Limon Çiçekleri 14. Bölüm

Start from the beginning
                                    

Lale, Lena'nın üstünü değiştirdikten sonra tekneyi çalıştırmış, deredeki küçük iskeleye doğru yol almaya başlamıştı. Lena da Batuş'unu yanına oturtmuş, onunla beraber Semizotu ve Böğürtlen'le oynuyordu. Lale arada bir kaçamak bakışlarla onları izliyordu. Batu hiç sıkılmadan sabırla oynuyordu Lena'yla. Dün akşam öfkeden gözü dönen, bir an bile düşünmeden elini camdan içeri geçiren bir adamın, küçük bir kız çocuğuyla bebek oynaması hem çok hoşuna gitmiş hem de onun hakkında hiçbir şey bilmediğini anımsamasına neden olmuştu. Çabuk sinirlenen ve sinirlendiğinde gözü hiçbir şeyi görmeyen biri olması dışında hiçbir şey bilmiyordu Batu hakkında. Bir de çocuklarla iyi anlaştığı gerçeği vardı tabii.

Lena bebekleriyle oynarken "Batuş sen hep burada bizle kalsana." deyiverdi birden.

"Ben mi?" derken şaşırmıştı.

"Evet sen! Bizim evde kalırsın sana oda veririz. Hadi Batuş lütfeeen! N'olur n'olur n'olur..." diye yalvarmaya başlamıştı. Lale bu konuşmaları duyuyor ama hiç sesini çıkarmıyordu. Ne diyebilirdi ki zaten?

"Ama Lenacım olmaz ki, sizle kalamam ben." dese de aslında içinden 'keşke bir yolu olsa da kalabilsem.' diye geçiriyordu. Laleler'in evinde değil elbette! Lemi Bey kellesini uçururdu herhalde. Ama otelde birkaç gün daha kalabilseydi keşke.

"Niye kalamazmışsın?"

"E benim evim burada değil çünkü."

"Nerede senin evin?"

"Adana'da olacak galiba benim evim." derken hayatındaki onlarca belirsizliği hatırlayınca canı sıkılmıştı Batu'nun. Askere gidip gitmeyeceğine karar vermesi gerekiyordu artık. Sonra da babasıyla Adana'da çalışıp çalışmayacağına... "Sen beni görmeye Adana'ya gelirsin ha olmaz mı? Çok uzak değil zaten buraya."

Bunu duyunca hiç vakit kaybetmeden "Laloş biz hiç Adana'ya gittik mi?" diye seslendi halasına Lena.

"Sen gitmedin galiba canım."

"Peki artık gider miyiz?"

Lale, bakışlarını yüzünde gezdiren Batu'nun gözlerinin içine baktı. "Bilmem." Lale böyle deyince Batu başını öne eğmiş, bakışlarını çekmişti. O kadar mahsun görünüyordu ki Lale dayanamadı. "Yani gideriz herhalde. Uzak bir yer değil zaten."

Batu'nun başı hızla doğrulmuş, için için gülen gözlerini yine Lale'nin yüzüne dikmişti.

Lena "Oleyy!"  diye bağırarak Batu'nun boynuna atlayınca Lale'yle aralarındaki göz teması mecburen kesilmek zorunda kaldı.

**

Lale tekneyi iskeleye yanaştırdığında yağmur iyice hızlanmıştı. Devamlı çakan şimşekler yüzünden Lena iyice korkmuş, Batu'nun boynuna sarılmıştı. Lale de huzursuz olmuştu, Lena'yı iskeleden eve kadar nasıl götüreceklerini düşünüyordu. Batu, küçük kızı havluyla sarıp kucağında götürmeyi teklif edince Lena direk atlamıştı bu teklifin üstüne. Batuş'un kucağında rahatı yerindeydi. 'Tabii nasıl olmasın adamın mermer gibi göğsü var.' diye düşünen Lale kafasından neler geçirdiğini fark ettiğinde kızarmaya başlamıştı. İşin kötüsü, Batu'nun da bunu fark edip "İyi misin, neyin var?" diye sorması olmuştu. Tekneyi iskeleye bağlamak bahanesiyle kendini güverteye attığında bunun daha ne kadar böyle devam edeceğini soruyordu kendine.

Batu'nun kucağındaki Lena'yı plaj havlularına sararak tamamen kamufle ettikten sonra hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başlamışlardı. Birkaç saniye içinde Batu da Lale de sırılsıklam olmuşlardı bile ama neyse ki Lena ıslanmıyordu. Bu koşuşturmaca çok hoşuna gitmişti zaten, sadece gözlerinin ve ağzının göründüğü havlular yığının altından küçük kahkahalar atıyor, koşarak Batu'ya yetişmeye çalışan Lale'ye gülüyordu.

Limon ÇiçekleriiiWhere stories live. Discover now