27. Bölüm: Batı Orman ile Tanışma

13.6K 368 90
                                    

Sirius Sarabande'nin tozlu sayfalarını birer birer açıklarken, ismi giderek kabusu anımsatan Batı Orman vurgusu ekibin başlıca odaklanma sebebiydi ve Anthony'nin yıldız tetrahedron çıkışı, akıllarına bir önceki durakları olan Kimberly Teyze'yi getirdi. 

"Kimberly Teyze'nin söylediklerini bir saniye olsun gözümüzün önünden, ya da onun da vurguladığı gibi kalbimizden ayırmamalıyız." dedi Ophelia Scherzo'nun olduğu yöne doğru düşünceli bir tavırla başını çevirerek, "Yaşananlardan haberimiz mutlaka olmalı ve edindiğimiz hiçbir bilgi içimizdeki huzuru yıpratmamalı. Ve evet Anthony..." anlamlı ve Anthony'nin kalp atışını hızlandıran derin gülüşüyle ona yöneldi, "Seninle aynı fikirdeyim; yaşam bize bir şeyler söylüyor olmalı. Scherzo'dan buraya kadarki mesafe, neredeyse bir saat önceki ruh halimizden daha kısa. Bunların tesadüf olmadığını ve tetrahedronun, Batı Orman'ın, geçmişte yaşananların ve henüz keşfetmediğimiz gerçeklerin bizi bir sonuca çıkaracağını bilecek kadar yoğun hissediyorum.

"Bunu altıncı his dediklerini okudum." diye araya girdi Raphael düşünmeksizin ve dudaklarından dökülen o cümle ile kendini ele verircesine sarsıldı, "Olamaz!" Ophelia onun tepkisine dayanamayarak kıkırdadı.

"Dinliyorum tatlım, devam et lütfen." kıkırdamayı sonlandırıp ona saygısını olabildiğine güçlü bir tavırla gösterdi.

"Özür dilerim," Raphael masanın üstündeki boş yiyecek poşetine bakıyordu, "dergilerini karıştırmamalıydım. Çok sıkılmıştım. Odana istediğim zaman girebileceğimi söylemiştin, ama özellikle kitap ve dergilerini ne kadar önemsediğini bildiğimden sana bunu söylemekten çekindim." Ophelia Raphael'e gurur duyarcasına içten bir bakışla karşılık vererek söze girdi:

"Oh, tatlım." Ophelia'nın sesi ağlamaklı olsa da gözyaşının dökülmesine izin vermemişti, "Onlar aynı zamanda senin ve sen kendi içinde ne kadar düşünceli davrandığını gösterdin. Beni asıl duygulandıran, oyunları bırakıp hiç kimsenin zorlaması olmadan kitaplarımı incelemen. Harikasın!" Raphael, ablasının herkesi duygulandıran sözlerine gözlerinden akan birkaç damla, fakat tüm okyanusların hayran kalabileceği kadar yoğun kozmos kadar saf gözyaşlarıyla ve başını hafifçe öne doğru sallayarak teşekkür etti.

"Batı Orman..." dedi Sirius atmosferi istemeden de olsa bozmak zorunda kaldığını bilircesine titreyen ve kibar sesiyle, "Komşuları Batı Orman'a doğru giden siluetin neden göründüğü sorununun çözülmesinin umudu içinde teklifi kabul etmiş ve sessizliğe bürünerek kendi eksenlerinde birtakım önlemler almaya karar vermişler. O sırada büyükbabamın babası kasabanın kuruluşuna hızla devam ederek bir yandan kasaba sakinlerinin nabzını yoklamayı önermiş; ardından herkesle sıradan iletişime geçerek bir gariplik olup olmadığını analiz etmişler. Fakat iş düşündüklerinden de ciddiymiş; kasaba sakinlerinden bazıları o gece Batı Orman ile ilgili garip rüyalar gördüklerini ve eşyaların düşme seslerine uyandıklarını söylemiş. Hiç kimsenin birbirinden haberleri olmadığını bilmeleri onları rahatlatmış çünkü hepsi aynı tür kabusu gördüklerini bilseymiş iş çığırından çıkabilirmiş." Sirius yazılanları olabildiğince derinlemesine anlatarak herkesin kafasında fikirlerin oluşturmasını hedeflerken aklına bir anda unuttuğu bir detay geldi ve hafifçe sıçrayıp o kısmı açıklamaya koyuldu: 

"O dönemde ormanların ayrılmadığını ve komşuların ya da halkın Batı Orman yerine kasabanın batısındaki ormanlık alan dediklerini eklemeliyim."

"Peki orman aynı ise neden belirli noktalardan ayrıştırıldı? Yani şu an oturduğumuz yerde hiçbir olay yaşanmadı mı?" dedi Anthony Sirius'un açtığı paranteze sorusuyla ekleme yaparak.

"Güzel soru dostum," diye yanıtladı Sirius anlamlı bir bakışla ona yönelerek, "bu sorunun yanıtını on dakika içinde kendin bulabilirsin." Sirius onu ve diğerlerini gerçekten meraklandırmayı başarıyordu.

