☾ BÖLÜM 22 ☽

319K 20.9K 23.6K
                                    

22. BÖLÜM
YANLIŞ

Ne Gülnarin Hanım'ın bağrışmaları vardı, ne de beni koltukta uyuduğum için yatağa taşıyan Karan vardı.

Sabah olmak üzereydi. Koltukta öylece oturuyordum. Dizlerimi kendime çekmiştim, evimizin tam karşısında olan konağa bakıyordum. Aramızda yalnızca geniş bir yol geçiyordu. İkimizi bir yol ayırmıştı.

Bizi ayıran sadece bu da değildi. Karan, beni dinlemediği için en başından yaptığı hatayı tekrarlamıştı. Her şeyi yanlış anladığı yetmiyormuş gibi bir de bana konuşma şansı da bırakmamıştı. Kör âşık, aptal âşık, ama ne âşık...

Bu süre zarfında odamdan hiç çıkmamıştım. Abim ve Berivan ne kadar konuşmak isteseler de onlarla konuşmayı reddetmiştim. Bütün bunları isteyen ben değil miydim zaten?

Odamın kapısı tıklatıldığında hiçbir ses çıkarmadım. Öylece durdum. Gelen vurup gidiyordu. Babam şehir dışında çıkmış ve bir şeyler duymasıyla beni apar topar konaktan alıp Alakan konağına getirmişti. O zamandan beri onunla konuşmuyordum. İkimizin de bazı konular hakkında yüzleşmeye niyeti yoktu.

Kapı aralandığında, "Yine uyumadın mı?" diye seslendiğini işittim. Babam... Kanayan yaram...

Cevap vermedim.

"Sevmediğin bir adam için kendini harap etmeye değer mi?" Dilini damağına vurdu. "Uykularını haram edecek, ağlayacak, sızlayacak ne var Marin? Seni istemeyen insanları nasıl istiyorsun?!"

"Ben sadece bir yanlış anlaşmayı düzeltmek istiyorum!" dedim öfkeyle. "Sonrasında kim ne halt yemek istiyorsa yiyebilir! Beni istemeyeni isteyecek değilim! Beni yanlış anladı diyorum ya, hiç mi sözümün senin için bir önemi yok?!"

"Bunu unut!" dedi büyük bir inatla. İnat konusunda babama çekmiştim. Tıpkı onun gibiydim. "Seni yanlış anladılarsa orada zaten hiçbir işin yok!"

Elfida'yla konuşmalarımı düşündüm. Karan'ın yerinde olsam ben de her şeyi yanlış anlardım. Üstelik ona sürekli olarak, "Bu son kahvaltımız, bu son seninle uyumam, bu son yanında durduğum," deyip durmuştum. Ona hep gideceğimin sinyallerini vermiştim.

Babamın olayın üstüne gelmesiyle, öncesinde Elfida'ya, "Gel kurtar beni," deyişimi da çok yanlış anlamıştı...

"Olaylar sandığı gibi değildi." Burnumu seslice çektim. "Seni kahvaltıya çağırdım, akşam yemeğine çağırdım hiçbir zaman beni evladın görüp gelmedin. Sen gelmezsen ben senin konağına gelirim dedim, sanki bunu biliyormuş gibi konaktan gittin! Senin neyden haberin vardı ki? Neyden haberin vardı da şimdi bana engel oluyorsun Mervan Ağa?"

"Marin benim iki ülke arasında çalıştığımı bilmiyormuş gibi konuşma," dedi. "Ben bu konağa haftada yalnızca iki kere ancak geliyorum! Yine de senden habersiz değildim! Her zaman sordum soruşturdum!"

"Bana sormadın," dedim üzüntüyle. "Bir kere olsun aramadın, sormadın, mesajlarıma bile cevap vermedin... Bana uzaktan babalık yaptın. Sen beni hayatından öyle bir çıkarttın ki keşke ölseydim-"

"Sakın!" diye gürledi. "Sakın bir daha böyle bir şey deme Marin!"

Bakışlarımı pencereden ayırmadan, "Senin gözünde ölü gibi değil miydim hep? Şimdi söyleyince mi kötü oldum? Annemle birlikte beni de öldürdün." Canım çok acıyordu. "Sevmedin, kabul etmedin, kendinden uzaklaştırdın..."

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin