DÜŞLER AĞIDI

☾ BÖLÜM 56 ☽

56. BÖLÜM
❝İHANET❞

Konakta Milan aşiretine ihanet eden birisi mi vardı?

Kimdi?

Kül etmekle derken ne demek istemişti?

Karan'ın bakışları bana döndüğünde bakışlarımı buluşmuştu. Duyduklarımı algılaması için zihnime süre verdiğimde yeni uyanmanın etkisiyle yanlış anlamak istemiyordum. Tufan'ın dediklerini tekrar tekrar düşünürken dağılan zihnim hemen toparlanacak gibi değildi.

Bize bunu kim yapabilirdi ki? Gülnarin hanım ve yeğenlerinin aklına uyup kim bu kötülüğü gözümün içine baka baka yapabilirdi?

Çalışanlar mıydı yoksa? Yirmiye yakın kişi çalışıyordu... Korumalar? Hangisiydi, hangi biri cesaret etmişti buna?

Ne dilime varıyordu ne zihnime yoksa Milan soy isimli birisi miydi? Hayır... böyle bir şey imkansızdı. Hızlıca düşüncelerimden kovduğumda Milan soy isimli birinin böyle bir şey yapmayacağına emindim. Gülnarin hanım hiçbir zaman Milan soy ismini taşımamıştı. Onu bunun dışında tutuyordum.

"Bir dakika..." dedi Karan, aynı benim gibi bakışlarında buğu belirdiğinde karşısında duran Tufan'a doğru yavaşça döndü. "Yanlış anlamadım değil mi?" dediğinde soğuktan dolayı düşünceleri buz tutmuş olmalıydı. İkimizin de yeni bir olayı kaldırmaya ne gücü kalmıştı ne takati. "Konakta onlarla olan biri daha varmış derken?"

"Evet," dedi Tufan kısık çıkan sesiyle. "Kamera kayıtlarında gözden kaçırmışız çünkü kimsenin şüphelenmeyeceği biri her şey normal gözüküyor, kameraya yansıyan kısa konuşması sayesinde anladık."

"Nasıl olur lan böyle bir şey?" derken Karan dişlerinin arasında adeta tıslamıştı. Eli yumruk olurken yanındaki kapının pervazına yumruğunu dayadı. Yumruğunu geçirmemişti ama geçirmek için zor tutuyordu kendini.

"Olmuş, o kadar olandan sonra insan şaşırmıyor da. Örgütlenmişler baya." dedi Tufan. Tufan, Karan'ın sahte nikahımızda nikah şahidi olmuştu. Şimdi ise olayları çözmeye çalışan komiserdi. Gerçekten nereden nereyeydi.

"Nerede şu an siz mi tutukladınız?" dedi Karan.

"Hayır tutuklu değil," dedi Tufan. "İtiraf edecek gibi durmuyor. Şans ondan yana, mahkeme onu haklı görür dava düşebilir. Ben yapmadım derse, sadece kısa bir süreliğine tutuklayabiliriz. Kamera kayıtlarında çok küçük bir noktada var, biraz önseziyle işi çözdük çünkü mantıklı gelmeyen şeyler vardı."

"Buraya gelmemin sebebi de bu, yoksa çoktan tutuklar cezaevine göndertirdim biliyorsun kardeşim."

"Tamam," dedi Karan, eş zamanlı olarak kafasını ağır hareketle salladı. "Birazdan yanınıza geleceğim, konuşuruz."

Tufan'ın açık olan kapıdan koridorun diğer tarafına doğru uzaklaştığını görürken Karan'da içeriye girmek üzereyken Zahir kapı da belirmişti.

"Abi, ondan öncesinde Havin istediklerini getirdi. Aşağıda bekliyor alayım mı yukarıya? Adamlar kontrol ters bir şey yok." dedi Zahir. Havin neden gelmişti bilmiyorum ama onu bile kontrol etmeden ve Karan'ın izni olmadan içeriye almıyorlarsa sıkıntı büyüktü demek ki.

Ben uyurken neler olmuştu bilmiyorum. Hiç iyi şeylerin olmadığı belliydi. Kalbimin deli gibi teklemesiyle makinelerin hızı atarken kendimi sakinleştirmeye çalıştım.

"Çağır gelsin," dedi Karan, sert bir tavırla. "Sabahtan beri onu bekliyorum anca mı gelmiş?"

"Anca abi,'' dedi Zahie daha ılımlı bir sesle konuştuğunda abisine kızar gibi baktı. ''Biliyorsun ortalık savaş alanına döndü. Kızın ne suçu var?"