Limon Çiçekleri 6. Bölüm

4K 273 52
                                    


Turgut'un ağzından çıkan "denizanası" lafını duyduğu anda Lale'nin yüzü allak bullak oldu. Batu hiç iyi görünmüyordu ve daha da kötüsü acı dolu iniltileri tekneye kadar geliyordu. Çok değil daha beş dakika kadar önce onun bu hale düşmesini yürekten istemiş olsa da şimdi kendini suçlu hissetmeye başlamıştı. Ne yapacağını bilemiyordu. Nasıl olmuştu bu anlamıyordu? Normalde öyle her istediği çabucak gerçekleşen biri değildi ki... İlk defa söylediği şey anında oluvermişti. Ve dahası isteğinin gerçekleşmesi başka birine zarar vermişti. Birden kendini çok kötü hissetti.

Arkadaşına dönerek "Ya Derya..." dedi çaresizce. "Ne yapacağız?"

"Bilmiyorum ama ben senden korktum Lale. Bir şeyi kırk kere dersen olurmuş derler ya, sen bir kere dedin ve oldu ya! Allah'ın sevgili kulusun galiba."

Derya'nın dedikleri Lale'nin kendini daha da kötü hissetmesine yol açmaktan başka bir işe yaramamıştı. Kaşları çatıldı. "Derya saçmalama, ben 'Batu'ya denizanası çarpsın' mı dedim?"

"E demedin mi?"

Can havliyle"Kızlar!" diye bağıran Turgut'un sesiyle kendilerine geldiler.

"N'oldu, sana da mı denizanası çarptı yoksa?" dedi Lale telaşla. Eğer öyleyse kendinden korkmaya başlayacaktı artık!

"Yok ben iyiyim. Zaten denizanası da gitti galiba ama Batu yüzebilecek durumda değil. Ben de tek başıma taşıyamıyorum, yardım etmeniz lazım."

Lale hemen üstündeki tuniği çıkarıp suya balıklama atlarken Batu ise sonunda Lale'ye o tuniği çıkarttırabildiğini ve onu bikiniyle görebilmeyi başardığını düşünüyordu. Ama bu ona sandığından çok daha pahalıya mal olmuştu.

Lale Batu'nun yanına yaklaşıp da numara yapmadığını ve gerçekten de canının yandığını görünce iyiden iyiye vicdan azabı çekmeye başladı. Yüzüne bakmaya utanarak "İyi misin?" diye sordu.

Batu yalnızca "Hmmm." diyebildi çünkü hiç iyi değildi. Sırtı ve beli öyle yanıyordu ki...

Lale Turgut'a "Hadi tekneye çıkaralım hemen. Tuzlu suda durması iyi değildir herhalde." dedi ve Turgut'la beraber Batu'yu kollarından çekerek tekneye doğru yüzdürmeye başladılar. Sırtına ve beline dokunamadıkları için sadece kollarından tutabiliyorlardı. Batu'yu bu şekilde sürüklemek de pek kolay olmuyordu çünkü cüsseli, boylu poslu biriydi ama başka çareleri de yoktu.

Batu'nun çok canı acıyordu ancak yine de denizin içinde Lale'nin bedeninin kendisininkine değdiğini hissedebilecek kadar kendindeydi. Ne yazık ki bunun için bir denizanası tarafından çarpılması gerekmişti!

Tekneye ulaştıklarında Derya'nın da yardımıyla sudan çıkarıp yüzüstü yatırdılar Batu'yu. Denizanasının değdiği yerleri kıpkırmızı olmuş, kabarmıştı ve görünümü hiç de iç açıcı değil gibiydi. Lale gitgide daha da kötü hissediyordu kendini.

"Ne yapacağız şimdi?" derken yardım isteyen bakışları Derya'yla Turgut arasında gidip geliyordu.

"Valla bilmiyorum ki." dedi Turgut sıkıntıyla.

Derya acıyan gözlerle Batu'ya bakıyordu. "Allah'tan yapışmamış sırtına ya. Neyse ki değmiş, sonra çekmiş gitmiş. Bir de yapışıp kalsaydı asıl o zaman ne yapardık, düşünsenize. Iyyy!"

Lale ters ters "Derya hiç yardımcı olmuyorsun!" dedi.

"İyi iyi tamam."

Bu sırada Batu kaderine razı olmuş bir şekilde sessiz sedasız onları dinliyordu. Hem beli hem sırtı o kadar çok yanıyordu ki... Bir an önce bir şeyler yapmazlarsa bas bas bağıracaktı. Yine de Lale'nin hala bikiniyle durduğunu fark edebilmişti. 'Ben böyle şansın içine...' diye bir küfür savurdu içinden. Bu sabah tanıştıklarından beri Lale'nin bacaklarından, boynundan, omuzlarından, kalçalarından, göğüslerinden... kısacası hiçbir yerinden gözlerini alamamıştı ama şimdi Lale bikiniyle önünde duruyorken bu anın tadını çıkaramıyordu çünkü fena halde canı acıyordu! İster istemez 'ilahi adalet bu herhalde...' diye geçirdi içinden.

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin