60. Bölüm: Ekim'e Bir Kala

3.5K 131 10
                                    

Sarabande - 30 Eylül 1995

Kamelya, Sirius'un anlatımını sonlandırması ile sözü çevrelerinden ve özellikle Doğu Orman'dan gelen doğanın rüzgarla canlanan senfonisine bıraktı. Mutlu sonla tamamlanan cümleler gözlerine ihtişamlı bir parıltı eklese de korku, göz bebeklerindeki etkiyi barındırmayı sürdürüyordu. 

"Farkında mısınız? Ne bildiklerimiz eskisi gibi değil ne de..." dedi Anthony Sirius'u başıyla onaylayarak, "gidişatımız eskisi gibi olmayacak." Herkes onunla hemfikirdi. Ophelia devam etti:

"Peki Sirius," dedi hafifçe kendini düzelterek, "devamında tam olarak neler gelişti?"

"Birkaç satır daha okuma fırsatım oldu, fakat o sırada büyükbabamın sesini duyup duymadığım konusunda tereddütte kaldığımdan yazılanlara odaklanamadım." diye açıkladı Sirius kısmen hüzünlü bir şekilde, "Gelen büyükbabamdı." 

Defterin yarıda kalması, Sirius'un ses tonu ve bir anda gevşeyen tavırlarıyla bekledikleri fakat arzulamadıkları bir durumdu. Sirius defteri okumayı bırakmak zorunda kaldığını söyleyene dek yükselen ve alçalan temposu yaşananlarla bağlantılı olduğundan, içlerindeki umut kırıntıları son bulmamıştı. Bir anda kendilerini içinde buldukları küçük hayal kırıklığından sıyrılmak adına bu gerçeği kabullenmeliler ve önlerine bakmalılardı. İlk adımı Celestia kıkırdayarak attı:

"Duygularımı dökmek o kadar zor ki..." gülüşü kahkahaya dönüştü ve kendini dizginleyerek devam etti, "Defterde her ne yaşandıysa oradaymışım gibiydi; bir kabustan uyanmış gibi hissediyorum sanki. Sonu güzel biten bir kabustan..."

"Bulutlara bakın!" diye devam etti Raphael parmağıyla Courante'nin hizasındaki bulutları göstererek, "Konunun bitmesiyle bulutlar sanki kasabayı terk ediyor. Ne rastlantı ama." Son cümlesinde mırıldanmıştı, defterin de etkisiyle içinde hiçbir şeyin rastlantı olmadığı bilgisi tezahür ediyordu.

"Geri gelmemesi dileğiyle." diye destekledi Ophelia. Kısa bir sessizlikle birlikte Anthony hararetli bir konuşma başlattı:

"Ortada büyük gizemler söz konusu ve başımın ön kısmı sızladığından öğrendiklerimi toparlayamıyorum. Ayrıca, dinlenmeye ihtiyacımız olduğunu hepinizin gözlerinden görüyorum. Yine de konu yeterince soğumamışken şunu sormadan duramayacağım: Bu bilgileri olaylar alevlenmeden nasıl kullanabiliriz?" Anthony'nin çıkışı yerinde olmalıydı; kamelyadaki herkes o an bu soruyu düşünürcesine hak veren bir tavra büründü.

"Yanıtlanan onlarca soru işareti yüzlerce kapı araladı." diye ekledi Ophelia, "Şu saatten sonra en temkinli şekilde hareket etmekten başka bir seçeneğimiz yok." 

Celestia, Ophelia'nın cesaret dolu sözlerini işittiğinde yerinden kımıldadı ve heyecanla araya girdi: "Dizlerim titrese de oraya girebileceğime eminim."

"Hayır, bundan söz etmiyorum." diye çıkıştı Ophelia, Celestia'ya gözlerini devirerek, "Geçmişte de olsa tehlikenin büyüklüğünden defalarca kez söz ettik ve yaşananlara şahit olduk." ciddiyetini aldığı nefesle bir kenara bırakıp tebessüm etti ve Celestia'ya şefkatle bakarak sözlerini tamamladı, "Neyse ki bu konuda sana güvenim sonsuz; bizden habersiz bir hamlede bulunmayacağına eminim." 

Celestia, yanlış anlaşılmaktan korktuğundan, Ophelia'nın sözü tamamlandığı gibi hızla söze girdi:

"Evet, bu konuda şüpheye düşmeyin, olur mu?" Keskin ve hafif sert bakışlarla kardeşine yönelen Anthony'e döndü, "Sirius'un sözleri yaşananları daha korkunç bir hale getirdi ve ben de kendimi yinelemek istedim; tek başıma hareket edip sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım."  

Raphael, konuyu Ophelia'nın açıklamaları üzerinden sürdürdü:

"Bu konuyu bir daha açılmamak üzere kapamayı da düşündüğünü biliyorum." dedi ürpermiş yüz ifadesiyle sırıtarak, "Değil mi sevgili Ophelia?" Raphael, defterde geçen herhangi bir konu hakkında konuşmanın sona ermesini diliyordu; yüzleşmek veya sohbetin içinde bulunmak zorunda kalmadığı sürece diğerlerinden daha yoğun bir gerilimin içinde olmaya devam edecekti.

Ophelia, kardeşini başıyla onaylarken yaşanan durumun onunla ilgisini vurgulayarak gözlerini dikti, "Batı Orman defteri tamamen kapanmamış olabilir tatlım."

Raphael ve Ophelia birbirlerini sessizce izlemeye başlarken kamelyadan çıt çıkmaması, ortamın gerilimini yeniden nüksettirdi. Sessizlik, Raphael'e güçlü bir yanıttı. 

"Sanırım anladım. Başa dönüyoruz." Raphael'in kısa açıklaması ile Anthony boynunu hafifçe eğerek masaya doğru baktı: "Çocuklar, bu doğru olmamalı. Batı Orman konusunu sonuna dek ilerletmek istediğimi yineleyerek vurgulamalıyım. Ama... yaşadığın gece var olan  açıklayamadığımız olaylar ile Batı Orman'ın ilişkisi bizim yorumlarımızın ötesinde değil." Merakını ve şüpheciliğini bir arada kullanmayı başarırken ekledi, "Hem öyle olsaydı, diğerleri de yaşardı. Değil mi?"

"Evet, tıpkı ikimizin de yaşadığı gibi. Değil mi tatlım?" Ophelia'nın imalı bakışları ve dalgınlıkla masayı izlemeyi sürdüren Anthony'i kendine getiren tizlikteki ses tonu, onun bir anda bocalamasına ve kendisini ifade edememesine yol açtı. Anthony kendini bir anda gece yarısı deneyimlediği ve şatoda da ortaya çıktığı belirtilen ışığı gördüğü anda buldu.

Refleks olarak titreyip yerinden kalktı ve pencereye doğru yöneldi. Odası hem Sarabande sokaklarını hem de en soldan bakıldığında Batı Orman'ı gizlemeye çalışan evleri görüyordu. Işık, odasını öylesine hızlı ziyaret etmişti ki, yaşadığı durumun gerçek olup olmadığı muammaydı. Bir gözü Batı Orman'ın olduğu yönü kesiyordu, fakat geçen bir dakika, kendinden şüphelenmesine yol açıyor, beyni mantıklı açıklamalar üretiyordu: yakın bir apartmandan çıkan ışık, çalışan bir arabanın farı... bu geceye tanık olmasaydı aynı tepkiyi verip vermeyeceğini sorgulayarak yatağına doğru yöneldi. Tam o sırada görüş açısı Batı Orman'ı algılarken evlerin epey arkasından yatay açıyla gelen, beyaz ve yeşil karışımı ışık tüm çevresini saliseler boyunca aydınlattı; gördükleri tamamen gerçekti ve ışığın kaynağı Batı Orman'dı! 

"İnandıklarımızı rotamız yapmamalıyız, tek arzum bu." Kendini hafifçe silkeledikten sonra bakışlarını Scherzo'ya yönelterek devam etti, "Tabii ki unutmamamız gereken çok önemli bir detay daha var: Yıldız tetrahedron."

"Evet, büyükbabanın rüyasında gördüğü ve tam o noktaya inşa ettikleri tetrahedron." diye destekledi Ophelia, Anthony'i tebrik edercesine içten bakışlarla, "Kasabamızı es geçip Batı Orman'a odaklanmanın tehlikeli ve çoğunlukla aptalca olduğunu düşünüyorum. 

"Bu doğru." dedi Sirius heyecanla, "Sezgilerim, son iki günde yaşadığımız her detayın bir mesaj olabileceğini söylüyor."

"Peki böylesine önemli bir kanıya nasıl vardın dostum?" diye sordu Anthony.

"Büyükbabaların başlarına gelenler her şeyi yeteri kadar açıklamıyor mu zaten?" Tebessüm ederek sözlerini sıraladı, "Bakın, karşılarına çıkan her şey, ama her şey doğaüstü bir kaynaktan gelen zekice planlar gibi görünüyor. Ruhlarını çeken korkunç etkilerin onları şatoya bir rastlantı sonucu çekmediğine hemfikiriz, değil mi?" 

Bir film şeridi gibi gözlerinden geçen Batı Orman serüvenine odaklanmış bir şekilde başlarını öne doğru sallarlarken Anthony bir daha oturmayacakmışçasına yerinden kalkıp konuşmaya başladı:

"Gün henüz bitmedi. Ayağa kalkmalı ve bir adım atmalıyız, herhangi bir adım. Çünkü biliyorum ki atacağımız ilk adım bizi bilinmeyene götürecek. Yolumuz her nereye çıkarsa çıksın, gitmemiz gereken o yerde kendimizi bulacağız." 

MER | Paranormal RomanDonde viven las historias. Descúbrelo ahora