☾ BÖLÜM 52 ☽

176K 12.6K 20.7K
                                    

hikayeye başlayalı tam 1,5 ay oldu! tam bir 1,5 ayda 1 MİLYON okunmaya eriştik!
iki ay bile olmadan bu sayıya ulaşmak muazzam bir olay, bana bu yolda eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim iyi varsınız ve sizi çoooook seviyorum ♡

52. BÖLÜM
KOR

"Delal hanım, ağam..." diye soluk soluğa fısıldadı. "Uyanmıyor, nabzı atmıyor ağam, Delal hanım ölmüş!"

Avlunun orta yerine bir yangın düştüğünde, ruhu kanat olup uçanlarla kimsesizce, sessizce göçler meydana gelmişti. Acı soluduk, acı gördük, acı yaşadık.

Kulağıma çarpan kelimeler yankı yaparken duyduklarım beni şaşkınlığa uğraşmıştı. Sadece beni değil, avlunun içerisinde bulunan yirmiden fazla insanın yüzündeki tek ifade şaşkınlıktı. Havin apar topar indiği merdivenlerden yüreğimizi dağlayan dudaklarından döktüğünden beri bozguna uğramış gibiydik. Tek kelime dökülmeyen dudaklarımız şaşkınlıkla aralanmış birbirimize aynı ifadeyle bakıyorduk.

"Delal hanım..." dedim cılız bir sesle, rüya gibi geçen üç haftanın acısı sanki bir bir çıkıyordu. Mutluluk haram gibi kocamla baş başa geçirdiğim güzel günlerden sonra çok geçmeden geçirdiğimiz her gün boğazımızdan aşağıya inmeden bir bir sıralanmıştı. Daha sindirememiştik bile.

"İki gündür hastaydı... bu nasıl olabilir?"

"Delal anne hasta mıydı?" diye sordu Karan.

"Hastaydı..." dedim kuru çıkan bir sesle. Boğazıma oturan yumru konuşmamı engelliyordu. "Ölmemiştir... ölmemiştir değil mi?"

"Sakin ol Marin," dedi Karan.

"Ölemez!" derken kafamı hızlıca iki yanıma salladım. Bacaklarım beni taşımakta zorluk yaşarken olduğum yere yığılırken dizlerim beton zemine sertçe çarptı. "Hayır hayır ölemez!"

Karan yanıma gelip yere benimle birlikte çöktü. Beni kollarının arasına aldığında kendine yasladı. "Şşş sakin ol sakin ol bebeğim bakacağız tamam mı?" dedi büyük bir soğukkanlılıkla konuştuğunda soğukluğu karşısında titrediğimi hissettim. "Bayılmış olabilir başka bir şey olmuş olabilir görmedik henüz, emin değiliz bakacağız."

"Ölmesin... ölmesin." diye fısıldadığımda gözlerim acışmaya başlamıştı. "Karan lütfen Delal hanım ölmemiş olsun."

"Biriniz çıkın bakın hemen!" dedi Karan.

"Baba!" dedi Zühre ince sesiyle bağırdığında sesi oldukça telaşlı çıkıyordu. "Baba!"

Karan'ın kollarının arasında yüzüm onun göğsüne yaslı olduğu için ne olup bittiğini göremezken Karan'ın hareketlenmiştim. Sıcak parmakları saçlarımın üzerinde geziyor, beni rahatlatmaya çalışıyordu. Beni rahatlatacak hiçbir şey yoktu. Öyle bir duruma gelmiştim ki, her şey yetersiz kalıyordu.

''Bunu senden istemeye hakkım yok ama güçlü ol, Marin.'' diye fısıldadı kulağıma. Sesi öyle kısık çıkmıştı ki, zorlukla konuşuyordu. ''Sen düşersen ben de düşerim.''

Kafamı salladığımda yavaşça yutkundum. Kollarını benden ayırdığında uzanıp alnımdan öptü. Ayağa kalkıp beni de kaldırırken ondan her anlamda destek aldım. Kuru kalabalığa doğru ilerleyip Barzan babamın fenalaştığını görünce hızlı adımlarla ilerlediğimde yanına ulaştım.

"Dur gömleğini açalım." dedim, etrafındakiler panikten bir şey yapamazken benim bütün duygularım çekilmiş gibiydi. Çevik hareketlerle gömleğinin düğmelerini yarısına kadar açtım. "Lütfen sakinleş baba,"

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin