☾ BÖLÜM 19 ☽

288K 20.6K 16.5K
                                    

19. BÖLÜM
KORKU

şuraya tıklayıp duyuruları kaçırmamak için beni takip etmeyi unutmayınız!!
⬇️⬇️

zanegzo

Gün ışığının içeriye sızmasıyla telefonumun çalan zil sesi gözlerimi aralamam için ısrarcı oldu. Artık bu kadar erken saatte kalkıyor olmam bir işkence olmaktan çıkıyordu. Telefonu alışık olduğum gibi yastığın altında ararken dokunduğum soğuk yerlerde telefona dair bir iz bulamamıştım. Şarkı sesi kesildiğinde kirpiklerimi araladım ve yeni bir günde yine aynı yatakta gözlerimi açtım.

"Yine mi beni taşıdın yatağa! Dün gece ne konuşmuştuk biz?" diye felaket tellallı gibi çıkan sesimle bağırdım.

Diğer tarafa doğru dönüp Karan'ın dediği gibi büyük olan yatakta açık kahverengi gözlerimi gezdirdim ve yatakta ona dair bir iz bulamamıştım. Saçlarım yüzüme yapışmış haldeyken geniş olan odanın içerisini görmek için kafamı kaldırdım ve kocamı aradım.

Elinde duran seramik kupayla ne içtiğini bilmezken üstünde dumanı tütüyordu. "Ne içiyorsun sen?" dedim kızgınlıkla. Kahve içmesi yasaktı.

Bardağı kaldırarak, "Çay," dedi.

"Kocaman bardakla?"

"Ancak kesiyor," dedi.

"Sabahın köründeyiz!"

"Gözümü açar açmaz içmem lazım."

Kendimi tekrar yatağa bıraktım. "Az önceki soruma cevap ver," diyerek asıl konuya döndüm. "Ben dün seninle dört boyunca kavga etmedim mi? Niye bu yataktayım?"

"Dün gece pat diye koltuktan yere düştün Marin, sesine uyandım," dedi pürüzlü bir sesle. Her sabah yakışıklı olarak yemin etmiş gibi bana güzel bir manzara sunduğundan bihaber pencerenin kenarında duruyordu. "Buna rağmen nasıl orada yatmana izin veririm? Kaldırmasam orada yatacaksın!"

"Bu emrivakiden nefret ediyorum haberin olsun." Araladığım gözlerimi geri kapatırken bu adamın benim kocam olduğuna inanamıyordum bazen. Üstü çıplak duruyor olmasına bir türlü alışamamıştım.

"Yanımda yatsaydın o zaman, seni yemezdim. Yatağın büyük olduğunun farkında değil misin?" Sesi tam aksini iddia ederken beni yemek için bekleyen bir canavar gibi konuşmuştu.

Odanın içerisinde hissedilen soğukluk bedenimi ısırırken yorganı üzerime çektim ve bozulan uykumunu devam ettirebilmek için uymaya çalıştım ama olmuyordu. "Seninle aynı yastığa baş koymak istemiyorum, anca rüyanda görürsün." Uyumaya çabalarken ona laf yetiştirmekten geri kalmıyordum.

"Rüyamda görüyorum zaten ve çok güzel. Bence bir an önce hayata geçirmeliyiz." Güldüğünü hissettiğimde sert çehreye sahip Karan'ın gülüşüne hiç rastlamamıştım. Ona bakmayı istesem bile bundan vazgeçtim. Uyku daha tatlı gelmişti. Telefonumdan yükselen alarm sesi uyku haline geçmeden beni tekrar rahatsız etmişti.

"Kapat şu alarmı!" diye bağırdığımda başımın altındaki yastığı kaldırıp ona doğru fırlattım. "En sevdiğim şarkıydı ama artık nefret ediyorum beni her sabah uyandırdığı için."

"Senin alarmın her sabah böyle çalacak mı?" Telefonumun alarmını kapatırken en az benim kadar o da şikayetçiydi bu korkunç sesin uykunun en güzel yerinde bizi alaşağı etmesinden.

"Gelip beni kaldıracak hizmetçim yok, aynı odada kaldığımız sürece duymak zorundasın!" Bağırmama rağmen yüzümü diğer yastığa gömdüğüm için sesim boğuk çıkmıştı.

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin