Limon Çiçekleri 101. Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Lale! N'aptın kızım, hazırlanıyor musun?"

Annesinin sesini duyunca kısa bir an için dondu kaldı Lale. Sonra kırmızı takımı bulacağım diye etrafa saçtığı iç çamaşırlarını hızla toparlayıp kutulardan birinin içine tıktı. Kutunun kapağını kapattığı anda annesi giyinme odasından içeri girdi.

Mina Hanım Lale'yi kucağında ayakkabı kutularıyla yerde oturmuş bir halde bulunca yüzünü bir şaşkınlık kapladı.

"N'apıyorsun sen öyle yerde?" diye sordu hayretle.

"H-hiiiç." diye kucağındaki kutuları iterek doğruldu Lale. "Hangi ayakkabımı giysem diye bakıyordum da." Ayakkabı kutularının kapağı birden açılır da içindekiler ortaya saçılır diye kutuları olabildiğince yavaşça bırakarak ayağa kalktı.

Mina Hanım'ın bu açıklamadan pek tatmin olmamış bir hali vardı. Lale de bundan korkuyordu zaten. Annesi yeni bir şey daha soracak diye ödü kopuyordu. Ancak kırk yıl düşünse annesinin ağzından çıkan soruyu tahmin edemezdi herhalde.

"Bence şu yeni ayakkabılarından birini giy. İki çift birden almışsın ya hani."

Lale'nin yüzü bir anda kağıt gibi oldu. Annesinin neden bahsettiğini hemen anlamıştı. Batu'nun doğum gününde ona hediye ettiği ayakkabılardan söz ediyordu. Halbuki bundan korktuğu için sırf o bulamasın diye bazanın içine saklamıştı kutuları. Ama olan olmuş, annesi yine de bir şekilde görmüştü kutuları işte. Ondan bir şey saklamak imkansız gibiydi zaten, bunu öğreneli çok olmuştu! Ama yatağın içine bakacağını da hiç düşünmemişti ki.

Ne düşündüğü yüzünden kitap gibi okunuyor olsa gerek ki onun bir şey demesine kalmadan annesi açıklamaya girişti.

"Sabah sen babanla ofisteyken biraz ortalığı toplayayım dedim de. Çarşaflarını değiştirirken de bazayı yıllardır açmadığımız aklıma geldi. Bir bakayım dedim."

Lale zaman kazanmak adına hiç konuşmuyor, süratle bir şeyler düşünmeye çalışıyordu. Bunun ardından gelecek soruyu biliyordu. Annesi mutlaka o ayakkabıları ne zaman aldığını soracaktı. İnandırıcı bir şey bulmalıydı. Ama ne?

Yanılmamıştı. "Ne zaman aldın sen onları?" diye çok geçmeden sordu annesi. Dikkatli bakışlarla Lale'yi süzüyordu. "Giydiğini de hiç görmedim?"

'Yeni mi aldın?' diye sormaya çalışıyordu. Asıl öğrenmek istediği buydu. İyi de ne cevap verecekti şimdi? Ne diyecekti?

Annesinin merakla kendisini izlediğini fark edince yavaşça derin bir nefes aldı. Artık bir cevap verse iyi olacaktı galiba!

"Paris'ten almıştım." dedi. Ne yapabilirdi, aklına gelen en mantıklı açıklama buydu!

Mina Hanım doğru söyleyip söylemediğini tartmak istercesine kızına şöyle bir baktı.

"İkisini de mi?"

Lale başını salladı.

"Beraber almadım ama!" diye atıldı sonra. "Birini ilk gittiğim zaman almıştım. Hani bir ara kredi kartım çok yüksek gelmişti ya o zaman. Bu yüzdendi işte. Diğerini de evi boşaltmak için son kez gittiğimde aldım. Laf edersin diye de sana söylemek istemedim, ne yapayım." diye omuzlarını silkti.

Tahmin ettiği gibi söylediği onca şey arasında annesinin takıldığı bu olmuştu.

"Niye laf edeyim kızım aşk olsun!" dedi Mina Hanım sitemle. "Bugüne kadar aldıklarının hangi birine laf ettim, aşk olsun Lale!"

Limon ÇiçekleriiiWhere stories live. Discover now