Limon Çiçekleri 61. Bölüm

1.5K 132 38
                                    

En az yarım saattir Charles de Gaulle Havalimanı'nda pasaport kontrolünden geçebilmek için kuyruk beklemekte olan Batu büyük bir hızla sabrının sonuna doğru yaklaşmaktaydı. Lale'yi en son yirmi yedi gün önce Adana'da o otel odasında geçirdikleri gecenin sabahında görmüş, o sabahtan üç gün sonra Paris'te buluşma planları Lemi Bey nedeniyle gerçeğe dönüşemeyerek uzak bir hayal olarak kalmak zorunda bırakılmıştı. Lale ailesiyle İskenderun'a döndüğü andan itibaren Lemi Bey tarafından yoğun bir iş hayatına hazırlık programına tabii tutulmuş, İskenderun'daki ofiste işlerin nasıl yürüdüğünü etraflıca öğrenmeden Mersin'de bu işi kendi başına yürütemeyeceği konusunda ısrarcı olan babası Lale'nin iki gün sonra Paris'e gitmesine karşı çıkarak en azından birkaç gün kendisi ve Leon'la beraber ofise gelerek neyin nasıl yapıldığı hakkında fikir sahibi olmasını istediğini söylemiş ve Lale'nin bütün ikna çabalarına rağmen asla taviz vermemişti. Lale "Ama babacım eşyalarımı toplayıp getirmem lazım." diye yalvardıkça, "Sen bu kafayla o ofisi tek başına nasıl idare edeceksin bilmiyorum Lale, aklın fikrin hala gezip tozmakta!" diye çıkışmış ve sözünden geri dönmemişti. Daha doğrusu ilk başta durum böyleydi. Batu Lale'nin telefonda ağlamaklı bir sesle bunları anlatmasını dinledikten sonra ne kadar sinirleri bozulsa da ona belli etmemeye çalışmış, iki gün sonra onunla Paris'te baş başa kalma fikrine kendini inanılmaz hazırlamış olmasına rağmen hem onu hem de kendini hayrete düşüren bir olgunluk göstererek "Ne yapalım, biz de birkaç gün sonra gideriz o zaman." demişti. Ama o 'birkaç gün' uzadıkça uzayıp neredeyse bir aya yaklaşmasına rağmen Lemi Bey Lale'yi hala bırakmayınca Batu'nun beklenmedik olgunluğu da süratle tükenmiş, Lale'yle telefonda her gün didişir olmuşlardı. Babası Bülent Bey'in "Hani sen Paris'e arkadaşını görmeye gidecektin, ne oldu o iş, yine vazgeçtin herhalde? Gideceksen git, gitmeyeceksen otur adam gibi çalış! Çocuk oyuncağı mı bu?" diye üzerine gelmesi, annesi Leman Hanım'ın "Kim bu Paris'e görmeye gittiğin arkadaşın?" diyerek bıkmadan usanmadan her gün aynı soruyu sorması ve abisi Burak'la eşi Nesrin'in sonu gelmeyen imaları da Batu'nun sinirlerini her geçen gün daha da bozarak Lale'yle kavgalarının şiddetinin artmasına neden olmuştu. Batu Lale'yi görmek için İskenderun'a gelmek istedikçe Lale mutlaka birilerine yakalanacaklarını söyleyerek buna karşı çıkıyor, bu da Batu'yu daha çok delirtiyordu. "O zaman sen Adana'ya gel!" diyerek yaptığı teklifler, babasına çaktırmadan böyle bir şey yapmasının imkansız olduğunu söyleyen Lale tarafından geri çeviriliyor, Batu'ya da öfkeden kudurmak ve bu öfkesini sonuna kadar Lale'den çıkarmak kalıyordu. Hal böyle olunca telefonda devamlı tartışıyorlar, tartışmalarının altında yatan nedeninin birbirlerine duydukları delicesine özlem olduğunu ikisi de bilmesine rağmen bir türlü uzlaşamıyorlar, bu özlem yüzünden birbirlerini kırıp incitmeye devam ediyorlardı.

Sonunda Lemi Bey'den 'vize' çıktığında bu defa da Lale'nin pasaportunda sorun çıkmış, Fransa'da bulunduğu süre boyunca geçen sene aldığı öğrenci vizesini kullanan Lale ülkeden çıkış yapınca, artık orada öğrenci olarak bulunmadığı için yeni baştan turist vizesi alması ve bunun için günübirlik Ankara'ya gitmesi, vizenin çıkması için ise bir hafta beklemesi gerekmişti. Batu hiç değilse bu fırsatı değerlendirmek ve Lale'yle beraber Ankara'ya gitmek istemişti ama Lemi Bey Lale'yi yine yalnız bırakmamış, kayınvalidesine olan kızgınlığını unutarak Lale'yi Ankara'ya yanında Hilda Hanım'la birlikte göndermişti. Lale'yi göremediği gün sayısı arttıkça, huysuzluğu ve hırçınlığı tavan yapan Batu sonunda bir akşam Lemi Bey'e de, Lale'nin vizesini hala vermeyen Fransız Büyükelçiliği'ne de, Hilda Hanım'a da küfürler yağdırarak İskenderun'un yolunu tutmuştu. Derya'dan aldığı yol tarifini kullanarak Laleler'in İskenderun'da oturdukları apartmanın kapısına dayanıp Lale'yi aramış ve derhal aşağı inmesini söylemişti ama Lemi Bey her zamanki gibi o tuhaf altıncı hissi sayesinde akşam işten eve dönmek için bula bula tam o anı bulmuş, Batu'nun gerçekten gelip gelmediğinden emin olmak için balkona çıkan Lale babasının arabasını Batu'nunkinin arkasına park ettiğini görünce küçük çaplı bir şok geçirmişti. Batu'nun arabası babasınınkinin önünde gördüğü anda yüreği ağzına gelmiş, korku ve panikten ne yapacağını bilememişti. Neyse ki şansı yaver gitmiş, o sırada hala telefonda konuşuyor oldukları için Batu'nun henüz arabadan inmemiş olması sayesinde Lemi Bey onu fark etmeden apartman kapısına yönelip içeri girmişti. Aslında biraz kurcalasa, tıpkı Levin gibi o da '01 BTU' plakadan öndeki arabanın kime ait olduğunu çıkarabilirdi ama neyse ki Batu'dan henüz o kadar şüphelenmiyordu!

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin