"3 aydan az kaldı merak etme." Bir süre daha ikimiz de sustuk. Sonra ben yine sessizliğe dayanamadım.

"Beni en azından bildiğin bi cafeye falan götür de oturalım."

"İyi tamam. Hadi gel!" Biraz daha yürüdük. Sonra Hilal ilerde güzel bir bahçesi olan cafeye soktu beni. Bir süre etrafa baktı iyice. Nedenini anlamamıştım. Sonra gülerek ilerdeki bir masayı gösterdi bana.

"Bak orada oturan benim arkadaşım Eda."

"Eee?"

"Ben bizim siparişlerimizi vereyim. Sen de git masasına otur onun. Ben gelene kadar tanışırsınız."

"Sen git arkadaşının yanına. Ben veririm siparişleri."

"Yok yok." Bu tepkisine şaşırmıştım. Hilal kendini topladı ve devam etti. "Ben buraya sık sık gelirdim. İçerideki çalışanları falan tanıyorum. Onlarla konuşmuş olurum."

"Tamam. Ben gidiyorum o zaman. Sen de çok geç kalma."

"Merak etme. Hem sen Eda'yla çok iyi anlaşacağın için zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksın bile."

Hilal içeri geçti hemen. Ben de onun gösterdiği masada tek başına oturan kıza doğru ilerledim. Telefonuyla oyalandığı için ilk başta beni fark etmedi. Karşısına geçip oturdum. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Elimi uzattım.

"Selam Eda. Ben Leon. Hilal'in kocasıyım. Seninle de tanışacağız şimdi."

"Ne diyorsun be?!" Bu tepkisine şaşırmıştım.

"Arkadaşın var ya hani! Hilal. Onun kocasıyım ben."

"Ne Hilal'i? Ne kocası? Sapık falan mısın sen?" Ne oluyordu ya burada? Ne yapacağımı şaşırmıştım. O sırada kız ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.

"Sapık var burada! Yardım edin bana!" Ben de hemen ayağa kalktım.

"Hanımefendi ne yapıyorsunuz?" Kadın beni tınlamadan bağırıyordu. Çevredekiler etrafımıza toplanmıştı. Adamlar beni öldürecek gibi bakıyordu.

"Kızım ne oluyor burada?"

"Bu adam sapık!" dedi eliyle beni göstererek.

"Bir dakika! Öyle bir şey yok! Ben buraya karımla geldim karımla! Sapıklık yapacak olsam niye karımla geleyim?"

"Nerede o zaman karın?" Sahiden neredeydi benim karım? Etrafıma bakındım. O sırada Hilal buraya şaşkın bakışlar atarak geliyordu. Onu görünce hemen adamlara onu gösterdim.

"Bakın! Karım da burada. Hilal gelsene!" Hilal şaşkınlıkla yanımıza geldi.

"Beyefendi siz ne diyorsunuz? Adımı nereden biliyorsunuz?" Ne diyordu bu şimdi? Ağzım bir karış açık ona bakıyordum. Adamlardan biri konuşmaya başladı.

"Hani karındı lan?!"

"Abi gerçekten o benim karım. Hilal sen ne diyorsun?"

"Beyefendi siz ne diyorsunuz?" Sonra adamlara döndü. "Abi ben bu adamı tanımıyorum." Şaşkınlıktan dilimi yutmuştum. Bana Eda diye gösterdiği kadın konuşmaya başladı.

"Ne yani şimdi bu adam senin kocan falan değil mi?"

"Düğünüme geldin mi? Nikahı gördün mü? O zaman neden herkesin dediğine inanıyorsun?" Benden Bodrum'dan dönerken yaptığım şakanın intikamını alıyordu. Hilal aynı durum mu şimdi bu?

"Hilal sen ne saçmalıyorsun? Hadi gel biz evimize gidelim."

"Evimiz mi? Şimdi de evimi mi sahiplendiniz beyefendi?" Bunlar benim laflarımdı. Hala intikam alıyordu. Ama ne diyeyim? Helal olsun! Bu ne oyunculuktur arkadaş! Neredeyse ben bile inanacağım sapık olduğuma! Hilal arkasını dönüp gitmeye başladı. O sırada adamlardan biri bana yumruk attı. Beklenmedik bir hareket olduğu için yere düşmüştüm.

"Sizin yüzünüzden karımızı kızımızı sokağa çıkaramıyoruz be!" Adam bana bir yumruk daha atacaktı ki Hilal'in sesi duyuldu.

"Durun!" Geri dönmüştü. "Babam kadar sevdiğim bir adam hep der ki 'Nerede başı sıkışmış birini görürsen yardım et.' Gerçi sanırım o kadın demişti ama neyse. Bu seferlik böyle olsun. Yardım edeyim." Tebrik etmek lazımdı. İntikam gibi intikam!

"Hanımefendi siz karışmayın!"

"Beyefendi baksanıza zaten nasıl korkmuş? Bir daha cesaret edemez böyle bir şeye. Hem iyi giyimli birine benziyor. Ben de bir kadın olarak bunun gibi tacizcileri asla affetmeme taraftarıyım. Hatta normalde size destek olurdum. Ama baksanıza nasıl şaşkın şaşkın etrafa bakıyor? Deli falan herhalde." Bir deli olmadığım eksikti! E Hilal oha!

Adamlar bana baktı ve Hilal'e hak verdi! O an sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Herkesten özür diledim ve çıktık dışarı. Yürüdük ve köşeyi dönünce Hilal kahkahalarla gülmeye başladı.

"Gülme Hilal!"

"Kendimi tutamıyorum. Dur!"

"Çok mu komik?!"

"Evet." Hala kahkahalarla gülüyordu ya!

"Ben sana bunun hesabını sorarım biliyorsun değil mi?"

"Sorarsın. Sorarsın." dedi. Bu sefer ben de gülmeye başladım. Ama sanırım sinirden! Ve yolumuza devam ettik.

Arkadaşlar şehir dışındayım. Bu yüzden bugün başka bölüm gelmeyecek. Yarın normale döneriz ama.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMDove le storie prendono vita. Scoprilo ora