Baldev "Kendine zarar vermemiş olman sevindirici ama odayı bu şekilde dağıtman hiç iyi olmamış." dedi odaya bakarken. Harsh Baldev'e ters ters bakmıştı.

Harsh"Her şey iyi zaten kötü olan odanın hali öyle mi, Baldev? Ablamın başına gelenleri umursama Şahana'nın odasının ne kadar dağılmış olduğunu düşün! Odun kafalı." dedi sinirle.

"Baldev beni Vilraj'dan daha çok düşündüğü kesin." dedim ve önümdeki kağıt parçasına bir şeyler karalamaya başladım.

Syon "Vilraj'ın yüz ifadesini unutmak mümkün değil, yüzündeki kin ve nefret büyüktü."

"İstediğini alamayacak, yıkıldığımı ve düştüğümü göremeyecek. Ne Sandhya, ne Naresh ne de Vilraj! Üçü de benim yıkıldığımı göremeyecek!" dedim öfkeyle.

Baldev "Abla, nasıl olacak peki? Sarayda seni destekleyenlerin hepsi tutuklandı, sen göz hapsindesin."

"Hala son sözümü söylemiş değilim, şu an için kaybettim ama gelecek benim! Anlıyor musunuz? Aptal aptal konuşmayın karşımda." dedim sinirle ve üçü birbirine baktı. Daha sonra Harsh bana bakmıştı.

Harsh "Bu nasıl olacak? Bu kadar dibe batmış iken nasıl toparlanacaksın? Küçük kız dediğin Şahbanu Sandhya seni yendi, bunu kabul et ve bir kenara çekilmen iyi olacaktır."

"Kenara çekilmek mi? Güldürme beni. O küçük kıza bu devleti bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun, Harsh! Eğer bunun içinde geldi iseniz defolup gidin odamdan." diye bağırdım.

"Seni uyarmak istiyoruz ve seni seviyoruz, seni de kaybedemeyiz değil mi? Mantıklı düşün, abla lütfen mantıklı düşün. Öfkeyle hareket etmeye devam ettikçe kaybedeceğin açık."

"Ben kaybetmem, göreceksiniz ben kaybetmeyeceğim. O küçük kız zafer kazandığını sansın ama onunda canını acıtacağım. Görecek!"

Baldev "Nasıl yeneceksin onu? Koskoca Şahbanu Sandhya'yı Şahbanu Yashila ile bir tutuyor olamazsın, değil mi?"

"Yashila ondan daha akıllıydı, yalanlarla işler çevirmedi ama o ne yaptı? Beni kötü gösterdi!"

"Elinden ne gelebilir ki? Bitti, abla bitti. Sen kaybettin, o kazandı. Bırak artık bunu." dedi ve derin bir nefes aldım.

"Buraya bunun için mi geldiniz? Şahbanu Sandhya'nın gelmenize neden izin verdiği belli oldu. Şimdi karşımdan yıkılın! Hiçbir şekilde size ve acıma dolu bakışlarınıza ihtiyacım yok."

Harsh "Ekonomik olarak istersen seni destekleriz." dedi sessizce.

"Bunu da istemiyorum, Harsh!"

"Servetini kaybedeceğin açık ve net! Gizli casuslarını nasıl beslemeyi planlıyorsun? Para varsa iş vardır, bunu bilmiyor musun? Bırak casuslarının parasını ben ödeyeyim olur mu?" dedi ve kahretsin ki haklıydı. Görünen servetime el koyacaklardı ama görünmeyen benimleydi. Görünmeyeni Devilal için harcamayı planlıyordum ve casuslara oradan paralar veremezdim. Mecburen Harsh'dan bir yardım almak zorundaydım.

"İyi o zaman onlar için destek olabilirsin ama başka bir şey için asla olamaz. Bunu bil." dedi ve cebinden bir zarf çıkarıp, bana verdi.

Syon "Bu ne oluyor, abi?" dedi ve Harsh omzunu silkti.

Harsh "Ne olduğunu ablamız daha iyi biliyor. Üstümüzü aradılar ama bu zarfı öyle güzel sakladım ki anlamadılar. Evet, ablacığım bu mektubu oku ama cevabını ne zaman verirsin bilmiyorum." dedi ve ayağa kalktık.

"Abi, ablamı daha fazla belaya bulaştırma. Onun yıkılışı Astena soyunun yıkılışı olur." dedi öfkeyle ve Harsh güldü.

"Astena soyunun uzun süre boyunca bu topraklara hükmedeceğini düşünüyorum, kardeşim. Astena kanı taşıyan birçok kişi bu sarayda yaşıyor ve hükmediyor."

Ateşin KurbanıWhere stories live. Discover now