Işığı Bul❦

Depuis le début
                                    

"Ben kendi ülkemi hatırlayamıyorum ve hatıraları tutacak bir şey yapamadım. Belki de yapmak istemedim."

"Buraya ne zaman geldin?" dedim ve gözleri kısıldı.

"15 yaşındaydım. Korkmuş ve ürkmüştüm. Vergi olarak verilmiştim, inan bana savaş esiri olarak gelmeyi tercih ederdim. Dilini bilmediğim, inancını bilmediğim bir ülkeye verilmenin ne olduğunu bilmiyorsun." dedi ve ne diyeceğimi bilememiştim.

"Belki bir gün ülkene geri dönersin." dedim ve güldü.

"Buna inanıyor musun? Harem bir bataklık, Sandhya ve bizler bu bataklığa batan çiçekleriz. Her geçen süre bizi zehirliyor ve öldürüyor."

"Belki bir gün bu harem kalkar." diye mırıldandım ve tuhafça bana baktı.

"Buna inanıyor musun? Kimse buna cesaret edemez. Sashibai'nin kuralları katı ve keskindir."

"Bu kurallar zamanın getirdiği kurallara uymuyor, Azusa. İster kabul etsinler, ister etmesinler cesaret edilebilecek bir iş."

"Harem kalkınca, onca insana ne olacak? Burası birçok kişinin evi. Onlar evsiz kalmamalı. Zaten ülkelerinden koparılmanın acısını buraya sarılarak unutmuşlar, insanlardan haremi almak ne olur?"

"Ah, neyse. Sanki harem kaldırılacakmış gibi konuşuyoruz." dedim gülerek ve bakışları yumuşadı.

"Haklısın."

"Buraya neden geldin?" dedim merakla.

"Ah, duydun mu demekiçin gelmiştim. Odandan çıkmadığın için duymamış olabileceğinden şüphe ettim."

"Neyi?"

"Neraja tutuklanmış." dedi yavaşça ve şaşırmış numarası yaptım.

"Ne?"

"Komutan Rithu ile Kaptan Vilraj yapmış. Birçok suçla suçlanıyor ama onu ölüme götüren şey ise Evia Lyorran ismiyle güneyin çöl ülkesi Eyeptar'a casusluk yapmaya kalkışması olmuş."

"Yargılanmadan vatan hainliği ile öldürülecek." diye fısıldadım.

"Evet. Çok korkunç değil mi? Bir baltayla boynunun bedeninden ayrılması ve insanların bu ölümü izleyecek olmaları." dedi ve elim boynuma gitmişti. Ürpermiştim.

"Balta ile mi?"

"Evet, öyle karar almışlar. Yarın idam edilecek."

"Evia Lyorran ismiyle mi yoksa Neraja-i Astena olarak mı idam edilecek?" dedim merakla.

"Evia ismiyle idam edilecek. Sonuçta vatan hainliğini bu isimle yapmış. Zavallı kız, onun yerinde olmak istemezdim."

"Neden?"

"Düşünsene, kendi topraklarında ölmüyorsun ve yetmezmiş gibi yabancı topraklarda vatan hainliği suçundan idam ediliyorsun. İnsanlar seni bir hain olarak anacak."

"Kendisi bu sonu hazırladı. İsteklerinin, arzularının kurbanı oldu."

"Kesinlikle! Acaba bu işlere kalkışırken, küçük kızını hiç düşünmedi mi? Komutan Syon'u sevmeyebilir ama küçük kızını düşünmeliydi. Parsmet'e şükürler olsun ki, aşığından bir çocuğu olmamış."

"Birde aşığı mı var?"

"Evet, aşığı ile her şeyi planlamış. Ah, Sandhya! İnsanlar çok kötü kalpli olmuş ve bizim böyle zamanlarda kendimizi korumamız gerekir."

"Kesinlikle." diye mırıldandım.

"Neyse, bu konu ile canını sıkmışa benziyorum. Başka şeyler hakkında konuşalım mı?"

Ateşin KurbanıOù les histoires vivent. Découvrez maintenant