Limon Çiçekleri 17. Bölüm

3.3K 257 12
                                    




Batu olabildiğince temkinli adımlarla merdivenlerden inmiş ve neyse ki hiç kimseyle karşılaşmamıştı. Bahçeye çıktığında Turgut'un Derya'yla beraber olduğunu görünce, Derya'yı şüphelendirmemek için onların yanına gitmemeyi tercih etti. Biraz önce olanlardan sonra kendine gelebilmek için ortada dolaşan garsonlardan bir kadeh şarap almıştı ki birinin pantolonunu çekiştirdiğini hissetti.

"Batuş sen neredesin ya?" diye mızmız bir sesle ona hesap soran Lena'ydı bu. "Nereye gittin?"

Batu ona bakarak gülmekten kendini alamadı. "Bir yere gitmedim Lenacım buradaydım. Sen göremedin herhalde."

"Yalan söyleme, burnun uzayacak. Burada olsan görürdüm, kocaman boyun var zaten."

Batu gülümsemesini saklamaya çalışarak diz çöküp Lena'nın elini tuttu. "Bak şimdi aynı boydayız."

"Hayır sen böyle bile benden daha uzunsun."

Tam o anda zafer dolu bir sesle "Ama benden kısa!" diye bağırarak yanlarında biten Daniel ikisini de korkutmuştu.

Lena "Ya ne bağırıyorsun be! Kulağım acıdı." diyerek küçücük elini kulağına götürdü.

"Sana ne be!"

"Babama söylicem!"

"Söyleğsen söyle, ben de seni dedeme söyleğim!"

"Baba!"

"Dede!"

Neyse ki Lemi Bey torununun canhıraş bağırtısını duyamayacak kadar uzaktaydı ama Leon kızının çığlığını duyunca hemen oraya seğirtmişti. "Daniel? Lena? Noluyor burada? Yine kavga mı ediyorsunuz?"

"Baba Daniel bana 'sana ne' dedi!"

"Lena da bana 'ne bağığıyosun be' dedi! 'Be'li konuşmak ayıp değil miydi baba?"

Leon bıkkınlıkla içini çektikten sonra Batu'ya döndü. "Batu sen nereden düştün bu iki canavarın arasına ya?" diyerek Batu'yu akşamın başından beri ilk kez gördüğü için candan bir tavırla elini sıktı.

Batu "Benim pek bir şikayetim yok da... Daniel benden pek hoşlanmıyor." dedi gülerek.

"Evet ben seni sevmiyoğum! Hem misafiğsin sen! Misafiğleğ sevilmez."

"Daniel bu saçma sapan fikirleri kim sokuyor senin kafana gerçekten merak ediyorum." derken hayretle oğluna bakıyordu Leon.

"Ama baba Değya dedi! 'O sadece misafiğ, iki gün sonra gidince Laloş gene senin' dedi!"

Daniel'ın söyledikleri keyfini kaçırsa da bozuntuya vermemeye çalışıyordu Batu. Lale'nin abisinin önünde ne yapabilirdi ki zaten?

Leon da oğlunun dediklerine fazla takılmışa benzemiyordu. "Eminim Derya öyle dememiştir ama sen öyle anlamışsındır."  diyerek oğlunu kucağına aldı.

"Hayığ doğru anladım işte!" diye bağırırken sinirlenmişti yine Daniel.

"Senin karnın acıktı galiba. Ondan bu sinirin herhalde. Gel bakalım Teta'nın oruklarından yiyelim biraz. Beş dakikalığına idare edersin değil mi Batu, Lena sana emanet."

Leon kucağındaki Daniel'la beraber açık büfeye doğru ilerlerken Batu da eğilip gülümseyerek Lena'ya baktı. "Ee Prenses Lena Hanım... Siz ne yapmak istersiniz? Siz de acıktınız mı?

"Aaa Batuş bak Laloş geldi sonunda!"

Heyecanla bağıran Lena'nın işaret ettiği tarafa dönen Batu Lale'yi görünce bir kez daha bakakaldı ona. Karşılaştığı herkese gülümseyerek 'hoşgeldiniz' derken öyle güzel, öyle zarifti ki Lale... Gözlerini alamıyordu.

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin