Hilal'in ağzından

Havuçlu tarçınlı kek yapmıştık. Bora çok mutluydu ve onu böyle görmek beni de çok mutlu etti. Ben keki dilimledim Bora ise kendince tarz yaratarak tabağa diziyordu dilimleri. Biz de Buğra'la aramızda konuşmaya başladık. O gerçekten çok iyi bir dosttu.

"Bora şu an çok mutlu. Onu hiç böyle görmemiştim. Bu senin sayende Hilal çok teşekkür ederim."

"Bana teşekkür etmene gerek yok. Benimkisi bencillik diyebiliriz."

"Bencillik mi?"

"Evet. O böyle gülünce ben de çok mutlu oluyorum. Sırf kendim için yani."dememle gülüşmeye başladık.

"Bu arada Buğra ben sana hiç sormadım. Sen ne iş yapıyordun?"

"Benim şirketim ve Leon'un babasının yani Leon'un şirketleri birçok projede ortaktır. Yani ben de moda sektöründeyim."

"Yaa ne güzel! Iı şey.. Leon da şirkette çalışmaya başlayacak."

"Evet haberim var. Haluk amcayla konuştuk. Leon'u bir projenin başına geçirmeyi düşünüyor. Şimdiye kadar pek tecrübesi olmasa da Leon gerçekten bu konularda iyi. Neyse işte ben de bu projede olduğum için ikimiz ortak çalışacağız." Leon'un iyi olduğu tek konu geceler zannederdim. Başka şeyler de varmış demekki. İlginç.

"Aa işte buna gerçekten sevindim."

"Peki sen ne mezunuydun Hilal?"

"Moda tasarım." Babam her ne kadar mimarlık istese de küçüklüğümden beri bu işi istiyordum ve sürekli kendim çiziyordum bir şeyler.

"Yani sen işin yetenek kısmındasın öyle mi?

"Çok da yetenekli sayılır mıyım bilmiyorum."

"Bir ara mutlaka çizimlerini görmek isterim."

"Olur. Hem bu işlerle ilgilenen biri olduğun için senin fikrini almak benim için çok iyi olur."

"Hilal bu yeni başlayacak proje için tasarımcı arıyoruz. Tasarımcıyı işe ben alacağım. İstersen..." Lafın devamını anlamıştım. Leon'un geçen hafta yaptığı ima üzerine Buğra'nın teklifini kabul edemezdim. Hem de tüm gün Leon'la aynı ortamda bulunmak mı?

"Aaa teklifin için çok sağol. Ama ben şimdilik kendimi biraz daha geliştirmek adına beklemek istiyorum."

"Sen bilirsin. Hilal sen İstanbul'a evlenince gelmiştin değil mi?" Ah keşke gelmez olaydım! Evlenmeseydim de hiç gelmeseydim.

"Evet."

"Peki hiç gezme fırsatın oldu mu?"

"Hayır." Bu sırada bahçe kapısının sesinden Leon'un geldiğini anlamıştım.

"Iıı şey... Hani Bora seninle zaman geçirmekten çok zevk alıyor ya! Tabi ben de öyle. Yani eğer sen de istersen bir gün seni gezdirebiliriz." Tam ben cevap verecekken Leon araya girdi.

"Burada kocası dururken sana ne gerek var?" Biriyle dost olmam ona batıyordu. Mutlu olmamı istemiyordu. Gıcık!

"Burada bu iki yakışıklı dururken sana ne gerek var Leon?" Tam Leon cevap verecekken şükür ki Bora araya girdi.

"Üzgünüm Leon abi ama benim yakışıklılığım karşısında hiç şansın yok. Ama istersen sen de bizimle gelebilirsin."dedi tüm sevimliliğiyle. Leon Bora araya girince yüz ifadesini yumuşattı ve öyle cevap verdi.

"Yok Bora'cığım sağol. Siz gezin."dedi ve bana sen akşam bittin bakışlarını yollayıp gitti. Ondan korkacak halim yoktu ya! Ne derse desin artık umurumda bile değil. Sırf Leon'un iğrenç imaları yüzünden Buğra gibi iyi bir dosta sırt çeviremezdim.

Biraz daha sohbet ettik salonda daha sonra Buğra çizimlerimi görmek istediğini söyledi. Odama çıktım, çizimlerimi aldım ve aşağıya indim. Leon hala ortalarda yoktu ki bu benim için iyi bir şeydi. Buğra bir süre çizimlerime baktı. Yorumlarını gerçekten çok merak ediyordum.

"Hilal bunlar gerçekten mükemmeller."

"Bak dostunum ve kırılmamam için söylemiyorsun değil mi?" Buğra bana olur mu öyle şey bakışı atarken Bora araya girdi.

"Babam hiçkimseyi durup dururken övmez Hilal abla. Hem ben de bakabilir miyim çizdiklerine?"

"Tabi ki." deyip çizimlerimi ona verdim.

"Hilal abla senin yeteneksiz olduğun bir konu var mı? Bunlar çooookkkk çooookkk güzel." dedi tüm şirinliğiyle.

"Canım çooookk çoookk teşekkür ederim. Ay ben seni yerim!" dedim ve onu kucağıma alıp zorla öpmeye başladım. Kendisi direniyorsu ama zevkten de dört köşeydi.

"Babaaa! Baba yardım et oğlun elden gidiyor!" Buğra sahte bir sinirle araya girdi.

"Kimse benim oğlumu zorla öpemez. Tabi benden başka. Şimdi çek ellerini oğlumun üstünden kadın!" diyerek üstümüze geldi. O bir yandan Bora'yı tutup çekiyordu ben de öbür yandan. En sonunda Bora aradan kaçtı ve biz o sırada nefes nefese kalmış bir şekilde Buğra'yla birbirimize bakıyorduk. Gerçekten aramızdaki mesafe çok azdı. Bir süre kilitlendik sanki. Sonra ben kendimi geri çektim ve sağ tarafa dönmemle merdivenlerin ucunda sinirden kızarmış bir şekilde bize bakan Leon'u görmem bir oldu.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMWhere stories live. Discover now