"Öyle mi?"

"Öyle!" Leon sinirle nefes verdi.

"Sana yaptığım bir şakayı neden bu kadar abartıyorsun? Kaç gündür soğuk davranıyorsun zaten! Yetmedi mi?" Ben de sinirlenmeye başladım.

"Yetmedi! Sorun sadece o şaka mı zannediyorsun?"

"Başka ne olabilir?"

"Sorun sensin!" Bir süre birbirimize baktık. Sonra ben devam ettim.

"Tamam o şaka aslında baktığımızda komik olabilir. Ama en başından beri yaptığın şeyi yine yaptın!"

"Neyi?"

"Bu kadar basit bir şeyde de olsa benim ne düşüneceğimi umursamadın! Yine beni değersiz hissettirdin!"

"Buğra seni değerli hissettiriyor öyle mi?"

"Konu bu mu?"

"Konumuz tam da bu!"

"İyi o zaman cevap vereyim. Evet! Çünkü o bana değer veriyor!" Leon sinirle gülmeye başladı. Bir iki adım geriledi.

"Siz şimdi yarın orada karı-koca gibi de davranırsınız!"

"Bu seni rahatsız etmez zaten. Kendin demiştim. Kocam olmak bir hakarettir diye." Bana öylece baktı.

"Senin şimdi Yeliz'den ne farkın kaldı?!" Donakaldım. Bunu beklemiyordum işte.

"Ne alakası var?"

"Sen liseden beri bir kıza aşık olup, onun için her türlü fedakarlığı yapıp, tüm hayallerini onun üzerine kurmak ama sonra da iki aylığına Amerika'ya gidince arkadaşının düğününe gelip gelinin o kız olduğunu görmek ne demek biliyor musun? Cem o kadar mutluydu ki hiçbir şey diyemedim! Sen tüm hayallerinin başına yıkılması ne demek biliyor musun? Cem'in düğününe gelmeden iki gün önce telefonla konuşmuştum ben Yeliz'le. Hiçbir şey söylemedi. B-ben... Ben ona evlenme teklifi edecektim! Ama onun nikah şahidi oldum!" Bunları ağlayarak anlatıyordu. İçeri geçip koltuğa oturdu. Ben de karşısına oturdum. Kafasını ellerinin arasına aldı. Sonra başını kaldırıp bana baktı.

"Sen canının en çok yandığı anda etrafa gülücükler saçmak zorunda kalmak ne demek biliyor musun?" Sanırım ben de ağlıyordum.

"Sana acını anlıyorum diyemem. Çünkü böyle bir şey yaşamadım. Çok üzgünüm. Şu an sana verebileceğim hiçbir teselli yok. Ama sen... Sen beni öyle bir kadınla mı bir tutuyorsun?!"

"Buğra da benim arkadaşım! Sen ne yapacaksın? Söylesene ha! Benden boşandıktan sonra onunla mı evleneceksin? Sayemde tanıştınız sonuçta! Beni de nikah şahidin mi yapacaksın?"

"Kendine gel artık!" Resmen bağırmıştım. "Saçmalamayı kes! Ben Yeliz denen o kadın gibi falan değilim! Buğra benim arkadaşım ya! Ar-ka-daş! Bu meseleyi çok uzattın artık yeter Leon!"

"Anlamıyorsun!" Kafasını iki yana sallayıp duruyordu.

"Anlamıyorum evet! Ben senin yanında olabilirdim! Ben sana destek olurdum. Acını paylaşırdım. Bu yüzden sana doğum günü sürprizi hazırladım mesela. Ama sen hak etmiyorsun Leon! Sen bir insana saygı duymak nedir bilmiyorsun! Sırf Yeliz yüzünden tüm kadınlardan nefret edemezsin! Yeliz'in yaptıklarının bedelini bana ödetemezsin!"

"Sana bedel falan ödetmedim ben!"

"Emin misin? Sustum sustum ama tepeme çıktın! Sana yaklaşmaya, seni anlamaya çalıştım. Her seferinde seni affettim. Sen ise bunu kullanıp beni üzmekten çekinmedin!"

"İnsanlar hep böyledir! Belki sen de..."

"Artık yeter! Madem öyle yalnız kal Leon!" Hızla ayağa kalktım.

"Boşanmadan hiçbir yere gidemezsin!"

"Yarın Bora'nın eğlencesinin dönüşünde Ankara'ya gideceğim. Bir süre ailemi ziyaret ederim! Sen de hiçbir şey yapamazsın! Haa! Çok istiyorsan boşan. Merak etme senden 15 milyon dolar falan istemem!" dedim ve hızla odama çıktım. Sanırım artık rahatlamıştım.

En başından beri Hilal'in patlamasını böyle düşünüyordum. Artık o kadar bunaldı ki böyle basit bir şeyde bile anında patlayıverdi.
Leon'a da üzülmedim değil elbette ama bunun acısını Hilal'den çıkarması yanlıştı.

Bu geçiş bölümü sayılırdı.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

Bu arada bölümü akşam atacaktım ama erkenden attım😂
Akşam bir bölüm daha gelebilir belki😉


SENDE KENDİMİ KAYBETTİMWhere stories live. Discover now