Limon Çiçekleri 69. Bölüm

Bắt đầu từ đầu
                                    

Melis hemen "Hoşbulduk Batucum." dedi ortamı yumuşatmak için zoraki bir neşeyle. "Siz iyiden iyiye beraber yaşıyor gibi olmuşsunuz ne güzel ya. İnşallah kendi evinize de geliriz. Değil mi Derya?" diye kaş göz işaretleri yaparak Derya'ya döndü.

Batu'nun bu gereğinden kıskanç ve maço tavırlarından oldum olası hoşlanmayan Derya yine ters bir laf etmeye niyetliydi aslında ama Melis'in bakışlarını görünce vazgeçti. "Evet evet inşallah." dedi o da zorla gülümseyerek.

"Neyse biz aşağıya Selçuk'un yanına inelim, yalnız kaldı benim zavallı kocam." diyerek zoraki bir kahkaha daha attı Melis çünkü Batu'nun öfke dolu gözlerini görünce onu bir an önce Lale'yle yalnız bırakmazlarsa sinirini kendilerinden çıkaracağını anlamıştı.

"İyi peki." dedikten sonra Lale'ye baktı Derya. "Ama fazla oyalanma Lale. Yarım saat sonra kuaförde olmamız gerekiyor, biliyorsun.

"Tamam biliyorum merak etme." diyerek başını sallıyordu ki Batu'nun gereğinden yüksek sesi doldurdu birden odayı.

"Ne kuaförü? Kuaföre mi gideceksin sen bir de?"

Melis ve Derya garip garip birbirlerine baktılar. Batu'nun bunda bu kadar sinirlenecek ne bulduğunu anlamamışlardı.

Lale de "Şey... Evet?" dedi Batu'nun suratına garip garip bakarak.

"Neden?" dedi biraz daha yüksek bir sesle.

"Şey için işte... Düğün için?" derken Lale bir anlam veremiyordu Batu'nun bu tepkisine.

"Gidemezsin!" diye bağırarak Lale'nin de kızların da oldukları yerde sıçramalarına neden oldu Batu. "Gitmeyeceksin!" diye bağırdı yine.

Lale sanki ilk kez görüyormuş gibi şaşkın şaşkın bakıyordu Batu'ya.

"Eski sevgilinle aynı ortama girecek olman yetmezmiş gibi bir de saçını başını yaptırıp mı gideceksin oraya?" diye kükreyince Lale'nin ağzı şaşkınlıkla aralandı.

"Batu sana inanamıyorum!" diye patladı sonra. Sinirden eli ayağı titriyordu, arkadaşlarının önünde Batu'dan bu muameleyi görmek çok ağrına gitmişti.

"İnansan iyi edersin!" dedi ters ters. "O düğüne takıp takıştırıp gidersen senin için hiç iyi olmaz Lale."

"Ne demek 'senin için hiç iyi olmaz' ya?" derken arkadaşlarını falan unutmuş, o da deli gibi bağırmaya başlamıştı.

Melis ve Derya onların kavgasına yeterince tanık olduklarını düşünerek aceleyle sıvıştılar odadan. Lale de Batu da onların gidişini fark etmemişti bile.

"Ne demekse o demek işte! Günlerdir "ille de gideceğim" diye tutturdun. Artık ne yapacaksan o düğünde..."

"Batu kendine gel! Ağzından çıkanı kulağın duysun!"

"Duyuyor zaten merak etme! Selçuk da var diye düğüne gitmene bir şey demeyeceğim, buyur git. Ama oraya suratını makyaj kutusuna düşürmüş gibi boyanıp gidersen çok fena olur ona göre!"

"Batu sen ne dediğinin farkında mısın? Yataktan yeni kalkmış gibi mi gideyim düğüne?"

"Evet yataktan yeni kalkmış gibi git de o eski sevgilin olacak pezevenk de senden ümidini kessin!"

"Onun bir ümidi falan yok zaten. Bunlar senin saçma sapan paranoyalarından başka bir şey değil!"

"Paranoya ya da değil ama sen o düğün için saçını yaptırmayacaksın Lale. Gitmeyeceksin kuaföre!" diyerek parmağını Lale'nin yüzüne doğru salladı.

"Ne demek şimdi bu? Tehdit mi ediyorsun sen beni?" dedi ellerini beline koyarak.

"Nasıl istiyorsan öyle anla!"

Limon ÇiçekleriiiNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