Limon Çiçekleri 35. Bölüm

Start from the beginning
                                    

"Lale kendi ülkende bile iş bulamıyorken Fransa'da nasıl iş bulmayı düşünüyorsun söyler misin bana!?" diye patladı Lemi Bey. "İşsizlik sadece Türkiye'de değil ki, bütün dünya etkilenmiş durumda. İşsizlik yalnızca burada yok ki.  Fransızların kendileri bile ülkelerinde iş bulamazken sen bir yabancı olarak orada nasıl işe girmeyi düşünüyorsun kızım?"

Bu sorunun cevabını Lale kendisi de bilmiyordu açıkçası ama yine de söyleyecek bir şeyler düşünmüştü elbette.  "Babacım ben de zaten beni hemen işe almalarını beklemiyorum ki. Ama önceden konuşmuştuk ya, oradaki bir okulu bitirdikten sonra staj yapabilme imkanın oluyor zaten. Önce stajyer olarak başlarım bir yerde, sonra benden memnun kalırlarsa kadroya da alınırım. Veya önce yarı zamanlı olarak çalışmaya başlarım, bu arada tam zamanlı bir iş aramaya da devam ederim."

"Yarı zamanlı çalışmak derken neyi kast ediyorsun, gidip bir restoranda garsonluk falan mı yapacaksın Lale?? Bu kadar eğitimi Fransızlara servis yapmak için mi aldın sen?" diye bağırdı Lemi Bey.

"Hayır tabii ki de baba." dedi sakince. Aslında hemen iş bulamayacağını biliyordu, babası haklıydı, şu sıralar Fransa'da kendi vatandaşlarına bile iş veremiyorlarken bir Türk olarak orada direk bir işe girebileceğini düşünmek hayalperestlik olurdu. Öyle bir durumda bir süre için bir kafede veya restoranda garson olarak çalışıp idare edebileceğini düşünmüştü. Ama bunu babasına söylese değil Paris'e gitmek, evden çıkıp havaalanına bile gidemezdi, onu da biliyordu.

"Bu işsizlikte bir yabancı olarak orada bulabileceğin tek iş garsonluk ya da kasiyerlik olur Lale bunu sen de biliyorsun! Hatta onu bile bulamayabilirsin, o tür işleri yapmaya gönüllü bir dolu göçmen var orada sen benden daha iyi biliyorsun!"

"Babacım ben 'garsonluk yapmak istiyorum' demedim ki zaten. Dedim ya işte, hemen iş bulamazsam bir yerde stajyer olarak başlarım ben de."

"Vizen ne olacak peki? Artık öğrenci olmadığına göre tekrar öğrenci vizesi de alamazsın! Hemen bir işe giremezsen çalışma vizesi de vermezler. O zaman ne yapacaksın, kaçak olarak mı kalacaksın orada Lale?" derken bu önemli konuda bir pürüz çıkarmayı başarmış olmanın verdiği keyifle gergin yüz hatları biraz olsun gevşemişti. Oraya gitmeyi ne kadar isterse istesin, vizesi olmadıktan sonra kılını bile kıpırdatamazdı Lale nasılsa.

"Tabii ki de hayır baba. Öğrenci vizemin bitmesine daha birkaç ay var zaten. O zamana kadar bir şeyler bulurum herhalde, ondan sonra da çalışma vizesi alırım işte."

Söylediği her şeye Lale'nin verecek bir cevabının olması Lemi Bey'i iyice kızdırmıştı. "Bir şirkette stajyer olarak çalışmaya başlarsan para alamayacağını biliyorsun yalnız değil mi?"

"Biliyorum." dedi başını öne eğerek.

"Nasıl geçinmeyi planlıyorsun peki?"

Lale gözlerini yerden kaldırıp babasına baktı.

"Öğrenciliğinde olduğu gibi sana her ay düzenli para yollayacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun Lale!" dedi babası. "Sen beni çiğneyip ne idüğü belirsiz işler yapmaya oralara gideceksin, ben de bu yaptığını onaylıyormuşum gibi her ay sana para yollayacağım öyle mi?"

"Ama baba..."

"Hiç boşuna yalvarma! Tek kuruş yollamam sana haberin olsun! Ya kendine iyi bir maaşı olan düzgün bir iş bulursun –tabii bu işsizlikte de nasıl olacak bilmiyorum artık- ya da orada aç dolaşırsın! Yurtdışında baba parası yiyecek yaşı çoktan geçtin sen. Madem Paris'e gitmekte bu kadar kararlısın, kendi başının çaresine de bakarsın o zaman."

"Baba niye böyle yapıyorsun? Ben yanlış bir şey yapmıyorum ki! Sonsuza kadar orada kalmak gibi bir düşüncem zaten yok, birkaç sene çalışıp döneceğim. Niye bu kadar karşı çıkıyorsun anlamıyorum." dedi telaşla. Babası para yollamazsa gerçekten de çok büyük sıkıntı çekeceği ortadaydı. Onun da söylediği gibi gider gitmez düzenli maaş veren iyi bir iş bulamayacağı kesindi. Bu durumda bir süre için garsonluk ya da o tür bir şey yapması şart görünüyordu. Başka bir yol göremiyordu.

Limon ÇiçekleriiiWhere stories live. Discover now