"Her geçen gün kasaba biraz daha canlandığından yaşananların kaynağının ne olduğunu bulmak için aynı gece Batı Orman'a girmeye karar vermişler. Eskilerin cesaretine hayranım; o yıllarda ıssız bir ormana girmek bile tehlikeliyken doğaüstü söylentilerin kaynağını bulmak için gözlerini dahi kırpmamışlar. Yaptıkları plan sadece ikisi arasında kalmış; peşlerinden gitme olasılığını ortadan kaldırarak herkesin evlerine çekildiği saatlerde sessizce hareket ederek bizim evimizin önünde buluşmuşlar." cümlesine ara verip Celestia'ya hatırlatıcı bir bakışla yöneldi, "Batı Orman'a evimizin karşısından, daha doğrusu sol çapraz hizasından, yani Celestia'nın irkilerek baktığı kısımdan girmişler. 

Bu kısmı hazmetmekte zorlanmıştım. Bakın çocuklar, Batı Orman'ı detaylıca açıklamasalar da belli başlı tasvirler yaptıklarını söylemek istiyorum ve bu tasvirler tahmin ettiğiniz gibi ağaç ve hayvanlardan ibaret değil."

"Bir ormanda başka ne olabilir ki?" diye mırıldandı Anthony ve bir saniye içinde zihninde dün gece Stephen Amca'nın yaşadığı anı belirirken gözlerini tarif edemediği bir ürperti içinde kısarak toklaşan, fakat derinden gelen bir titremenin barındığı ses tonuyla devam etti: "Stephen Amca'nın böyle bir korkuyu yaşadığı ne olmuş olabilir ki?"

"Batı Orman, Sarabande'nin kuruluşundan çok önce var olmuş, ormanın içinde bir yerleşim yeri!" Sirius'un herkesi altüst eden sözleri ile, dudaklarından dökülen her kelimesi heyecanını katlıyordu. 

"Sarabande gibi bir yerleşim yeri mi?" diye sordu Ophelia beklemediği bir yerden gelen açıklamanın etkisiyle sarsılarak.

"Hayır," Sirius'un yanıtı soru işaretlerini artırmaya devam ederken bu durumu engelleyecek açıklamayı yapmak için yerinden keskinlikle doğruldu, "yerleşim yeri demem sizi aldatmasın, yazılanlara göre buraya yerleşmek dahi bin şahit ister. Kim bilir, belki yüz, belki de iki yüz yıl önce inşa edilen yapılarmış ve o an her biri birbirinden garip ve eski, fakat değişik hisler barındıracak kadar ürpertici detaylar mevcutmuş.

Ormana adım attıklarında hemen yapılarla karşılaşmamışlar, zaten gaz lambaları ancak yakın çevrelerini görmelerini sağlıyormuş. Yavaşça ilerleyip etraflarına dikkatlice bakmışlar. Fakat... defterde bastırılarak yazılan cümlede ormanın girişinden itibaren ruhlarının çekildiğini hissettikleri ve hayatlarında bir kez olsun yaşamadıkları bu soğuk ürpertinin hem korku pompaladığı hem de bir gariplik olduğu düşüncelerini sebepsizce artırdığı yazıyordu. Ürpertiyi, rüzgarı dışarıdan değil, içlerinde hissettikleri zeki bir etki olarak tarif etmişler ve ikisinin de adımı ister istemez belirli bir yöne doğru gidiyormuş. Şaşıracaksınız, biliyorum ama küçük bir derenin aktığını işitmişler ve adımları ilerledikçe ince gövdeli, birbirinden beşer metre arayla ayrık ağaçların olduğu bir bölge karşılarına çıkmış. Tahminimce evimizle bu bölge arasında yüz elli iki yüz metre arası bir mesafe var ve ormanın içinde kalınan her saniye mesafeyi kilometreler gibi gösteriyor olmalı; defterde bu hisse de değinildiğini gördüm.  

Bölgeyi gördükten bir süre sonra bahsettiğim yapılardan üç tanesiyle karşılaşmışlar. Film burada kopuyor çocuklar. Fark etmişsinizdir, ormandaki hayvanlarla ilgili hiçbir detay vermedim. İnanılmaz, ama ne bir yarasa, ne cırcır böceği, ne baykuş ne de bir sansarla karşılaşmışlar."

"Nasıl yani? Batı Orman'da bir hayvan olmadığını mı söylüyorsun? Kuşlar bile mi?" Celestia şaşkınlıkla araya girdi. 

"Evet. Okurken gecenin bir yarısı olmasından kaynaklı diye düşünsem de defterde yazılanlar bu olasılığı ortadan kaldırmaya yakındı. Yaşadıkları tuhaf ve anlamsız gelen soğuk ürpertinin asıl sebebini ormanın olması gerekenden çok daha sessiz olduğunu fark ettikten sonra tanımlamışlar. Bu, cesaretlerine hayran kaldığım o zamanın delikanlılarını bile ilerlemek konusunda tedirgin etmiş. Büyükbabamın babası, hayattaki tüm olasılıkları yaşamayı kabullenebilecek kadar güçlü bir bünyeye sahip biri, bunu büyükbabamın yüzeysel anlatımları sayesinde biliyorum. Ve evet, defter bunu kanıtlıyor. İşin ürkütücülüğü de burada zaten; tek adım atamadan bir süre kımıldamayıp cesaretlerini toplamaya çalışmışlar. Bir kanıt bulmadan geri dönmeyi düşünme sebeplerinin ruhlarının çekilme hissi olduğunu düşünüyorum. Anlıyorsunuz değil mi; gözle görülemeyen, kulakla işitilemeyen ama her bir duyu organını iptal edecek kadar güçlü bir gerçeklik."

MER | Paranormal RomanWhere stories live. Discover now