramasam da olayların yaşanış sırasından eminim." diye mırıldandı Sirius.

"İnanmak istemiyorum, lütfen şaka olsun demek geliyor içimden." dedi Ophelia kalp ve zihin arasındaki bağını yitirme endişesini yüzüne yansıtarak, "Bunlar yaşandıysa tüm birikimimi çöpe atıp hayata sıfırdan başlamam gerekebilir çocuklar!" Ophelia büründüğü sükunete ilk kez bu kadar uzun bir süreliğine ara vermişti; ekibin ortak tepkisini temsil ediyor gibiydi.

"Farklı bir pencereden yaklaşırsak," diye araya girdi Anthony donuklaşan yüz ifadesiyle, "yaşananlar bir kabusu andırıyor; karabasan yaşadığımda verdiğim tepkilerin aynısını... Sirius'un anlatımıyla ister istemez kendimi sorguladım: Ya bu hayat da bir rüya ise?" Anthony'nin beklenmedik çıkışı garipsemelerini sağlasa da herkesin aklı Sirius'un bahsettiği olayın detaylarındaydı. Anthony durumu olgunlukla karşılayıp sorgulayışını içinde yaşatmaya karar verdi. Fakat o sırada Raphael araya girdi:

"Bu bana tuhaf geldi," alt dudağını büzdü ve sakin ses tonuyla devam etti, "düşüncenin sebebini merak ediyorum, bu hayat neden neden rüya olsun ki?" Heyecanlanan Raphael'in sesi, sorusunu tamamlamaya yakın hafifçe yükselmişti. Onun tepkisi üzerinde ekibin odağı bir anda Anthony'nin sorusuna yöneldi. Anthony Raphael'i yanıtlamadan önce sessizliğini bozan Sirius oldu:

"Rüya olması mümkünse bile yanıtlanması gereken onlarca soru olur. Örneğin, eğer bu hayat bir rüyaysa, uyku sırasında rüya içinde rüya görmüş oluruz. Ben rüya içinde rüya gördüğümü hatırlamıyorum ve hiçbir sohbette böyle bir duruma denk gelene rastlamadım."

"Henüz benimle bu konuyu konuşmadığından olabilir mi?" diye kükredi Celestia heyecanın ve geç kalmışlık hissinin verdiği ivmeyle, "Ben gördüm. Hem de rüyamın içinde iki kez rüya görüp her uyanışta bir önceki rüyaya geçtim." Celestia'nın özellikle Sirius'u şoke edici açıklaması defter konusunu yeniden çarptırsa da konunun ilginçliği sabırsızlıklarını tolere ediyordu. 

"Ben de gördüm." diyerek Celestia'yı destekledi Ophelia, "Tabii ki Celestia'nınki kadar derin olmasa da rüya içinde rüya gördüğümü hatırlıyorum. İki sefer rüyamı kontrol ettiğimi de..." Sirius'un şaşkınlıktan açılan ağzı yere düşecek kadar açılmıştı. 

"Ben de bir kez rüyamı kontrol etmeyi başardım." diye ekledi Raphael, "Grip olduğum bir geceydi ve ateşler içinde uyurken gördüğüm rüyada sırasında her şeyin farkında olduğumu hissettim. Sonrasında bir süreliğine istediğim her şeyi anında gerçekleştirdim; zaman yok gibiydi ve her şey ışıktan dahi hızlıydı."

"Yani rüyaların derinliğine katman katman inmek mümkün mü? Üstüne üstlük bilinçli rüya görüp her şeyi kontrol edebilmek de..." Sirius'un şaşkınlığı kamelyaya oturduklarından itibaren yaşadıklarından çok daha güçlüydü; Anthony bu durumu, Sirius'un bildiği konuda -gizemli defter- tekrar şaşkınlığa kapılmasının saçma olduğu ve rüya konusuna içten içe ilgi duyduğu şeklinde sessizlik içinde yorumladı. 

"Peki bu rüyayı kim görüyor?" Anthony rüya keşmekeşinin üzerine bir katman daha ekleyerek beyinlerin yanması adına elinden geleni yaptı. Ophelia gibi gözlem gücü yüksek bir kız dahi Anthony'i es geçmek zorunda kalarak söze girdi:

"İç içe rüyalar doğruysa bir anda uyanıp kendimizi farklı bir gerçeklikte bulabiliriz. O zaman şu an yaşanan hiçbir şeyin anlamı kalmaz." Yüzü düşüncelerin verdiği yoğunlukla kırışmıştı, mırıldanarak devam etti, "Hatırladığım bazı rüyalar var ve... ve birçoğunda çok ağır olaylar yaşamıştım. Ama şu an onların bir hayalden ibaret olduğunu görüyorum. Peki ya şimdi de aynı kurallar geçerliyse? Anthony'nin neden böyle bir giriş yaptığını anlıyorum; gerçek hayatta karabasan görmeyi ya da doğaüstü olaylar yaşamayı kabullenmek çok güç." Ophelia'nın gözü heyecanlanan Celestia'ya takıldı ve onun söze girmesi için sessizleşti:

"Eğer şu an rüyadaysam ve bunu fark edebilirsem her şeyi yapabilirim! Öyle değil mi Ophelia?" Ophelia Celestia'nın sorusunu oldukça mantıklı bulmuştu. Onu heyecanlı bir tebessüme bürünerek karşıladı:

"Eğer bu doğruysa, bilmek ve gerçeklik arasında çok büyük bir fark olmalı. Şu an avazım çıktığı kadar bağırıp 'RÜYADAYIM VE HER ŞEYİN FARKINDAYIM!' desem ve bu gerçeği kabullendiğimi vurgulasam her şeyi kontrol edebilir miyim? Hayır. Ancak bu mümkünse, sözlerimin gerçekliğim olması gerekir, yani buna kendim kadar emin olmalıyım. Ama... konuştuğumuz konu kendimden bile emin olmamama sebep oldu."

"Anladığım kadarıyla sorguladığım durum, rüyaların da doğa gibi bizlere mesaj veriyor olması." Sirius'un sorgusu ara vermeksizin söz hakkı alan ekibin sessizleşmesini sağladı. O sırada Anthony her şeyin farkında olup sorusunu yineledi: "Peki rüyayı gören kim?"

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now