Limon Çiçekleri 2. Bölüm

6.2K 371 107
                                    


Lale elini çektiği gibi Batu'nun başka bir şey söylemesine fırsat bırakmamak için hemen Turgut'a döndü.

"Siz burada bekleyin isterseniz, ben arabayı getireyim?"

"Gerek yok ya, yürürüz." 

"İyi peki o zaman." dedi ve arkasını dönüp arabaya doğru yürümeye başladı Lale.

Batu gözlerini bile ayırmadan onu izliyordu. Bembeyaz bacakları gözüne takılıyordu elinde değildi!

Onlar bavullarını arabanın bagajına yerleştirirlerken Lale de arabaya binmişti. Turgut biraz sonra Lale'nin yanına öne geçti. Batu da bu duruma hiç itiraz etmedi çünkü arkada otururken Lale'yi daha rahat inceleyebileceğinden emindi.

Araba hareket ettikten hemen sonra Lale'nin telefonu çaldı.

Lale "Kesin Melis arıyor." diyerek açtı telefonunu. "Efendim Melis? Evet bulduk birbirimizi. Evet, arabadayız şu an. Tamam sorarım. Tamam Melis! Offf!" dedikten sonra Turgut'a döndü. "Melis aç olup olmadığınızı sormamı istiyor." dedi gözlerini devirerek.

"Valla uçakta bir şeyler atıştırdık ama... Aç sayılırız değil mi Batu?"

"Evet evet, hatta ben bayağı açım." dedi Batu hevesle. Lale'yle yemeğe gitme fırsatını tepecek değildi. Bu kız anlayamadığı bir şekilde ilk andan itibaren ilgisini çekmişti, nasıl biri olduğunu merak ediyordu. Tabii ilgisini çeken başka yerleri de olmuştu o ayrı...

Lale dikiz aynasından pis bir bakış attı Batu'ya. 'Açsın tabii sen... Hem de baya bir açsın. Azgın herif!' diye düşündü öfkeyle.

Yeniden dikkatini telefonda ondan bir yanıt bekleyen Melis'e çevirerek "Tamam ben Belen tavası yediririm şimdi onlara, merak etme sen." Dedi. "Sonra nereye bırakayım peki otele mi? Derya orada hala değil mi? Tamam görüşürüz o zaman, ben seni arayacağım." deyip kapattı telefonu.

Turgut telefon kapanır kapanmaz "Derya nerede?" diye sordu heyecanla.

"Otelde." diyerek kestirip attı Lale. Batu yüzünden Turgut'a da sinir olmuştu. 'İkisi de birbirinden sapık.' diye geçiriyordu içinden.

"Hangi otel bu?" Diye sordu Turgut merakla.

"Arsuz Otel. Nişan da orada olacak zaten." Diye kayıtsızlıkla cevap verdi Lale.

"Melislerin evi de oralardaymış değil mi, Selçuk öyle demişti?"

"Eh işte yakın sayılır. Neyse madem açsınız size Belen'de tava yedireceğim, Melis Hanım'ın emri."

"Bu saatte ağır gelmesin şimdi?" diye kendini daha fazla tutamayarak lafa karıştı Batu. Lale'nin yalnızca Turgut'la konuşmasına uyuz olmuştu.

Lale yine ters bir bakış attı ona dikiz aynasından.

"Valla muhtemelen burada yiyeceğiniz her yemek size ağır gelecektir, o yüzden o konuya fazla takılmayın derim ben."

"O ne demek şimdi?" dedi Batu hemen. Lale'nin ilgisini kendisine yöneltmesi arayıp da bulamadığı şeydi, bu konuşmayı olabildiğince uzatmak için elinden gelen her şeyi yapacaktı.

"Alışkın olmayana buranın yemekleri ağır gelir demek. Buranın mutfağında bol sos, yağ ve baharat esastır çünkü."

Batu'nun yüzünde avını yakalamış bir avcının sinsi gülümsemesi belirdi. "E biz de sırf peynir ekmekle beslenmiyoruz herhalde, Adanalıyız sonuçta. Hani Adana kebabı diye bir şey var bizim oralardan alır adını, bilmem hiç duydunuz mu?" dedi dalga geçerek.

Lale bu çocuğa iyice sinir olmaya başlamıştı, 'Adana kadar taş düşsün başına!' diyordu içinden. Yine de kibarlığı elden bırakmamaya çalıştı, "İyi o zaman sorun yok demektir." dedi yalnızca. Fazla uzatmak istemiyordu yoksa bu çocuğu cidden öldürebilirdi!

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin