☾ BÖLÜM 35 ☽

226K 13.1K 9.2K
                                    

35. BÖLÜM
KAVGA

"Hadi ama Karan ağa!" diye bağırdım omuzumun gerisinden kısa bir kondurarak alaylı bir sesle konuştum. "Yarışta bu kadar kötü olduğunu bilmiyordum."

Önüme dönüp kayışlardan daha sıkı tuttuğumda kendime doğru çekip atın hızını azalttım. Kırsal alanda koştururken ayaklarımı koyduğum yere iyice bastım. Ağaçların az olduğu çiftlikten uzak bir bölgedeydik. Güzel atımla o kadar güzel bağ kurmuştum ki sabahları uyandığımda koşa koşa ağıla gidip onu besliyor, tarıyor, gezdiriyordum.

"Asil seninkini ezip geçerde üzülmeyin diye ağırdan alıyoruz." dedi Karan atıyla birlikte yan tarafımda belirdiğinde hiç hoşnut durmuyordu.

"Şşt oğlum sakin!" dedi Karan kızgın bir tavırla kayışları sertçe çektiğinde İnci'nin yönünü hızlıca değiştirdim.

Asil ve İnci asla anlaşamayan iki attı. Aynı ağılın içinde huysuzlandıkları için mecburen ayırmak zorunda kalmıştık. Yan yana gelmiyorlardı. İlk başta birbirlerini görmeyecek şekilde koyduğumuzda kokularını algılamasıyla huysuzlanmaları devam etti. Seyisin olaya el atmasıyla birbirlerinden tamamen ayrı duruyorlardı.

"Ne yapacağız biz bunlarla?" dedim bacağımı kaldırıp kendimi attan indirdiğimde ağaca dizginleri bağladım. "Seninki yemin etti ne yaptı bu kadar kızımı kızdırdı asla tahammülleri yok birbirine."

Karan da uzak mesafedeki ağaca atını bağladığında bana doğru adımlar atarken ortada buluştuk.

"Yani Asil bana ilk geldiğimde de tavır yapmıştı. Atının huyunu bilmesem kızım yabancılıyor diyeceğimde sorunun kimde olduğu belli."

Omuzumdaki çantanı yere bıraktığımda içerisinden örtüyü çıkardım. Kırmızı kareli örtüyü yere serdiğimde vakit kaybetmeden üzerine otururken Karan da yanıma geçmişti.

"Bak sen." dedi dirseklerini zemine yasladığında bacaklarını uzattı. "Bu evde herkesin atı var, Asil tek başına yaşayan at değil. Diğerleriyle hiçbir sorunu yok. Seninki oğlumu baştan çıkarmaya çalışıyorsa bilemeyeceğim."

"Sen benim kızıma ne demek istiyorsun!"

Beni tutup kendine çektiğinde sırtımın zemine değmesini sağladı. Başımın altına kolunu yerleştirdiğinde omzuna yasladı. "Hiçbir şey," dedi Karan. "Sadece sahibi gibi dayanılmaz bir kokusu varsa oğluma acıyorum."

Düğünden beri dört gün geçmiş ve dört gündür çiftlikte güzel günler geçiriyorduk. Dün atlarla gezmeye çıktığımızda bu güzel yeri keşfetmiş sabah tekrar gelmek için ısrar etmiştim.

''Karan...'' dedim günlerdir içimi kemiren düşünceleri sonunda dışarı çıkarmak için adım attım. Bakışları beni bulduğunda dikkatini bana verdi. ''Şu düşmanlar... Sönmez aşireti meselesi ne oldu? Çiftliğe kadar gelip hediye bırakmışlar içim hiç rahat değil.''

''Korumaları arttırdım güzelim, böyle bir şey asla tekrarlanmayacak.''

''Ne istiyor bu adamlar, niye düşmanlar?'' diye sordum sıkıntı içerisinde.

''Yıllardır olan şeyler. Merak etmeni gerektirecek hiçbir durum yok, kocan her şeyi hallediyor. Onlar hakkında artık konuşmak istemiyorum.'' dedi Karan, güven verircesine. Onun yanında kendimi güvende hissediyordum. Saçlarımın üzerinde dudaklarını hissettim.

Kendi kendime kuruntu yapıyordum büyük ihtimalle. Başka şeyler düşünmeye başladığımda diğer merak ettiğim şeylere ağırlık verdim.

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin