☾ BÖLÜM 13 ☽

181K 12.4K 5.1K
                                    

13. BÖLÜM
YÜREK SIZISI

Dilinden bir yakarış dökülmüş gibiydi. Yıllardır bulamadığı bir şeyi bulmuş gibi bana bakıyordu. Düşü gerçeğe dönmüş bir şekilde karşındaydı. Hem de hiç istemediği kadar. Karan beni gördüğüne inanamıyordu. Gözlerini birkaç kere kırpma ihtiyacı hissetti.

Düşler ağıda döner de, ağıtlar düşe dönmez miydi hiç?

Ben ona düş, o bana ağıt olmuştu.

Burası düşler ağıdıydı.

Onun şaşkınlığını atmasına izin vermeden, "Beni her gördüğünde böyle mi hitap edeceksin yürek sızısı?" diye sordum.

Karan ne gördüğüne emin olamazken gözlerini kapatmaya devam etti. Nefes alış verişleri sıklaşmıştı. Bakışlarım koyulaşan ela gözlerinde dururken nefesim ciğerimde intihar ediyormuş gibi oldu. Çenesi kasılmış, kaşları çatılırken gözleri gördüğüne şahitlik edemiyordu.

"Bu nasıl olabilir?" derken dudaklarından dökülen kelimeleri zorlukla çıkartıyordu.

Zahir her şeyden habersiz bir şekilde, "Ne olmuş abi?" dedi.

Elaya vurgun bakışları, gözlerimden bir saniye bile olsun ayırmıyordu. Aralı duran dudaklarından, "Zahir..." dedi. "Yengen nerede?"

"Dalga mı geçiyorsun abi? Marin yengem işte," dedi Zahir olaylara anlam veremezken. "Adam nikahlı karısını bilmiyor nasıl bir iş anlamadım gitti..."

"Bu gerçek olamaz," dedi Karan küfür edercesine.

''Karşındaki yengem abi," dedi Zahir tekrar tekrar kelimelerin üstüne basarken. "Evlendiği kadın en başından beri oydu!" Karşılaşmamız onu da şaşırtmış olsa gerek ki sesindeki şaşkınlıktan öfkeye dönen tavrı açıkça kendini belli ediyordu. "Evlendiğin kadını ilk kez şimdi görüyorsun. Sen de haklısın tabii.''

"Hayır..." dedi Karan. Geri geri giderken kabul etmemekte kararlıydı. Aramızda mesafeler oluşturması rahatlamama neden oldu. "Gerçek değil. Gerçek değil. Ben günlerdir ilaçlarımı almıyorum, gerçek değil." İlaç mı? Karan, ilaç mı kullanıyordu?

Karşısına geçtiğimde aramızdaki mesafeyi korumaya özen gösterdim. "Karan," diye mırıldandım. "Hiç olmadığı kadar gerçeğim. Yeminin buraya kadarmış..."

Kafasını iki yana salladı. Gözlerinin beyazlığı kırmızılaşmıştı. "Gerçek olamazsın sen." Sürekli olarak aksini iddia ediyordu. "Sen benim karım olamazsın. Seninle evlenmedim ben, Alakanların kızıyla evlendim! O da sen değilsin!"

"Evlendiğin kişi benim..." derken sesimi ılımlı tutmaya çalıştım. "O nefret ettiğini söylediğin, boşanmak istediğin, en önemlisi hiç evlenmeye yanamadığın Alakanların kızıyım."

Yoğun bir hayal kırıklığı yaşarken, "Sen evliydin..." dedi. "Evliydin hani? Adın Mahinev'di senin!"

"Hakkımda ne dedilerse koca bir yalandı," dedim. "Beni korumak için söylenen bir yalandı. Kimliğimi gizlemem gerekiyordu," derken kelimelerimde yalanın izi yoktu. "Ben Mervan ve Deniz'in yıllar önce öldü denilen kızıyım."

"Oğuz?" diye sordu. "Oğuz peki? Seni eşim diye tanıttı bana!"

"Oğuz sadece arkadaşımın abisiydi. Mahir abimin de çok sevdiği bir dostuydu," diyerek açıkladım. "Yalan söylemek zorunda kaldı. Çünkü sen düşman aşiretin oğluydun."

Karan kuru toprağa sert bir tekme attı. "Bir düşün içindeyim başka açıklaması olamaz!"

"Düşünün gerçeğin dönüşmesine izin bile vermedin."

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin