Işık & Hazine ♦

Depuis le début
                                    

"Sizin durumunuzla, onun durumu farklı. Siz devletimizin geleceği için bunu yaptınız." diye mırıldandı ve güldüm.

"3 yıllık taht hayatımda başarılı olduğum için, devletimizin geleceği için bu ölümler oldu denildi. Eğer başarılı olmasaydım, bencilliği yüzünden tahta çıktı denilirdi."

Rithu "Geçmişin telafisi yok ve önümüze bakmalıyız. Prenses de bunu yapacak. Evet, tüm ailesini kaybetti ama yeniden bir aile kurması kendi elinde."

Grija "Bu yeni ailesini korumak için, elinden geleni yapacak." dedi sessizce.

"Ben böyle olmasını istemedim. Bana karşı çıkmasaydı, ailesine de dokunmayacaktım belki o sinir bozucu Pietr'ı hapse attırırdım. O da bize zarar vermemesi içindi. Şimdi ne oldu? Ailesi öldü, nişanlısı öldü, krallığı yıkıldı ve masum olan binlerce insanın kanı elinde." dedim öfkeyle.

Rithu "Yaşanacakların önüne geçemeyiz."

"İşte bu benim sinirimi bozuyor. Yaşanacakları kontrol edememek!"

Grija "Şah Naresh-i Krisnae'nin gücünün bile yetemeyeceği yerler oluyor." dedi ve oturdum.

"Benim gücüm her şeye yetecek, anlıyor musunuz? Her şeye yetecek." dedim ve Rithu güldü.

Rithu "Belki de senin önceki hayatlarında alman gereken ders buydu ve alamadığın için buradasın." dedi ve omuz silktim.

"Neden sarayı gezmiyoruz? Bunalıyorum." dedim ve odadan çıktım.

Sarayı gezmeye başladım. Arkamda Rithu ve Grija ile birlikte tek tek bakıyorduk. Zaman bu şekilde geçiyordu. Ardından Artanga hanesinin resimlerinin bulunduğu bir koridora gelmiştik. Koridorun sonunda Kral Vicente ve eşi Kraliçe Leyna baktım. Kral, hanesinin ortak özelliği olan siyah gözlere sahipti. Büyük oğlu Vityor babasına benziyordu ve bunu şimdi anlamıştım. Kraliçe Leyna'ya baktım. Larysa da annesine çok benziyordu. Kraliçenin siyah saçları ve mavi gözleri vardı.

Rithu "Kraliçe Leyna yaşasaydı, bu krallık daha farklı olurdu." dedi ve ona baktım.

"Neden?" dedim merakla.

"Kraliçe, kocasına göre daha otoriter bir kadındı ve krallığını bilgelikle yönetirdi. Ayrıca bizim ülkemize saygısı büyüktü çünkü büyük büyük annesi Sashibai'den imiş."

"Hiç karşılaştın mı?"

"Hayır sadece babam onu gördü ve bir ışık gibi dedi. Tek bir kelime onun güzelliğini ve zekasını açıklıyordu."

"Larysa da, annesine benziyor."

Grija "Bu krallığa ne olacak?"

"Bir vali atayacağım ve bana bağlı olacak. Bu sarayı kullanmasına izin vermeyi düşünmüyorum burası kilitli kalacak."

Rithu "Herkes için en iyisi bu olacak. Peki, dinlerine karışacak mısın?"

"Onları zehirleyen bu dini zamanla kaldıracağım, Rithu. Zamanla bizim inancımıza girecekler." dedim yavaşça ve oradan ayrıldık.

Kendime kalma yeri olarak, Kral Vicente'nin çalışma odasını seçmiştim. Uzun bir koltuğu üzerinde 1-2 saat uyuyabilirdim, onun dışında uyuyamazdım. Hekimlerden hala bir haber gelmemişti. Bir tabak salata yedikten sonra uzandım. Gece boyunca uyuyamadım ve yattığım yerde dönüp, durdum. Huzursuzdum. Güneş doğduğunda kalktım ve odadan çıktım. Hekimler bana Larysa hakkında bilgi vermemişlerdi. Onun yanına gidebilirdim.

Kapıyı yavaşça açtım ve odaya girdim. Larysa yatağındaydı ve uyuyordu. Siyah saçları yastığa yayılmıştı. Geceliği değiştirilmişti. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Yatağının yan tarafında ilaç şişeleri vardı. Yatağın kenarına usulca oturdum ve nefes alışını kontrol ettim. Nefes alıyordu.

Ateşin KurbanıOù les histoires vivent. Découvrez maintenant