☾ BÖLÜM 45 ☽

210K 12.1K 18.5K
                                    

45. BÖLÜM
HASTANE

"Yürek sızısı?"

Titrek çıkan sesimle birlikte korumaların kapıda dizildiği hastane odasından içeriye girmiştim. Elimdeki çantaları yere bırakıp hızlı adamlarla yatağına ulaştığımda bakışlarını bana kaldırmıştı. Elaya vurgun gözleri beni bulduğunda güçlü kollarını açmış beni kendine çekmişti.

"Güzelim." dedi Karan sıcak dudaklarını şakağıma bastırdı. "Geldin sonunda."

Üç saat süren yolculuğumdan sonra Karan'ın yeni nakil olduğu hastaneye gelebilmiştim. Mert şehir dışında yüksek güvenlikli bir hastane bulmuş, helikopter ile nakli gerçekleştirilmişti. İkimiz ayrı bir şekilde yolculuk yapıp Karan'ın hafızasını kaybetme planını riske atmamıştık. Hastanede sadece ikimiz olacak ona refakat eden ben olacak; Milan konağından kimse olmayacaktı. Konaktakiler durumu garipsese de Karan'ı yaraladığımda nasıl onunla aynı odaya koymuşlarsa aynı şekilde olması gerektiğini söylemiş ikna etmiştim.

"Geldim... sana geldim." Yanağımı göğsüne sürttüğümde kokusunu içime çektim. "Buradasın... benimlesin şükürler olsun Karan!" dedim hasretle içeren bir sesle. "Çok özledim seni. Gözünü açmana sevinemedim bile."

"Geçti güzelim her şey geçti." dedi Karan boğuk sesiyle saçlarımı okşadığında dudaklarını başımın üstüne bastırıp öylece durdu.

"Beni bırakacaksın sandım her şeyin çok geç olduğunu sandım." dedim beline sardığım kollarımı tenini tenimle bir yapmak istercesine daha sıkı sarıldım. "İlk geldiğim an çıkartmalıydım sizi oradan hata yaptım." Göz yaşlarım damla damla akmaya başladığında onun üzerindeki tişörtünü ıslatmaya başlamıştı.

"Bunu bir daha sakın yapma Karan! Eğer beni kucaklayıp ileriye itmeyip beraber koşsaydık bu kadar ağır hasar almazdın. Beni kurtarmak için kendin arkada kaldın. Ya ölseydin? Nasıl yaşayacaktım? Öleceksek beraber öleceğiz yalnız değil!"

"Ne olursa olsun önceliğim her zaman sen olacaksın Marin." dediğinde beni kendinden ayırdı ve iri elleri yüzümü avuçladığında elaya vurgun gözleri bal rengi gözlerime ihtilal yapmaya başladı. "Senin için ölürüm de öldürürüm de asla düşünmem bile."

"Hayır," diye fısıldadım. "Ben benim için ölmeni istemiyorum Karan benim için yaşamanı istiyorum ne olursa yaşat kendini yoksa seni beni tek bıraktığın için asla affetmem."

Yanağımı ısıtan parmakları gözyaşlarımı sildiğinde, "Şşşş geçti bak ikimize de bir şey olmadı ağlamanı istemiyorum daha fazla." dedi.

''Ya olsaydı?'' dediğimde burnumu çekmiş ıslak gözlerimle alt dudağımı dışa doğru çıkartmıştım.

''Olmadı.''

''Ya-''

''Marin!''

Kollarımı ona tekrar doladığımda yüzümü boynuna gömdüm. "Soğuk tenine dokunmak çok zordu..." dedim fısıltıyla. "Beni görmeyen kapalı gözlerine bakmak." Boyun girintisine daha çok yerleştim. "Bir kelime çıkmayan dudağını öpmek... beni duymayan kulaklarına bir şeyler anlatmak benim için çok zordu."

Geriye çekildiğimde gözlerinin içine baktım. "Bana üç hafta borçlusun Karan Milan, senden alacağım üç hafta var. Sensizlik çok zordu." Ona bu denli nasıl bağlandım bilmiyordum. Hayatımda ilk defa bir erkeği bu kadar yakınıma almak zorunda kalmış sonsuzluğa doğru bağlanmıştım. Kör düğümdü; asla çözülmeyecekti.

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin