Limon Çiçekleri 85. Bölüm

1K 134 62
                                    

Yine sabah oluyordu. Batu'nun Lale'yi kollarına alıp uyuyamadığı, artık ancak Lale uykudayken ona dokunabildiği için yatağın yanındaki koltuğa tüneyerek, onu öpüp koklayarak yarı uyur yarı uyanık geçirdiği bir gece daha sonlanıyordu. Ortalık çoktan aydınlanmaya başlamıştı, terastan içeri sızan gün ışığı loş odayı biraz ferahlatmıştı. Ne var ki o odadaki iki genç insanın içi kolay kolay ferahlayamayacak kadar karanlıktaydı artık. Aylardır bir düzene sokmaya uğraştıkları hayatlarını, yaptıkları planları ama en kötüsü ilişkilerini yıkıp geçerek darmadağın eden o korkunç gecenin üzerinden bir hafta geçmişti. O geceden sonra daha kötüsü olamaz derken şimdi sanki her geçen gün bir öncekinden de beterdi. Koca ev derin bir sessizliğe gömülmüş gibiydi. Artık ne Lale'nin o terası neşeyle dolduran kahkahaları vardı ne de Batu'nun ona o kahkahaları attıran 'kıro' aşk sözcükleri. Batu'nun beyaz Lale'si kurumuş, solmuştu. Lale'nin Batuş'u ise onu böyle gördükçe yavaş yavaş eriyordu. Artık her gün bir öncekinin aynısıydı; kasvetli, ıssız, sessiz. Günler böyle birbirine eklenip gidiyordu. Yaklaşık iki senedir defalarca kavgalarına, bağırışmalarına, kapıyı çarpıp gitmelerine, çok geçmeden deli gibi pişman olup geri dönmelerine, sayılamayacak kadar çok öpüşmelerine, sevişmelerine ve birbirlerine sevişlerine şahit olan bu ev de şimdi tıpkı onlar gibi yazın ortasında kışı yaşıyor gibiydi.

Batu uykusuzluktan kanlanmış gözlerle, huzursuz bir uyku çektiği yüzünden okunan Lale'ye baktı. Lemi Bey ve diğerlerini çığlık çığlığa kovmasının üzerinden dört gün geçmişti ama ne yazık ki o günden sonra Lale'nin ruh halinde değişen pek bir şey olmamıştı. Ağlayarak Batu'nun kollarında sızıp kalmış, uyandığında ise yine eski haline dönmüştü. Hala hiç konuşmuyor, gerekmedikçe yataktan hiç çıkmıyordu. Hala yattığı yerden gözlerini boşluğa dikerek susmaya devam ediyordu. Oysa o gün bir an için içinde bir umut ışığı belirmişti. Bunca zamandır içinde biriktirdiklerini atmanın, kalbini kaplayan o irinden kurtulmanın, nefretini kusmanın ona biraz olsun iyi geleceğini zannetmişti. Ama çok geçmeden yanıldığını anlamıştı. Bu tür şeylerin Lale'ye iyi gelmesi için ne yazık ki artık çok geçti. Olan olmuş, yaşanan bunca şeyin altında ezilen Lale'den geride ruhsuz bir enkaz kalmış gibiydi. Ağzını bıçak açmıyordu. Söyleyeceği ne varsa o gün söylemiş, ondan sonra da sözcükleri bitmiş tükenmişti. Söyleyecek başka bir şeyi kalmamıştı artık. Ne söylerse faydasızdı. Ağzından çıkacak hiçbir kelime bebeğini geri getirmeyeceğine göre artık konuşmanın bir anlamı yoktu.

O günden sonra Mina Hanım birkaç gün onlarla kalmış, Lale'ye yemek yedirebilmek için canını dişine takarak uğraşmış durmuştu ama Lale yemiyordu. Çok ısrar ettikleri zaman sırf onları susturabilmek için halsizce doğrularak bir-iki kaşık çorba içiyor, başını yeniden yastığa koyup ruhsuz bir sesle "Yeter, doydum." dedikten sonra ne söylerlerse söylesinler ağzına bir şey sürmüyordu. Israrları dayanamayacağı boyuta ulaştığı zaman da gözlerini kapatıp onlara sırtını dönüyor, uyuyormuş gibi yaparak dedikleri hiçbir şeye tepki vermiyordu. Sonunda bir akşam artık midesi içtiği o iki kaşık çorbayı bile kabul etmeyip kusmaya başlayınca Batu deliye dönmüştü. Mina Hanım orada olmasa ne yapardı bilmiyordu, onun soğukkanlılığı sayesinde evde Lale'ye serum takılmıştı. Yapılması gereken ne varsa Mina Hanım'ın talimatıyla Selçuk gidip halletmişti çünkü Batu kendini kaybetmiş gibiydi. Selçuk'un bulup getirdiği sağlık görevlisi Lale'nin kolunda damar yolu açmaya çalışırken o terasta oturup çocuk gibi ağlamıştı. Artık ne yapacağını bilmiyordu. Bundan daha kötüsü olamaz derken her yeni gün ona bunun tam tersini ispatlıyordu. Kendini oradan oraya atıyor, ona yardım edebilmek için çırpınıyordu ama Lale onu görmüyordu. Bunu isteyerek yapmadığını biliyordu ama zaten en acısı da buydu. İsteyerek yapsa, bilerek ondan uzak dursa en azından onu hala etrafındaki onca insandan ayrı bir yere koyduğunu bilirdi. Eskisi gibi yaptığı bir şeye kızıp surat asması, bozuk atması için her şeyini verebilirdi. Ama şimdi... Artık Lale için şimdi o da herkes gibiydi.*

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin