57. BÖLÜM
❝NOT❞bölüm şarkısı;
ömer başçı- ah be kadın
Bana not bırakıp gitmiş miydi?
Ne notuydu bu? İntihar notu mu? Veda notu mu? Her şeyi düzelteceğine dair not muydu? Ne notuydu bu kağıt?
Karan Milan ne saçmalıyordu!
Kaburgalarımın altında kalp atışlarım hızlandığında, bir maraton koşusundaymışım gibi hissetmekten kendimi alamamıştım. Şu an makinelere bağlı olsaydım, acil bir durum sanıp koşa koşa odaya gelebilirlerdi. Kalbim duracak kadar hızlı atıyor son çırpınışlarını yaşıyor gibiydi. Bedenimin titremeye başladığında, tenimi kaplayan soğukluk onun olmayışından kaynaklanıyordu.
"İnanamıyorum sana!" diye fısıldadığımda parmaklarımın arasında tuttuğum kağıt parçası titredi. Kucağımın üzerine düştüğünde elimle yüzümü kapatırken göz pınarlarımı zorlayan yaşlar firar etmeye başlamıştı. "Gerçekten bana bunu yaptın mı?"
"Niye her şeyin iyi olması gerekirken daha da kötüleşiyor ya niye!" diye bağırdığımda dudaklarımdan bir hıçkırık kopmuştu. "Ne günah işledim anlamıyorum ki! Nasıl bir lanet var üzerimde bir türlü kurtulamıyorum!"
"Kiminle konuşuyorsun sen?"
Duyduğum sesle birlikte bakışlarımı kaldırdığımda kızaran gözlerimi kısık odanın içerisinde duran bedene baktım. "Karan?" dediğimde kaşlarım çatılırken buğulaşan gözlerimi elimin tersiyle sildim. Bakışlarımız buluştuğunda kaşları çatılırken yanıma vakit kaybetmeden geldi.
"Niye ağlıyorsun sen?" derken yüzümü avuçlayıp kendine doğru kaldırdı. "İyi misin güzelim bir yerin mi acıyor? Ağrın mı var yoksa?" Göz yaşlarımı sildiğinde, "Dur dur ağlama doktoru çağıracağım hemen." dedi endişe içerisinde.
Kollarımı ona doladığımda yüzümü boynunun girintisine yerleştirdim. "Gitme Karan." diye fısıldadığımda sesim ağlamamdan dolayı pürüzlü çıkmıştı.
"Beni bırakma." dedim, titrekçe. "En çok sana ihtiyacım varken beni bırakma."
"Onu nereden çıkardın Marin?" dedi ses tonundaki endişe henüz tazeydi. Elleri sırtımda gezinirken hastane önlüğünün açıkta bıraktığı kısımda parmakları çıplak tenime değiyordu. "Seni bırakacağımı nasıl düşünürsün bebeğim?"
Geriye çekildiğimde ağlamaktan akan burnumu sesli bir şekilde çektim. "Bu ne?" dediğimde kucağımda olan nota baktım. "Bu lanet not ne o zaman?"
"Ne notu?" diye sordu Karan.
Bakışlarım kucağımda hiçbir şeyin olmayışıyla daha çok çatılırken etrafıma kısa bir tura bindirdim. Kağıt parçasından geriye hiçbir şey yoktu. Yanlarımı tekrar kağıdı bulmak için kontrol ederken sinirle fırlatmış olmalıydım.
"Ne notu Marin?" diye lafını yeniledi.
"Buradaydı..." dedim bakışlarım not kağıdını arıyordu. "Şimdi okudum!" dediğimde yanımda duran çekmeceliğin üzerini işaret ettim. "Buraya bırakmışsın! Özür dilediğini kendini affetmeyeceğini yazmışsın!"
"Yere mi düştü, nerede not?" diye sordu. Bilmiyorum dercesine baktığımda yatağın kenarından aşağıya baktım. Sinirle fırlattıysam buralarda bir yerlerde olmalıydı. Çok uzağa gitmiş olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞLER AĞIDI
General Fiction𝚃𝚊𝚖𝚊𝚖𝚕𝚊𝚗𝚍ı. ❝Bir düş, bin ağıt.❞ Marin Alakan çok küçük yaşlardayken doğduğu topraklardan ayrılmak zorunda kalmıştır. Babası, kaderin sancılı ağlarının önüne geçmek için yıllarca kızının doğup büyüdüğü Mardin'e gelmesini yasaklar ve İstanb...