"Ben onu tam anlamadım."

"Nesini anlamadın Leon?"

"Öpüşmek yasak. Ama nasıl öpüşmek? Mesela böyle mi?" deyip bana yaklaşmıştı ki benden hafif de olsa bir tokat yemesi bir oldu.

Şimdi ise şirkette odamda onu bekliyordum. Fotoğraf meselesine güzel bir çözüm bulmuştum. Biz yaklaşık 4 yaşındayken falan bir fotoğrafımız vardı. Veronika anneden bunu istemiştim. Hem o fotoğrafta Veronika anne, Haluk baba, annem ve babam da vardı. Masama onu koymuştum. Yanına da Leon'un tek olduğu bir fotoğrafını koymuştum. Çalışırken topraklarının üzerimde olması çok hoşuma gidiyordu. Bir süre sonra Atina Lordu teşrif edebilmişti.

"Sanırım birileri kocasını özlemiş ama yanına kadar gitmeye üşendiği için ayağına kadar çağırmış. Olur. O da olur." O pis pis sırıtırken ben gözlerimi devirdim.

"Söyle bakalım civcivim, beni niye çağırdın?"

"Hani odamın dekore işini beraber yapmıştık ya! Bir eksiğimiz vardı. Ben de onu tamamladım."

"Eksik mi? Neymiş o?" Bunu sorarken aynı zamanda etrafa da bakıyordu yeniliği anlamak için.

"Gel bakalım." deyip elinden tuttum ve onu masama kadar sürükledim. Sonunda masanın üzerindeki fotoğrafları fark etti. Gülümsemeye başladı.

"Şu sağdaki yakışıklının fotoğrafını koymanı garipsemedim. Beni gören her kadın masasının üzerine fotoğrafımı koymak ister."

"Yürüyen Ego!" deyip omzuna hafifçe vurdum.

"Sen de son günlerde iyice şiddet bağımlısı oldun ha! Buldun benim gibi sessiz, sakin, masum, pısırık, kibar çocuğu! Yüklendikçe yüklen tabi!"

"Sen? Masum? Kibar? Sessiz? Pısırık? Cümle kuramıyorum bile!" Leon gözlerini kıstı ve yüzünü buruşturdu.

"Sen ne nankör, ne kıymet bilmez bir kadın çıktın ya!"

"Ay bilinecek kıymeti var da biz bilmiyoruz sanki!"

"Bilmiyorsun tabi!" Derin bir nefes verdim. Sonra Leon tekrar fotoğraflara baktı.

"Küçüklüğümüz... Çok değişmişiz. Kim derdi siz evleneceksiz ve aşkı birbirinizde bulacaksınız diye." Yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşmuştu.

"Yaa! O zamanlar da sürekli sana sinir olurdum. Hala da sinir oluyorum Leon!" Leon yine az önceki gibi gözlerini kısıp yüzünü buruşturdu.

"Milletin karısı kocasına ne aşk itirafları yapıyor! Bir de benim karıma bak!"

"Gidip milletin karısı gibi birini karın yap o zaman!" Leon beni kendine doğru çekti ve arkamdan sarıldı.

"Olmaz! Ben karımı çok seviyorum!" Bir süre bir şey demedim. Sonra Leon devam etti. "Hilal ben resmen evrime kafa atmışım ama sen hala aynısın. Hala çok tatlısın."

Bu iltifat bile yanaklarımın kızarmasına yetmişti. Hemen çekildim. Bu Leon'u daha çok gülümsetti. Sonra eve gitme kararı aldık. Ama önce Leon'un odasına uğradık. Son günlerde bir projeyle ilgileniyordu. Daha doğrusu bir ihaleye girecektik ve karşı taraf işi çok zorlaştırıyordu. Leon bu işle çok uğraşıyordu. O işle ilgili bir dosyayı almamız gerekiyor. Leon'un odasına uğradığımızda içeride oturmuş bizi bekleyen bir adam beklemiyorduk.

"Ne işiniz var burada? İhaleden ömce görüşmemiz etik değil. Çıkın buradan." Leon konuşmaya başlamasaydı ben hala bön bön bakmaya devam edebilirdim. Adam tehtitkar bakışlarla yanımıza kadar geldi. Bir elini Leon'un omzuna koydu ama Leon sert bir şekilde adamın elini itti. Bunun üzerine adam lafa girdi.

"Şu ihale işinde inadı bırak bıyıklı! Daha gençsin. Yaşamak güzeldir. Dikkat et!" Adam bu sözlerden sonra dışarı çıktı. Ben ise şokla Leon'a bakıyordum. Leon sinirden yumruğunu sıkmıştı. Sonra masanın üstünden dosyayı aldı.

"Hadi çıkalım Hilal!"

"Leon dikkatli olsan..." Leon bana şefkatle baktı ve sıkıca bana sarıldı.

"Merak etme Hilal. Boş tehtidler bunlar."

"Ama..."

"Güven bana. Hem sen benim için mi endişeleniyorsun bakayım?"

"Senin için değil. Senden bana ne? Kendim için endişeleniyorum."

"Kendin için mi?"

"Evet. Sana bir şey olursa benim daha çok canım yanar. Canımın yanmasını istemiyorum. Seninle alakalı değil yani." Leon geri çekildi ve bana şefkatle gülümsedi.

"Bu mu beni umursamayan halin?" Bir cevap vermedim ve odadan çıktım. Durup dururken bu adam da nereden çıkmıştı? Leon da hemen arkadan gelip bana yetişti ve beraber arabaya bindik. O nasıl bu kadar rahattı?



Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMWhere stories live. Discover now