☾ BÖLÜM 25 ☽

252K 15.4K 19K
                                    

25. BÖLÜM
SÜRPRİZ

Kalp atışlarımızın ardından duyulan tek şey telefon sesiydi.

Hem de bir süredir. Bir süredir telefon susmak bilmeden çalıyordu ve ikimizin de bakmaya niyeti yoktu. "Karan..." diye mırıldandım. Sanki kurşun yarası olan Karan değil de bendim. Ona sarılı bir halde, uyumaya devam ederken kalkmamak için ısrarcıydım.

"Hı?" diye seslendi Karan. Ne kadar süre uyuduğumuzu bilmiyordum lâkin uyudukça uyuyasım geliyordu.

"Telefon," dedim cansız çıkan sesimle. "Bakmayacak mısın?"

"Siktir et," dedi Karan boğuk bir tonda. "Sen yanımdasın, gerisi önemli değil."

Ona ayak uydurarak kesilen telefon sesiyle uyumaya devam ettim. Onunla ters düşerek değil süreci iyileştirerek kendini affettirsin istiyordum. Baş başa olmamız bize iyi gelecekti. Buna emindim.

Telefon tekrar çaldı.

Buna benim de telefonum eşlik etti.

"Kaçışımız yok sanırım," diye mırıldandım. "En fazla uzaklaşabiliyoruz."

Karan hiç beklemediğim bir şey yapıp yorganı üstümüze tamamen çekti ve uykusuna ara vermeden kulaklarımı kapattı. Ciddi anlamda kapatmıştı ve kapattıktan sonra bir şeyler mırıldandığını işitsem de boğukça konuştuğu için anlamamıştım.

"Karan..." dedim onun ellerini kulaklarımdan çekerek. "Uyanmamız lazım."

Pozisyonu hiç bozmadı. Hatta bacağımı tuttu ve kendisine doğru çekti. Temas bağımlısıydı bu adam!

"Karan Ağa!"

Yüzünü aniden buruşturdu ve benden uzaklaştı. Benden uzaklaşmasıyla yatakta doğruldum. Ölü gibiydim. Nasıl bu kadar çok uyumuştum? Yataktan hemen çıktığım gibi çalan telefonların yanına ilerledim. Önce Karan'ın telefonunu sonra kendi telefonumu bulduğumda arayanlara baktım. Babalarımız arıyordu. Ondan fazla çağrı vardı. İki telefonu da yanıtladım ve kulaklarıma yerleştirip dinlemeye başladım. "Çabuk neredeyseniz Milan konağına gelin!"

Bir şey dememe izin vermeden telefonu geri kapattıklarında odaya geçtim. Karan sanırım omzu ağrıdığı için pozisyon değiştirmişti. Onun yanına giderek başında durdum. "Çok mu ağrıyor?" Dizlerimin üstüne çöktüm. "Biraz ovalamamı ister misin? Kolunu tutuyorsun."

"Uyuştu sadece," diye mırıldandı. Uyuyunca çok masum birine dönüşüyordu. "Geçer şimdi." Gözlerini aralamadan konuşmaya devam etti. "Yanıma yat."

"Bizimkiler bizi konağa çağırıyor," dedim ona karşılık olarak. Elimi yanağına yerleştirdim ve yavaşça okşamaya başladım. "Kalkıp gitmemiz lazım."

"Ben onların yüzlerine bir daha bakmayız sanıyordum."

"Böyle hayat mı geçer? Ne yapacağız sonsuza kadar küs mü kalacağız?" diye sordum. "Her şeyi bizim için yapmışlar."

"Senin babanı bilmem ama benim babam benim için hiçbir şey yapmaz," diyerek yüzünü buruşturdu.

"Annen?" dedim. "Annenin bu olaylardan dolayı ne kadar perişan olduğunu düşünsene. Kadının tek istediği senin mutluluğun... Onu üzecek misin?"

Gözlerini araladığında kaşlarını çatarak baktı. "Marin sen benim zaaflarımı ne ara öğrendin?" Sert bir soluk aldı. "Hemen nasıl annemi işin içine katıyorsun?"

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin