☾ BÖLÜM 88 ☽

256K 13K 22.5K
                                    

88. BÖLÜM
İKİZLER

Şuraya tıklayıp beni takip edebilirsin zanegzo 💙

Merhaba güzel ve yakışıklı okuyucularım, 10M okunmayı geçtik hatta ben bölüm atana kadar 11M bile olduk, sıfırdan başladığım bu yolda bana eşlik ettiğiniz için çok ama çoook teşekkür ederim iyi ki varsınız ♡

İki bebeğimde uyumaya devam ederken arada bir hareket ederek bize varlıklarını belli ediyorlardı. Nefes alışverişleri o kadar sakin ve düzenliydi ki, ikisi bir alıp veriyor henüz yeni doğmalarından ötürü kendilerini hâlâ kese içerisinde sanıyorlardı. Hastalıkları, gülüşleri, konuşmaları, ağlayışları hep bir olacak gibiydi. Her bir anlarında önce Karan'la sonra bütün ailemle birlikte olmak istiyordum.

"Ne zaman çıkacağız?" diye sorduğumda, ikimizinde bakışları bebeklerimizin üzerindeydi. Karan yanıma yatığa uzanmış, dışarıdan gelen kalabalık sesi az önce bastırmıştı. Doğum yapalı baya bir zaman olduğu için, tanıdığım herkesin sesi dışarıdan geliyordu. Kocam bana yüklenmelerini istemediği için çoğunu konağa geri göndermişti.

"Acele etme güzelim." dedi, sakin bir sesle. Parmaklarım onun sargılı olan elini okşuyordu. Doğum anında orantısız gücümden dolayı kocamın elini hafifçe bir çıtlatmıştım. Elinde çatlak bulunuyordu halbuki hayatında zaten bir çatlak vardı. "İki saate çıkmış oluruz." 

"Ama sen hiç dinlenmedin ki." diye mırıldandığımda, elini kaldırıp yanağıma yasladım. Yanağımda yer edinen sıcaklık onun elini ısıtırken bedeninin gevşediğini fark ettim.

"Dinleniyoruz işte," dedi Karan, beni kendine doğru yasladığında eli istemsiz olarak karnıma gitmiş, fakat hissetmiş olduğu büyük boşluktan ötürü bekime doğru sarmıştı. Karnımı okşamaya o kadar alışmıştı ki, bir süre bunu garipseyecekti.

Kirpiklerimi kaldırıp, "Onları emzirmek istiyorum." diye gözlerinin içine bakarken yüzümdeki ifade de belirsizlik oluştu. "Ya acıktılarsa? Hiç sesleri de çıkmıyor ki, acıkınca ağlamaları gerekmiyor mu?"

"Alışana kadar hemşire yardımıyla emzirmen gerekecek." dediğinde sağlam olan eliyle yanağımı avuçladı. "Konakta da eşlik edecek sağlık çalışanımız olacak. Ne zaman bu düzene alışırsak kendi başımıza devam edeceğiz."

Gözlerimde hüzün belirirken korku bedenimde dalga dalga yayılmıştı. "Korkuyorum Karan," diye fısıldadığımda, korktuğum konu evin içerisinde bir yabancının varlığıydı. Düşman hiçbir zaman dışarıda olmazdı, hep evin içerisinde olurdu. "Onları kimseyle tek bırakmak istemiyorum."

Kafasını hafifçe iki yana salladığında bana güven verircesine baktı. Onunda zorlandığını, güvenmek istemediğinin farkındaydım. "Sen istemediğin süre boyunca ne bebeğime, ne bebeğimin bebeklerime yaklaşıp temas edebilecek." dedi, tok bir sesle. Sesi beni rahatlatacak düzeydeydi. "Rahat olmayacağını biliyorum ama bebek bakmaya dair hiçbir şey bilmiyoruz Marin. Onları deneyimleyerek deneme tahtası gibi büyütemeyiz. Destek almamız lazım."

Destek almamız gereken konular vardı. Bunu ailemizle yapabileceğime inanıyordum. Evet, bebeklerim için en iyisini istiyordum. Konuşmaya başladıkları an, onların eğitimleri kişisel gelişimleri için bir sürü destek alacaktım fakat o zamana kadar kendi bebeklerimle kendim ilgilenmek istiyordum. Diken üstünde yaşamak kadar kötü bir şey yoktu.

"İstemiyorum." dedim, net bir ifadeyle. "Karnımdalarken onları koruyabilirdim. Bir şey olursa hissederdim. Şimdi benden ayrılınca onları koruyamam, bir şey olursa ve ben hissedemezsem..."

DÜŞLER AĞIDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin