Limon Çiçekleri 74. Bölüm

1.7K 120 53
                                    




Aradan iki-üç gün daha geçti. Lale'ye hiç belli etmese de Batu belki de ilk defa sabırlı bir bekleyiş içindeydi. Ama sırf yurt dışında gerçekleştirecekleri evlilik için değildi bu bekleyişi. Annesiyle Nesrin'e hesap sormak için uygun anı bekliyordu. Kaç gündür şu son marifetleri için onlara ağzının payını vermek istiyor, bunun için en doğru anı bekliyordu. Sonunda o gün Beril'den annesinin günü olduğu, evin misafirlerle dolup taşacağı ve Nesrin'in de bir ara ofisten kaçıp oraya uğrayacağı istihbaratını alınca daha fazla yerinde duramadı. Bütün o dedikoducu kadınların önünde yaptıklarının hesabını soracaktı ikisine de.

Sordu da. Lale'ye Adana'daki şantiyeyle ilgili halletmesi gereken birkaç şey olduğunu söyleyerek arabaya atlayıp gitti. Soluğu anne-babasının evinde aldığında gerçekten de ev annesinin o inanılmaz ikiyüzlü arkadaşlarıyla dolup taşıyordu. Batu'yu gördükleri anda gözleri meraktan fıldır fıldır dönmeye başlamıştı bile. Batu, annesiyle Nesrin'e mutfakta avazının çıktığı kadar bağırırken hepsi kulak kabartmış, pür dikkat onları dinliyorlardı. Bundan adı gibi emindi Batu. Söyleyeceğini söyledi, bağırdı çağırdı, misafirler için hazırlanan tabakları yerlere fırlattı, delirmiş gibi oradan oraya saldırdı, kinini kustu, Lale'yle aralarını bozmak gibi saçma sapan bir hayale kapılmamalarını, aynı şeyi bir daha yaparlarsa sonuçlarının çok daha ağır olması için elinden geleni ardına koymayacağını söyledi. Ve çıktı gitti.

Otobandan Mersin'e girerken siniri geçmişti bile, sakinleşmişti. Kaç gündür içi içini yiyordu, bu yaptıklarını annesiyle Nesrin'in yanına bırakmayı asla istemiyordu çünkü. Gidip hesap sormazsa, Lale'yle aralarını bozmayı başaramadıklarını yüzlerine vurmazsa sanki onlar kazanacakmış gibi hissediyordu. Bu yüzden günlerce sürse de beklemiş ve sonunda istediğini yapmıştı işte. Öfkesini kusup içindeki irini atınca biraz rahatlamıştı. Belki eski sevgilisiyle yemek yediğini söyleyerek Lale'yi kandırmaya çalışmasalar bu kadar kızmazdı. O gün eve yalnızca "Batu'dan ayrılmalısın" demek için gelmiş olsalar bu kadar ağrına gitmezdi belki. Ama Lale'ye yalan söyleyerek onu kendisini aldattığına inandırmaya çalışmaları karşısında tamamen çıldırmıştı.

Neyse bu sorunu da halletmişti işte. Yaptıklarının işe yaramadığını ve yaramayacağını yüzlerine haykırmış, biraz olsun rahatlamıştı. Lale'nin şantiyede onu beklediğini düşününce birden içi sıcacık oldu. Bu beraber çalışma durumu düşündüğünden de muhteşem olmuştu. Her sabah evden beraber çıkıp akşamları beraber dönüyorlardı. Gün boyunca Lale gözünün önünde oluyor, üstelik bütün dikkatini yaptığı işe verdiğinden eskisi gibi üzülüp ağlamıyordu da. Onu böyle gördükçe inanılmaz mutlu oluyordu Batu. E canı istediğinde odasının kapısını kilitleyip bütün itirazlarına rağmen onu dilediği gibi öpüp koklayabiliyordu da zaten. Daha ne isterdi ki?

Şantiyeye gelip arabansı park ettikten sonra hızlı adımlarla küçük ofis binasına doğru yürüdü. Annesi yine söyledikleriyle canını sıkmayı başarmıştı aslında ama içerdeki misafirlerinin dört kulak kesilmiş onları dinlediğini bildiği için, şaşırtıcı bir şekilde bu defa daha dikkatli ve tabii ki daha sessiz konuşmaya özen göstermişti. Ama tabii bu söylediklerinin Batu'yu delirtmesine mani olmuş değildi. Gözlerine bakarak "Ben o kızı asla kabul etmeyeceğim Batu. Asla!" diye bağıran annesinin sesi kulaklarındaydı hala. Ama Lale'yi göreceği için şimdilik boşvermişti bunları. Hem nereden geldiğini ve ne yapmaya gittiğini anlamasını istemiyordu zaten.

Son sürat odasına doğru ilerlerken sekreteri görünce sormadan duramadı yine de. "Lale Hanım nerede?"

"Odanızda efendim." cevabını alınca zevkten dört köşe olmuştu bile. Kocaman bir gülümsemeyle aralık kapıyı iterek içeri girmişti ki Lale'nin muhasebeden Gürkan'la kafa kafaya vererek masanın üstüne eğilmiş, gülerek bir şeyler konuştuğunu görünce olduğu yerde durdu.
Aslında durmak değildi niyeti. Bir an önce o Gürkan'ın kafasını koparıp eline vermek istiyordu! Lale masaya eğildiği için gömleğinin açık bıraktığı üst düğmeleri sayesinde içine giydiği sutyen açıkça görünüyordu. Ve Batu, onun hafif çaprazında duran Gürkan'ın gözlerinin tam da oraya çakılıp kaldığından emindi. Hem de adı gibi emindi çünkü görüyordu. Gürkan gerçekten de oraya bakıyordu işte.

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin