☾ BÖLÜM 47 ☽

200K 11.4K 9.4K
                                    

47. BÖLÜM
BUKET

"Aytekin Sönmez!"

Bana unutun yoksa kan döküleceğini söylemişti. Karan unutmadığında göre sıra kan dökme vakti olmalıydı. Kanlı not bulunan çiçek göndermiş, kocamdan geldi sanıp kabul etmiştim. Yine ölüme bilmeden kucak açmıştım.

"Hayır, o pezevenk olamaz." dedi Karan burnundan dolar bir halde dururken kemikli parmaklarını saçlarından geçirdi ve sinirle karıştırdı.

"Kartta kan var, Aytekin bana kan dökülür demişti nasıl o olamaz?" diye haykırdığımda vücudum titremeye başlamıştı. Üstelik o olayların üzerinden çok geçmemişti yaralarımız henüz tazeydi. Ölümün kuru soğukluğunu ensemde hissediyordum. Tam her şeyden kurtulmuş ve uzaklaşmış derken tekrar kendimi ölümün kollarında bulmuştum.

"Bizi artık hiçbir şekilde bulamaz Marin imkansız!" dedi Karan sertçe. "Kartta ismi mi yazıyor nasıl vardın bu kanıya?"

Kafamı olumsuz anlamda iki yanıma salladım. "Kanı görünce korkudan geri bıraktım bakamadım."

Karan ayakucuma düşen kan bulanmış notu yerden aldı. İki tarafını da fevri hareketlerle kontrol ettiğinde avuçlarının arasında sıkıştırdı ve yumruk yaptı.

"Hiçbir şey yazmıyor." diye tısladı.

"Karan... ya oysa?" dedim vücudum gibi sesimde titremeye başlamıştı. Kalbim tekliyor, göğüs kafesimi zorluyordu. Bulunduğumuz ülkenin sıcaklığına rağmen tenimi kuru bir soğukluk kaplamıştı ve titrememe neden olmuştu. "Bana kan dökülür demişti, ondan başka kim böyle bir şey yapabilir?"

Karan yanıma gelip aramızdaki mesafeyi sıfırladı. Elindeki notu avuçlarının arasından fırlattı ve eline bulaşan kanı bacağındaki siyah pantolonuna sürttü. Yüzümü avuçlayıp beni tuttuğunda gözlerimin içine baktı. "Güzelim... o pezevenk artık oyun oynayamayacak halde bu onun işi değil." dediğinde beni arkamdaki yatağa yavaşça oturttu ve dizlerimin önüne çöktü. "Titreme... titreme güzelim."

"Korkuyorum... daha yeni kurtulduk daha yeni ölümden döndük Karan! Kurtulamadık mı yoksa?" diye mırıldandığımda yüzümü ona yaslayıp bana sarılmasını sağladım. Ellerimi beline dolayıp iyice ona sinerken gözyaşlarım akmak üzereydi.

"Şşş o değil diyorsam o değil." dedi korkutucu bir sakinlikle kulağıma doğru fısıldadı. Güçlü kollarının arasında güveni hissederken tekleyen kalbimin hızını yavaşlatacak sıcaklığına asıldım. "Korkma sakın ben yanında olduğum sürece hiçbir şeyden korkma. Buna izin vermem Marin."

"Onun olmadığına nasıl emin olabiliyorsun?"

"Aytekin Sönmez cezaevinde öldü." diye konuştu Karan. "Tutuklu yargılanıyordu ve öldürüldü."

"NE!" dedim bağırarak. Hızlıca ondan ayrıldığımda bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Nasıl? Nasıl oldu bu?"

"Depoda kameralar vardı. Orası öylesine bir yer değildi. Yeterli kanıt yoktu onu hiçbir şekilde tutuklamıyorlardı. Cenk denen puşt her şeyi orada itiraf etti. Yeterli kayıtlar alınmış her şey saniyesinde kayıt oluyordu zaten." diye aynı sakinlikle konuştuğunda harelerimin genişlediğini hissettim.

Karan elini yanağıma yerleştirdiğinde yavaşça okşadı. "Sen haklıydın Marin, sen ben susmazsam kimse susmaz herkese cesaret olur demiştin. Öyle de oldu. Önce Cenk'e şikayetler geldi sonra onun başına o pezevenge. Üzerine bombalı saldırı olunca kaçacak yeri kalmadı. Ben yoğun bakıma alındığım için her şeyin şifresi bendeydi o yüzden kamera kayıtlarına ve diğer delillere ulaşamadılar. Onun oyalamam lazımdı ve istediğim zamanı elde ettim."

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin