Limon Çiçekleri 25. Bölüm

2.8K 259 49
                                    




İkisinin de gözü dönmüş gibiydi, durmaksızın çılgın gibi öpüşüyorlardı. Nefes almak için bile durmak gereksizdi artık. Günlerdir içlerinde biriktirdikleri tutku patlak vermiş çağlayan gibi akıyordu dudaklarından. Aralarındaki elektrik bütün odayı sarmıştı, cırcır böceklerinden ve nefes seslerinden başka artık arada bir çıkardıkları iniltiler de dolduruyordu odayı. Batu burnunu saçlarına gömerek kokusunu içine çektikçe Lale iyice kendinden geçiyordu. Ve Batu ellerini Lale'nin bedenin üzerinde hareket ettirmeye başladığında Lale'nin kolları da onun boynunda birleşmişti. Öpücüklerine karşılık verirken bir yandan da ellerini saçlarından geçirmesi deli ediyordu Batu'yu. Lale'ye ne zaman dokunsa baştan aşağı sarsılmış, her öpüşmelerinde hem kendinin hem de onun aralarındaki tutkuya esir olduğunu fark etmişti ama bu kez daha farklıydı. Lale'yi ilk defa bu kadar ateşli görüyordu. Ve onun ateşi sinsice Batu'nun da kanına karışıyordu. Ailesinden biri görür diye dışarıda elini bile tutmaya çekinen kızla kesik kesik inleyerek öpüşlerine bütün dişiliğiyle karşılık veren bu ateşli kadının aynı Lale olduğuna inanmak zordu.

Çünkü Lale artık Batu'yla aralarındaki elektrikten kaçamayacağını kabullenmiş, karşı koymanın anlamsız olduğunu bir kez daha görerek kendini Batu'ya bırakmıştı. İnkar etmenin bir anlamı yoktu. Batu kadar kendisi de istiyordu bunu. Hatta belki daha çok! Ama şu noktada artık hiçbir şey umurunda değildi. Evet kendisi Hristiyan, Batu ise Müslümandı.Evet ailesi daha şimdiden Batu'dan hiç ama hiç hoşlanmamıştı. Evet, Batu kendisini ilk gördüğü andan beri bunu düşündüğünü itiraf etmişti. Ve şu an onunla deli gibi öpüşürerek ona istediğini veriyordu belki ama... Artık daha fazla karşı koyamayacaktı. Yorulmuştu. Batu'nun yarın gideceğini ve aralarında ciddi bir ilişki başlamasının imkansız olduğunu biliyordu. O kadar farklılardı ki birbirlerinden. Ama şu anda bunların hiçbiri yoktu gözünde. Şu anda sadece Batu'nun öpüşlerine karşılık vermek istiyordu, başka hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Tek gecelik olarak kalacaktı bu belki ama... Tek gecelikse de tek gecelikti! Belki de böylesi daha iyiydi.

Batu artık sadece öpüşmekle yetinemeyeceğini anlayınca doymak bilmeyen bir açlıkla Lale'nin her yerine dokunmaya başlamıştı. Elleri göğüslerine dokununca Lale boğuk bir sesle inlemiş, Batu'yu kendine çekerek tekrar öpmeye başlamıştı. Her hareketiyle biraz daha ateşliyordu Batu'yu. Batu ellerini tshirtünün içine sokup beline ve karnına dokununca Lale hızla Batu'nun üstündeki gömleğin düğmelerini çözmeye başlamıştı. Gömleği çıkarıp atınca Batu sonunda dayanamayarak, Lale'nin kalçasında gezdirdiği ellerini bacaklarına indirerek onu kucağına almıştı. Öpüşmeye devam ederek yatağa doğru ilerlerken Lale kendi tshirtünü de çıkarmıştı. Sonunda üst üste yatağa düştüklerinde Batu Lale'nin eteğini kaldırarak bacaklarını okşamaya devam etti. Bir yandan da Lale'nin ulaşabildiği her yerine öpücükler bırakıyor, dudaklarını bütün vücudunda gezdiriyordu. Boynundaki haçlı kolyesini eliyle itivermiş, dudaklarını boynunda dolaştırarak Lale'yi çıldırtmıştı yine. Daha sonra ilk gördüğü andan beri gözlerini alamadığı göğüslerine gömmüştü başını. Lale de Batu'nun kemerini çözmeye çalışıyordu aceleyle. Lale'nin siyah dantelli iç çamaşırları Batu'nun iyice gözünün kararmasına sebep olmuştu. Yine de bir an önce kurtulmak istiyordu onlardan! Önce Lale'nin eteğini yırtarcasına çıkarıp attı. Sonra da sutyenini çıkarmak için hamle etmişti ki kilisenin çanları çalmaya başladı. 'Çanlar kimin için çalıyor' bilinmezdi ama üst üste dört kez çaldı. Saat dört olmuş olmalıydı.

Kilise çanlarının sesi Lale'nin birden kendini dışarıdan görmesini sağladı sanki. Gözünü bürüyen perde aralanmış gibiydi. Batu hala üstündeydi ve hala kendisini öpmeye devam ediyordu ama Lale kendinden geçmişçesine karşılık vermiyordu bu kez. Ellerini Batu'nun sırtında gezdirmeyi de, pantolonunu çıkarmak için uğraşmayı da kesmişti. Onun durgunlaştığını fark eden Batu da frene basmış, Lale'nin iç çamaşırlarını çıkarmak için biraz daha sabretmesi gerektiğini anlamıştı. Lale'nin birdenbire çekimserleşmesini tecrübesizliğine vermişti. Ve bu çok ama çok hoşuna gitmişti. Tam da bu noktada çekingenliği ortaya çıktığına göre Lale daha önce hiçbir erkekle bu kadar ileri gitmemiş olmalıydı. Ne kaç sene boyunca çıktığı Cemal'le ne de başka bir erkekle. Ve bu Batu'yu iyice ateşlemişti. Ama Lale'yi ürkütmemek için kendini tutuyor, onu sakinleştirebilmek için acele etmeden her yerine öpücükler bırakarak korkacak bir şey olmadığını göstererek onu rahatlatmaya çalışıyordu.

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin