☾ BÖLÜM 90 ☽

155K 12.1K 13.4K
                                    

90. BÖLÜM
ÖZEL BEBEK

KARAN JAN MİLAN

Marin'in dudaklarından dökülen kelimeler canımı hiç bu kadar yakmamıştı. Sanki ağzından çıkan her harf kalbime bir ok misali saplanıyordu. Duyduğum, kulağıma ilişenler beni şaşırtsa da bedenim tepki verememiş kaskatı kesilmeme neden olmuştu.

Okyanus bizi duyamıyor.

Okyanus bizi duyamıyor.

Zihnimin dehlizlerinde gezinen tek şey buydu. Benim minik bebeğim, dört bin üç yüz yirmi dakikadır dünyada olan güzel kızım özel bir bebek miydi?

Marin'in gözlerinden akan yaşlar yüreğime bin bir sızı bahşediyordu. Ona ağlamamasını sakin olmasını söylemek istiyordum ama bakışlarım sadece Okyanus da takılı kalmıştı. Deniz kucağımda, yeni uyanmış, gözleri henüz çok yeni açılmışken netleştiremediği hareleriyle korkuyla etrafa bakıyordu. O da annesi gibi ağlıyordu.

Kızım ağlamıyordu.

Karım ve oğlum ağlıyordu.

Yutkundum, boğazımdan aşan her bir yumru güçlükle aşağıya indi. ''Marin...'' diye fısıldadığımda adımlar atarak aramızdaki mesafeyi kapattım. Elim Deniz'in başını okşuyor, kollarımın arasında duran narin bedenini sakinleştirmeye çalışıyordum. ''Sakin ol,'' dedim, kelimeleri seçtiğimde. ''Sakin ol güzelim, bağırma tamam mı? Deniz'i korkutuyorsun.''

''Duymuyor.'' dedi Marin, çatallaşan sesiyle. ''Baksana! Görmüyor musun?! Duymuyor bizi işte.''

Gözlerimi sımsıkı yumduğumda, diyecek bir şey bulamıyordum. Okyanus, henüz o kadar küçüktü ki, annesinin kucağında yüzünü ona sürtüyor, ne olduğundan habersiz duruyordu. ''Yapma,'' dedim, acı bir tonda. ''Sakinleşmen gerekiyor.''

''NE SAKİNİ KARAN NE SAKİNİ?'' dedi, avazının çıktığı kadar bağırırken. ''BİZ NASIL FARK ETMEYİZ?''

Nefesim ciğerlerime ulaşmıyordu. Sakin olmalıydım, bir bebeğim iki de bebeğimin bebekleri vardı. Deniz'i kucağımda kaydırırken Okyanus'a yer açtım. Marin'in kucağından onu da fevri bir hareketle aldığımda iki bebeğimle birlikte çocuk odasına doğru adımladım.

''Ağlama babacığım,'' dedim, Deniz'i susturmak adına. ''Ağlama güzel oğlum, bir şey yok. Annen bağırmıyor, bir şey yok.''

Onları tek bir yatağa yatırıp başlarında dururken elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Bezlerini kontrol etmem gerekiyordu, eğer tuvaletlerini yaptılarsa çok durdurmadan değiştirecektik. Bildiğim her şeyi de saniyeler içerisinde unutmuştum. Deniz'in altını kontrol etmeden önce kucağıma alıp pışpışlarken Okyanus yatakta bıraktığım şekilde usulca duruyordu.

Marin odadan içeriye girdiğinde, saçı başı dağılmış bir haldeydi. "Karan biz nasıl fark etmedik?" dedi, perişan bir sesle. Ağlayışından dolayı sesi boğukça geliyordu. Üzgündü, hem de çok. "Nasıl anlamadık bizi duymadığını?"

Bunun gerçek olma ihtimalini bile düşünemiyordum. Eğer bebeğim öyleyse bile ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Çocuklarım sağ salim dünyaya gelmişti fakat ben onların iyi bir babası olacak mıydım onu da bilmiyordum. Yanlış bir şey yapmaktan deli gibi korkuyordum. "Onları yeni yeni tanıyoruz Marin," dedim, hiçbir şey olmamış gibi. Sesimi sakin tutmaya çalışmak nafileydi, tir tir titriyordu. "Yıllardır bizimle değiller üç dört gündür bizimleler."

"Aklım almıyor..." derken ince parmaklarını saçlarının arasından sinirle geçirdi. Haykırarak çığlıklar atmak istiyordu. Deniz'i kucağımda sallayıp sakinleştirirken kalbimin hızlı atışı benim sakin olmama yetmiyordu. "Ya fark etmeseydik?!" dedi, siniri gitgide artarken. "Nasıl anne baba olacağız biz?"

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin