"Ben kendimde miyim Hilal ya? Sen şimdi bana dünyaları verdin farkında mısın?"

"Şimdi artık bizim dünyamız oldu. Sen bana bize ait bir dünya verdin farkında mısın?" Sıkıca sarıldım karıma. Bu sırada babamın sesini duydum.

"Hamile olan karın, uzanan sen! Kalk lan yataktan! Gelinime iyi bakacaksın! Yoksa alırım onu senden ben bakarım torunuma ve torunumun anasına!"

Babamın uyarısı üzerine hemen yataktan kalktım. Hilal her ne kadar itiraz etse de annem, babam ve benim ısrarım üzerine mecbur uzandı.

"Ayaklarının altına yastık koyayım mı?"

"Gerek yok."

"Ağrın, bulantın falan var mı?"

"Hayır."

"Ne vereyim sana?"

"Leon ne diyorsun sen?"

"Aşeriyor musun?"

"Bir aylık hamileyim ben!"

"Ay evet. Hilal sen hamilesin ya!" Annemlerin kahkahası üzerine derin bir nefes verdim. Sonra Hilal'e uyarılarıma başladım.

"Çocuk oğlan olursa onu benden çok sevmeyeceksin! Kız olursa da benden çok sevmeyeceksin! En çok beni seveceksin! Yaptığın işlere de dikkat edeceksin! Hatta iş falan yapmayacaksın!"

"Ya Leon bi sakin ol! Saçmalama!" Bu sırada babam araya girdi.

"İkinci kısımda haklısın ama ne demek çocuğu benden çok sevmeyeceksin? Oğlum çocuk maymun olarak bile doğsa senden daha çok bir şeye benzer!" Babam kahkaha atmıştı. Şu an babamın hakaretleri bile umurumda değildi. Ama Hilal benim canım parçası, çocuklarımın anası beni savundu.

"Haluk babacığım çoğu konuda haklı olabilirsiniz ama Leon bence mükemmel bir baba olacaktır." Bana çevirdi gökyüzünden güzel gökyüzünü. "Ben ona güveniyorum."

"Şaka bir yana, bence de iyi bir baba olacaktır."

"Baba sen beni över miydin ya?!"

"Yaptık bir hata işte! Çıkma tepeme!" Annem artık bu muhabbete dayanamamıştı.

"Yeter ya! Bunaltmayın gelinimi! Canım kızım tebrik ederim. Sen çok güzel bir anne olacaksın. Bize büyük bir mutluluk bahşettin bugün." dedi ve gelip Hilal'e sarıldı. Hilal'in gözleri dolmuştu bile. Bir süre sonra kapı aniden açıldı ve içeri girenleri görmemle benim şok geçirmem diğerlerininse mutluluk çığlıkları atması bir oldu. Ve Hilal'in mutlulukla dolu sesi geldi kulaklarıma.

"Anne! Baba!" Cevdet baba koşarak yanımıza geldi. Beni Hilal'in yanından itti ve kendisi oturup kızını kolları arasına aldı. Odadaki herkesin gözleri dolmuştu.

"Benim serçemin kuzusu mu olacak şimdi? Dede mi oluyorum ben?"

"Karnımda sana çok küçük bir hediyem var baba. Ama bu daha çok bana bir hediye gibi."

"Kızımdan bir parça geliyor ha!" Bir süre sarıldılar öylece.

"Artık torun sevme zamanımız geldi be Cevdet! İkimiz de dede olduk." Tüm gözler babama döndü. O da duygulanmıştı.

"İlk ve tek göz ağrımın ilk göz ağrısı geliyor ha!" Bu sırada lafa girdim.

"İlk göz ağrısı geliyor derken daha da devamını istiyorsunuz yani? Tamam olur. Hilal bak babanı dinle!"

"Oğlum diye demiyorum bazen çok mantıklı konuşur. Oğlum kesinlikle haklı! Merak etmeyin siz. Ben torunuma bakarım bizim evde. Sonra gelenlere de bakarım." Babamdan da destek almıştım.

"Herkes bi saçmalamayı bıraksın! Ben daha kızıma sarılmadım. Cevdet bi kalk!" Azize annenin isyanı üzerine Cevdet baba ona ters ters bakışlar atarak ve söylene söylene kalktı. Bu sırada Azize anne ve Hilal birbirlerine ağlayarak sarılıyorlardı.

"Ee? Neden geldiniz hastaneye? Nasıl öğrendiniz durumu?"

"Biz evde oturma takımını yeniliyorduk. Ben koltuğun yerini beğenmemiştim. Değiştirmek istedim. İttim. Sonra gözlerim karardı, başım döndü. Sonra da bayılmışım. Hastaneye falan ne ara geldik bilmiyorum. Daha Leon'a da soramadım çünkü kendisi 4 saattir baygındı." Hilal laflarını bitirir bitirmez daha ben ne olduğunu anlamadan Cevdet baba boğazıma yapıştı.

"Sen benim serçeme koltuk mu taşıttın lan?" Cevdet babanın gözlerinden alev fışkırıyordu ama umurumda mıydı? Hayır. Çünkü kafam hala bi milyondu.

"Ben de ilerde doğacak çocuğum için böyle hesap soracağım değil mi ya? Çok güzel!" Benim sözlerim üzerine Cevdet baba gülmeye başladı. Hatta herkes gülüyordu. Sonra bir anda Cevdet baba bana sarıldı.

"Gel buraya! Kızımı sana çok rahat emanet ederim ben! Bundan sonra torunum da sana emanettir oğlum!"

"Bundan sonra Hilal istesin evi temelinden söküp sırtımda taşırım."
Hilal ağlamaya başladı.

"Ay bana bakmayın siz! Çok duygulandım ben."

"Hormonlardan." dedik hep birlikte sonra ise hepimiz toparlandık ve Hilal yorulmasın diye hastaneden çıkıp annemlerin evine gittik.


Bugün çok işlerim vardı. Hala da var. Belki akşama bölüm gelemeyebilir. Bunu bile zar zor yazabildim😊

Nasıl buldunuz torun coşkusunu😂
Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMDär berättelser lever. Upptäck nu