Makpha'dan almam gereken kişisel bir intikamım vardı. Yıllardır içimde kontrol ettiğim büyük bir ateşti. Yakında o ateşle onu yakmak istiyordum. Evet, ben onun krallığını elinden almış olabilirdim ama bu onun benim çocuğumu ve eşimi öldürmesi anlamına gelmiyordu. Onun sorunu benimleydi, Sandhya ile olamazdı. Duyduğu nefretle ben baş edebilirdim. Kinine karşı savaşırdım. Ben Naresh Krisnae idim. Ben hükümdarların hükümdarıydım ve hiçbir güç karşımda duramazdı. 

Öksürük sesiyle arkama döndüm. Karşımda Mithra vardı. Babasının mezarında beni gördüğü için biraz şaşırmışa benziyordu. Yine de oldukça soğuk duruşuluydu. Ben ise ona gülümsedim. Mithra'nın hayatı zordu bana göre. Devşirilme bir komutandı. Orduyu güzel yönetiyordu. Onu zorlayan şey ise kız kardeşi ve abileriydi. Geçen yıllarda bunu görmüştüm. Sandhya bir süre onunla konuşmamıştı. Büyük bir kavga sonucu küsmüşlerdi fakat Grija'nın bu kavga sonucu düşük yapması bu küslüğün kısa sürmesini sağlamıştı. Kavgalarının sebebi ise Mithra'nın ondan abilerinin yaşadıklarını saklamasıydı. Sandhya bu konuda ona çok kızmıştı ama Mithra onu üzmek istemediğini defalarca belirtmişti. Kendince kız kardeşini koruduğuna inanıyordu. Bana göre yavaş yavaş diyebilirdi. Birden her şeyin açığa çıkması Sandhya'yı delirteceği açıktı. Yavaş yavaş demek ise daha iyi olurdu.

"Ne oldu Mithra?" dedim.

Mithra "Seni burada görmek tuhaf, Şah. Babamın mezarındasın ve gördüğüm kadarıyla ona saygılarını sunmuşsun." dedi yanmış tütsüye bakarak.

"Baban, bir hükümdardı Mithra. Kaybetmiş olması onun bir hükümdar olduğu gerçeğini değiştirmiyor."  dedim ve beraber ejderha çiçeklerinin kokusu eşliğinde yürümeye başladık.

"Ona saygı duyman güzel bir şey."

"Ona saygı duymam normal bir şey. Baban kendinden öncekilere göre halkını çok düşündü, barışçıl bir dönem geçirdi. Halkını düşünmeseydi, bencil davransaydı o zaman saygı duymazdım. Mesela Medarat Kraliçesi Asenath. Ona da saygı duyuyorum. Döneminde başarılı işler çıkardı. Halkı onu seviyor."

"Köleler ondan hoşlanmıyor."

"İsyan çıkaramayacak kadar azınlıktalar ve zaten Medarat köleleri Medarat kraliçelerini sevmedi. Bu normal bir durum."

"Kölelere üzülüyorum ve kendimi şanslı hissediyorum. Bende köle olabilirdim." 

"Sashibai'de asla kölelik hoş görülmemiştir. Her insanın özgür doğduğuna ve özgür öleceğine inanırız. Bir insan bir insanın malı asla olamaz, lanetlenir. Sence abin Makpha nasıl dayanıyor buna? Artangal'da da kölelik anlayışı yok."

"Makpha benim abim olamaz, Şah çünkü ben onu tanımıyorum. Medarat'a gittiğim zaman davranışları bana çok yabancıydı." dedi ve sesinde saklı bir acı vardı.

"Makpha ve Vityor çok farklı mı?"

"Evet, çok farklı. Vityor çok babacandı. Babamdan daha baba gibi geliyordu biliyor musun? Bana olan şakaları, abim Zakhar'a olan tavrı ve Larysa. Larysa'ya tapardı, onu çok severdi. Asıl üzücü olan bu büyük sevginin büyük bir nefrete dönüşmesi oldu."

"Büyük sevgiler büyük nefretlere gebedir, Mithra. Tabii bu dediklerim aşk dışındaki sevgiler için geçerli. Aşkta asla büyük bir nefretin olacağına inanmam."

"Dediğine katılıyorum. Makpha bunun en güzel örneği. Sandhya'ya olan nefretini hepimiz biliyoruz."

"Bana olan nefreti de biliniyor. Yazık, hayatında bu nefretten daha güçlü bir duygu olamayacak. Asenath'a duyduğu aşktan bile öne geçen bir nefrete sahip."

Ateşin KurbanıWhere stories live. Discover now