Limon Çiçekleri 35. Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Peki bütün bunlar yeni mi aklına geldi? Yaz başından beri aklın neredeydi? Senin okulun Mayıs'ta bitmemiş miydi? Madem Paris'te çalışmak istiyordun o zaman hiç dönmeseydin buraya! Mezun olduktan sonra direk aramaya başlasan şimdiye iş bulurdun belki! Niye bu kadar bekledin? Paris'e geri dönmeyi düşünüyorsan orada kaldığın evden niye çıktın, eşyalarını niye dağıttın?"

Lale babasının bu soruları karşısında iyice köşeye sıkışmıştı. Ne cevap vereceğini bilemiyordu.. Ne diyebilirdi ki? İki gün öncesine kadar Paris'e geri dönmenin aklının ucundan bile geçmediğini, Batu'nun askere gideceğini öğrenip bir de üstüne birlikte geçirdikleri o geceden sonra hem aklı hem de duyguları karmakarışık olunca ne Batu'dan ne de ailesinden vazgeçemeyeceğini fark edip tek çözümü buradan uzaklaşmakta bulduğunu nasıl söyleyebilirdi ki babasına? Artık anlamış kabullenmişti.. Batu'dan kopmak hiç de sandığı kadar kolay olmayacaktı. Aralarında geçenleri, birkaç günlük gelip geçici bir beğeni zannetmekle ne büyük hata yaptığını biliyordu artık.. İstanbul'da olanlardan sonra Batu'yu asla unutamayacağını da biliyordu. Ama ortada bazı gerçekler vardı. Aralarındaki din farkı ve ailelerinin ikisinin beraberliğini asla onaylamayacakları gerçeği gibi mesela. Ve ne yazık ki İstanbul'da olanlar bile bu gerçekleri değiştirmeye yetmezdi. Keşke yetseydi ama... Üstelik Batu kendisini hiçe sayarak gidip askerlik şubesine kaydını yaptırmıştı ve üç-dört gün sonra askere gidiyordu! Böyle bir durumda yapabileceği en doğru şeyin buradan uzaklaşmak olduğuna karar vermişti Lale. Başka türlü Batu'dan uzak duramıyordu. Ama ailesini de üzmek istemiyordu. Arada sıkışıp kalmıştı ve bu karmaşadan kurtulmanın tek yolu gitmekti. Zaten Batu da öyle yapmamış mıydı? Askere gitmeye karar vermesinin sebebi bu değil miydi?? Kendisi de aynı şeyi yapıyordu işte.

"Hem şimdi oraya gittiğinde nerede kalacaksın sen? Geçen yıl okurken kaldığın daireyi çoktan başkasına vermişlerdir."

"İlk gittiğimde bir süre bir arkadaşımda kalacağım. O sırada ev de bakarım. Bir yer bulurum nasılsa."

"Nasıl bulacaksın ya o kadar kolay mı Paris'te düzgün bir daire bulmak! Geçen sefer ne kadar uğraşmıştın hatırlamıyor musun? Sonunda bula bula fare deliği gibi otuz metrekare bir yer bulmuştun! Hem kim bu senin evinde kalacağın arkadaşın?"

"Okuldan arkadaşım." dedi ve sustu Lale.

"Adı ne?"

"Gabriel." dedi ve yine sustu. Babası Gabriel'in Kolombiyalı bir erkek olduğunu bilse ne derdi kim bilir... Ama neyse ki Lemi Bey bu ismin bir kıza ait olabileceğini düşünmüş ve daha fazla üstelemeyerek sorularına devam etmişti.

"Peki sen şimdi orada ne yapacaksın Lale? Demin cevap vermedin bana.. Madem orada çalışmayı bu kadar istiyordun, neden döndün o zaman? Okul biter bitmez iş aramaya başlasaydın..."

"Babacım haklısın ama ben zaten orada bir süre daha kalıp çalışmak istemiştim hatırlarsan. Ama sen izin vermemiştin..! Eninde sonunda buraya döneceksem burada çalışmaya başlamamın daha mantıklı olacağını söylemiştin."

"Sen de "tamam" demiştin! Benim gibi düşündüğünü söylemiştin!" dedi sesini daha da yükselterek.

"Evet hala da öyle düşünüyorum ama..."

"O zaman niye gidiyorsun kızım? Derdin ne?"

Lale daha fazla bir şey söylemedi artık. Onun sessizliği babasını daha da sinirlendirdi. Ayağa fırlayıp bağırmaya başladı Lemi Bey.

"İş bulamamak falan senin bahanen Lale. Çok istesen elbette bir iş bulurdun! Tamam belki düşündüğün gibi bir şey olmazdı ama kimsenin ilk işi hayallerindeki gibi olmaz ki zaten! Bir süre dişini sıkardın sen de herkes gibi.. Hiç olmadı gelip benimle ve abinle çalışabilirdin! Kaç kişinin elinde böyle bir fırsat var ha söylesene? Önünde bir sürü seçenek vardı Lale. Ama sen hepsini elinin tersiyle ittin. Şimdi de iş bulamamış olmanı bahane ediyorsun. Sen gitmek istediğin için gidiyorsun kızım. Kendini kandırma! İş bulmak çalışmak falan senin için hep ikinci planda!"

Limon ÇiçekleriiiWhere stories live. Discover now