"Ben beklemekten vazgeçmem. Belki şimdi olmasa yarın gelir." Ne oluyordu ya burada?

"Sen beklemeye devam et o zaman. Ama unutma. Dün, bugün ve yarın ben varsam sen beklediğinle kalırsın." Buğra gülmeye başladı.

"Sen gerçekten var mısın acaba? Biz önce buna bakalım." Leon sinirle yumruğunu sıktı. Neler oluyordu burada? Müdahale etme zamanım geldi de geçiyordu bence.

"Buğra! Bu konuşmalar da ne böyle? Siz neyden bahsediyorsunuz?" Buğra yerine Leon cevap verdi.

"Önemli bir şey yok karıcığım. Bazılarının elinden gelen bir şey olmayınca boş boş konuşup vakit çalıyorlar. Hadi çaldığın vakit yeter! Git artık sen Buğra'cığım. Beklemeye devam et. Hadi!" Buğra öylece duruyordu. Ben de yanlarına gittim. Kapının önünde duruyorduk. Buğra bir şey söylemedi ve çıkıp gitti. Buğra'nın çıkmasıyla Leon'un onun arkasından kapıyı kapatıp kitlemesi ve beni de çekip kapıyla kendisi arasına sıkıştırması bir oldu.

"N-n'apıyorsun?"

"Sana Buğra'dan uzak dur diyorum sen bunun nesini anlamıyorsun?"

"Sadece arkadaşım o benim!"

"O seni öyle görmüyor anla artık bunu!"

"Ama neden? Yani nasıl? O bizi evli biliyor. Ben aramızda olan hiçbir şeyi ona anlatmadım. Sen de anlatmadın. Neden arkadaşının karısından hoşlansın?"

"Çünkü o biliyor!" diye bağırırken aynı zamanda tam başımın hizasından kapıya yumruk attı.

"N-ne demek biliyor? Nasıl yani? Anlaşmayı..."

"Anlaşmayı değil! Bizim severek evlenmediğimizi biliyor. Babam anlatmış ona olanları."

"Ama bu benden hoşlanabilmesi için bir neden değil?"

"O beni tanıyor! Böyle bir durumda... Yani seninle kendi isteğimle evlenmediğim için senden intikam almak isteyeceğimi tahmin ediyordu. En başından beri!"

"Haksız da sayılmadı zaten! Demek bu yüzden en başından beri bana destek olmaya çalışıyordu. Bana destek olan tek kişi olduğunu bildiği için hep yanımdaydı o benim!"

"Hala bir tek onun mu sana destek olduğunu düşünüyorsun?" Sesi fısıltı gibiydi. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmıyordu. Yine birbirimize çok yakındık ve ben yine nefes alamıyordum. Sonunda bulabildiğim sesimle konuşabildim.

"Sen gerçekten var mısın Leon?"

"Buna sen karar ver Hilal."

"Veremiyorum."

"O zaman şunu bil. Babana seni korumak için söz verdim." Sinirle gülmeye başladım.

"Beni korumak için öyle mi?"

"Evet. Bunda komik olan ne?"

"Beni koruman! Kimden koruyacaksın? Bana zaten en büyük zararı sen veriyorsun! Beni kendin de mi koruyacaksın?"
Bir süre sadece birbirimize baktık. Gözlerinin derinliklerinde aklından geçenleri anlamaya çalışıyordum ama hiçbir şey göremiyordum.

"Gerekirse evet."

"Sadece babama söz verdiğin için mi?" İçten içe bu sorunun cevabının olumsuz olmasını istiyordum. Ama hayat bana istediğimi vermedi.

"Evet. Hem zaten sadece bir ay kaldı. Sana bir ay boyunca sahip çıkabilirim öyle değil mi?"

"Gerek yok!"

"Ne o? Yoksa kendini benden korumayı mı öğrendin?"

"Hayır. Artık senin verdiğin acıya alıştım. Şimdi çekil önümden! Sunumu hazırlamam lazım."

"Buğra'nın yanına mı gideceksin yani? Ben sana az önce..."

"Hayır onun yanına gitmiyorum! Bir şekilde kendim hazırlamaya çalışacağım." Leon geri çekildi. Ben de hemen masama geçtim.

"Beraber hazırlarız o zaman. Ben yardım ederim sana."

"Gerek yok!"

"Neden?"

"Çünkü senden yardım almak istemiyorum!" Sinirle yanıma geldi ve az önce Buğra'nın oturduğu koltuğa oturdu.

"Beraber yapacağız dediysem beraber yapacağız!"

"Hani sana öfkeni kontrol etmeyi öğretmemi istemiştin!"

"Öğret o zaman!"

"Tamam. Şimdi öfkene hakim ol ve beni yalnız bırak. Zorla bir şeyler dayatma!"

"Şu an bu durumu kendin için fırsata dönüştürdün!"

"Hala bağırıyorsun!"

"Hilal ben burada kalacağım ve beraber şu sunum işini halledeceğiz. Sen de sessizce oturacaksın ve..."

"Leon git!" Resmen çığlık atmış gibiydim. Son kelimem yankılanmıştı sanki odada. Leon'a sakin olmasını söylüyordum ama ben daha kendim sakin değildim. Bu öfkenin sebebi ise dün geceydi! Leon bir süre bana baktı. Sonra ayağa kalktı.

"Ne halin varsa gör o zaman!" Öküz!


Ortalık yine biraz karıştı sanki ama bence bu gelecek için iyi bir şey😉
Bu biraz geçiş bölümü tarzı bir şeydi.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊



SENDE KENDİMİ KAYBETTİMOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz