Tehlikeli Delilik♥

Start from the beginning
                                    

Ah diye gelen sesle arkama döndüğümde Chamsha düşmüştü ve Matsyana ona gülüyordu. Chamsha'nın ona pis pis bakmasına aldırmıyordu. Yadraj abimde oradaydı, ne zaman gelmişti ki? O da Chamsha'ya gülünce Chamsha daha da öfkelenmişe benziyordu. Yanlarına gittiğimde ise Chamsha'yı kaldırdım ve o da üstündeki tozları silkelemişti. Yeşil gözleri abime ve Matsyana'ya sinirle bakıyordu.

Chamsha "Gülmeyin!" dedi sinirle.

Matsyana "Elimde değil, Chamsha. Çok kötü poponun üstüne düştün." dedi gülerek.

"Hile yaptın ve düşmemi sağladın." dedi bağırarak ama Matsyana omzunu silkti.

"Bir korsanla dövüşüyordun, farkında mısın? Karşında bir asker yoktu. Her türlü hileyi yapabilecek bir korsan vardı." dedi ve Zanay ikizinin yanına gelmişti.

Abim "Chamsha kızmaktan vazgeç. Güzel bir hile öğrenmiş olduğunu düşün. Bunu asla unutmazsın."

Chamsha "Evet, asla unutacağımı sanmıyorum." diye homurdandı.

"Chamsha! Daha fazla kızma artık. Onunla dövüşmekte isteyen, bir şeyler öğrenmek isteyen sendin ve neden somurtuyorsun? Çocuk gibi davranma." dedim ve beni umursamadı.

Matsyana "Ablan haklı, hadi devam edelim mi yoksa küçük kızlar gibi mızmızlanacak mısın? Ah, küçük şahtenin canını fazla mı acıttım?" dedi ve Chamsha tahta kılıcının sapını sımsıkı tuttu.

Chamsha "Asla pes etmem! Huyum değildir."

"Bunu sevdim!" dedi hırsla.

Abim "Chamsha kalçasının acısı dinesiye kadar benimle dövüşmeni isterim." dedi ve Matsyana'nın mavi gözleri abimdeydi. Bu sefer o gözlerde daha da hırslanma ve heves görmüştüm.

"Olabilir. Chamsha nazik poposunun acısı geçerken bende başka popoların canını acıtırım." dedi ve abim güldü.

"Belki de sıradaki sensindir, Matsyana. Chamsha, kardeşim, canını acıtanların canını acıtacağıma emin olabilirsin." dedi kendinden emin bir şekilde ve Chamsha gözleribi devirmişti.

Chamsha "Benim intikamımı almana gerek yok, ben kendim alırdım." dedi ama abim umursamamıştı. Tahta kılıcı almıştı ve kendinden emin bir duruşla Matsyana'ya bakıyordu. Matsyana ise kurnaz bir gülümseme ile onu izliyordu. Chamsha ise abimin yerine geçmişti.

Daha sonra kenara çekilmiştik ve abimle Matsyana'nın dövüşünü izlemeye başlamıştık. İkisi oldukça hırslı, kuralsız ve ateşli dövüşüyorlardı. Matsyana'nın hileleri, abime işlemiyordu. Abimin hileleri de ona işlemiyordu. Oldukça ateşli bir dövüşme diyebilirdim ve sonu gelmedikçe sıkılmaya da başlamıştım. Zanay'ın omzuma dokunmasıyla ona baktım. Kulağıma doğru eğilmişti.

Zanay "Benimle beraber Ghunda'ya gelir misin? Göstermem gereken, konuşmamız gereken şeyler var." diye fısıldadı.

"Harika olur!" diye mırıldandım. Sonuçta artık istediğim gibi saraydan ayrılıp, gezebilirdim. Babamın bunun için sonsuz izni vardı. O, Devilal abim gibi beni baskılamıyordu tersine destekliyordu. Halkın arasına karışmam için sonsuz izni vardı.

Daha sonra oradan ayrılmıştık. O beni beklemek için sarayın dış kapısına gitmişti, ben ise hızla odama geçmiştim. Üstümdekileri çıkarmıştım. Siyah pantolon, omuzlarımı açıkta bırakan koyu kırmızı tunik giymiştim. Belime ise siyah, kalın deri kemer dolamıştım. Kılıcımı ve hançerimi yerleştirdikten sonra bal rengi saçlarımı at kuyruğu yapmıştım.  Yasemin kokumu süründükten sonra hazırdım. Zanay'ın yanına geldiğimde ise beni boydan boya süzmüş ve gülümsemiştim. Güzel görünmeyi, beğeni dolu bakışları seviyordum.

Ateşin KurbanıWhere stories live. Discover now